1. 1
MART - 2014
GCM MENKUL KIYMETLER A.Ş.
ARAŞTIRMA ve ANALİZ DEPARTMANI
NİSAN 2014
Aylık Raporu
2. 2
MART - 2014
İçindekiler
Sayfa
Giriş 2
MartAyı Özeti 3-4
Nisan ayında öne çıkan makro-ekonomik gelişmeler 5-6
Ekonomik Takvim 6
Analiz Çalışması 7-23
Parite Analizleri 7-10
• EURUSD Analizi 7
• GBPUSD Analizi 8
• USDCHF Analizi 8
• USDTRY Analizi 9
• USDJPY Analizi 9
• AUDNZD Analizi 10
Emtia Analizleri 11-19
• Altın Analizi 11
• Platinum Analizi 12
• Gümüş Analizi 13
• Ham Petrol Analizi 14
• Doğalgaz Analizi 15
• Şeker Analizi 16
• Bakır Analizi 17
• Mısır Analizi 18
• Soya Fasulyesi Analizi 19
Endeks Analizleri 20
• S&P500 Analizi 20
• Dax30 Analizi 20
Hisse Senedi Analizleri 21-23
• Bank Of America Analizi 21
• Morgan Stanley Analizi 22
• Cisco Analizi 23
Risk Açıklaması 24
3. 3
MART - 2014
“Asya - Pasifik”
Geride kalan ay içerisinde Asya ülkelerinin sermaye piyasalarının gündeminde oldukça fazla yer aldığını ifade
edebiliriz. Dünyanın en büyük ilk iki ekonomisine ev sahipliği yapan kıtadan gelen haberler, özellikle Çin ve
Japonya’yı ön plana çıkardı. Ancak Avustralya ve Yeni Zelanda gibi önemli ülkelerdeki değişimlerin de, küresel
piyasa katılımcıları tarafından dikkatle izlendiği söyleyebiliriz.
Siyasi ve ekonomik faktörlerin birlikte izlendiği bir işlem dönemi olarak dikkat çeken Mart ayı içerisinde, Çin
ekonomisine yönelik endişeler, Asya’nın yanında, Avrupa’dan ABD’ye kadar finansal varlık fiyatları üzerinde etkili
oldu. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisindeki büyümenin hız kestiğine yönelik beklentiler piyasaların risk
algısını etkiledi. Özellikle imalat sektörünün gerileyebileceğine işaret eden PMI verileri, tahminlerden daha hızlı
düşen enflasyon ve beklentilerin altında bir büyüme kaydeden sanayi üretimi, ülkeye ilişkin kaygıların artmasına
yol açtı. Ancak ayın son haftasında, Çin’in, ekonomisine destek vermek için teşvikler uygulayabileceği yönündeki
spekülasyonların dikkat çektiğini belirtmekte fayda var. %7.5 olarak hedeflenen büyüme oranının yakalanabilmesi
için Çin hükümetinin adımlar atıp atmayacağı gelecek ay içerisinde de yakından takip edilecek başlıklar arasında
yer alıyor.
Japonya tarafında ise ülkenin merkez bankasının (BOJ) sessizliğini ne zaman bozacağı merakla bekleniyor. %5
olan satış vergisi ülkede Nisan ayı itibari ile %8’e çıkarılacak ve bu konunun büyüme ile enflasyon üzerinde
olumsuz etkiler yaratabileceği düşünülüyor. Bu paralelde BOJ’un para politikasını genişletmek için yakın bir tarihte
adım atabileceği beklentileri de piyasalarda canlı kalmaya devam ediyor. Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin
danışmanlarından Etsuro Honda’nın BOJ’un Mayıs ayında yeni bir adım için kararını açıklayabileceği yönündeki
değerlendirmesi ise dikkat çeken noktalar arasında yer aldı.
Avustralya e Yeni Zelanda’ya göz atacak olursak Mart ayında iki ülkenin merkez bankasının da yakıdan izlendiğini
ifade edebiliriz. Yeni Zelanda Merkez Bankası (RBNZ) piyasaların beklentisi doğrultusunda geride kalan ayki
toplantısında 25 baz puan faiz artırımına giderken, Avustralya Merkez Bankası (RBA) ise son ekonomik verilerin
iyileşmeye işaret emesi ile faiz indiriminden bir miktar daha uzaklaşan açıklamalar yapmayı tercih etti.
“Avrupa”
Piyasaların Avrupa cephesi yılın üçüncü ayında ekonomik faktörlerden çok siyasi ve politik gelişmeler ile
gündemin ilk sırasına oturdu. Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Bölgesi’nin Rusya topraklarına katılmasını izleyen
dünya tarihe tanıklık ederken, batılı ülkeler ile Rusya arasındaki artan gerilim, savaş riski endişelerinin de
gündeme gelmesine neden oldu. Diğer taraftan Euro Bölgesi’nden açıklanan ekonomik veriler ve politika
yapıcıların konuşmaları yeni beklentilerin gündeme alınmasını sağladı.
Ukrayna’da şiddetlenen protesto gösterileri sonrasında Kırım Özerk Bölgesi’nin bağımsızlığını ilan ederek
referanduma gitmesi ve ardından Rusya topraklarına katılması, Avrupa tarafında en çok konuşulan maddeler
arasında yer aldı. Rus birliklerinin Ukrayna’ya girmesi ile savaş ihtimalini değerlendirmeye alan piyasalar güvenli
olarak görülen finansal araçlara yönelirken, sonrasında dünya yetkililerinden gelen açıklamaların tansiyonu
düşürmesi ile bu olasılık ayın ilerleyen haflarında geri plana atıldı. Ancak ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin,
Rusya’nın Kırım ilhakı sırasında sergilediği tutum karışışında bazı yaptırımlar uygulamaya koymaları dikkat çekti.
Söz konusu yaptırımlar kişi bazlı ve vize engellerini amaçladığı için piyasalarda ekonomik endişelere yol açan
fiyatlamaların yapılmasına neden olmadı. Sonuç olarak Kırım Rusya topraklarına katılmış olurken, Rusya’da batılı
ülkeler tarafından izole edilmeyi göze almış bir tavır izledi.
Ekonomik anlamda ise İngiltere’deki toparlanma sürecinin ülkenin merkez bankası üzerindeki faiz artırım
baskısını artırıp artırmayacağı ve Euro Bölgesi’nde zayıf kalan ekonomik aktivitelerin öne çıktığını ifade edebiliriz.
Tahminlerin altında kalan Euro Bölgesi enflasyon oranı ise dikkat çeken ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB)
para politikasını genişletmesine neden olabilecek veri olarak kayda geçti. Bunun yanında, ECB’nin parasal
genişleme uygulamaya bir miktar daha yaklaştığına işret eden açıklamaların, Banka’nın üyeleri tarafından daha
net gelmeye başlaması da dikkat çeken başlıklar arasında yer aldı.
Yurtiçi gelişmelere göz attığımızda ise özellikle geride kalan ay boyunca dalgalı bir seyir izleyen Türk Lirası’nın ve
siyasi gerilimin tırmanması ile daha önemli bir hale gelen yerel seçimlerin öne çıktığını görüyoruz. Politik ve siyasi
gelişmeler seçimler öncesinde çok daha sıcak bir aşamaya yükselirken, sandıktan güçlü bir şekilde çıkan iktidar
“MART AYI ÖZETİ”
4. 4
MART - 2014
partisi TRY’nin ve BIST-100 endeksinin seçim sonrasındaki ilk iş gününe değer kazanımları ile başlamasını
sağladı. Başbakan Erdoğan’ın seçim gecesi yaptığı konuşma ise yurtiçinde gerilimin devam edeceği yönünde
yorumlanırken, belirsizliğin azalmasının iç piyasalardaki varlı fiyatlarına olumlu yansıdığı görüldü.
“ABD”
Küresel piyasalar Mart ayı içerisinde de dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan ABD’yi büyük bir dikkatle
izledi. Aralık ve Ocak ayında görülen sert kış koşullarının etkisinin Şubat ayı rakamlarından ne derece çıkacağı
dikkatle izlenirken, tüm dünya için ayın en önemli gelişmelerinden bir olarak değerlendirilebilecek istihdam verileri
ve Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) toplantısı ABD’de yakından izlenen gelişmeler arasında yer aldı.
Tarım dışı istihdam değişimi verisi her zaman olduğu gibi global piyasa katılımcılarının merakla beklediği
ekonomik gösterge olarak öne çıkarken, tahminlerin oldukça üzerinde gelen rakam, ülke ekonomisinin sağlığına
ilişkin olumlu bir ipucu verdi. Ayın genelinde ise ABD’den karışık sinyaller veren ekonomik veriler izlenirken, konut
piyasasına yönelik rakamlar tahminlerin altında, ekonomik güven endeksleri ise genelde beklentilerin üzerinde
gerçekleşti.
Ayın en dikkat çeken gelişmeleri arasında yeni Başkanı Janet Yellen ile ilk kez bir araya gelen FED yetkililerinin
toplantısı olduğunu ifade edebiliriz. 19 Mart’ta sona eren Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında
FED, aylık tahvil alımlarını 10 milyar Dolar azaltırken, büyüme ve işsizlik oranı tahminlerini aşağı yönlü revize etti.
Uzun zamandır faiz artırımı için eşik olarak ifade edilen %6.5’lik işsizlik oranı ise terk edildi. Kararların
açıklanmasının ardından basın konferansında konuşan Janet Yellen’ın cümleleri de gündemde oldukça ilgi
uyandırdı. Başkan, tahvil alımlarının tamamen bitmesinin ardından 6 ay sonra ilk faiz artırımının yapılabileceğini
ifade ederken, FED uzun bir zaman sonra para politikalarına ilişkin takvim vermiş oldu.
“MART AYININ KRİTİK GRAFİKLERİ”
Grafik: Sırasıyla, Çin - Sanayi Üretimi, ABD - Tarım Dışı İstihdam, Japonya - CPI, Euro Bölgesi - CPI
5. 5
MART - 2014
“Asya - Pasifik”
İlk çeyreğin Mart ayı ile sona ermesi ile birlikte yeni ayda Asya tarafından açıklanacak bir çok önemli ekonomik
veri piyasanın gündeminde yer alacak. Diğer taraftan merkez bankalarından yapılacak açıklamaların da, Asya –
Pasifik ülkeleri için büyük önem taşıdığını ifade edebiliriz.
Öncelikle piyasaların Çin’in kendi ekonomisine destek verip vermeyeceğine yönelik spekülasyonları yakından
izleyeceğini söyleyebiliriz. Bunun yanında Asya’nın en büyük ekonomisinden gelecek veriler, yeni beklentilerin
şekillenmesini sağlayabileceği için Nisan ayında yine yatırımcıların merceği altında yer alacak rakamlar arasında
öne çıkıyor. PMI verileri, sanayi üretimi, enflasyon oranı ve en önemlisi GDP (Büyüme Oranı) rakamı, küresel risk
algısını etkileyebilir ve Çin’den gelecek önem derecesi yüksek veriler arasında sıralanabilir. Nisan ayında
yayınlanacak söz konusu bu makro-göstergeler hem endeksler hem de para birimlerindeki fiyat değişimleri
üzerinde etkili olabilir. Çin’in önemli ticaret ortakları olan Yeni Zelanda ve Avustralya’nın para birimlerinin yanında
gelişmekte olan ülke varlıklarında da Çin verileri yönü belirleyici rol alabilir.
Japonya cephesine göz attığımızda ise gündemin daha çok, satış vergisi üzerinde odaklandığını görüyoruz. Hem
ülkedeki hükümet, hem de BOJ ekonomik aktiviteleri artırarak enflasyon oranını yükseltmeye çalışırken, yeni ay
ile devreye girecek olan satış vergilerinin dünyanın en büyük üçüncü ekonomisinde nasıl bir etki yapacağı
düşünülüyor. BOJ Başkanı Kuroda ve ekibinin Nisan ayında para politikalarında yeni bir adım atması
beklenmezken, artan vergi oranlarından sonra ekonomik verilerin olumsuz etkilendiğinin görülmesi halinde Mayıs
ayında bir hamle yapılabileceği konuşulanlar arasında yer alıyor. Diğer taraftan çeyreklik bazda yayınlanan
Tankan imalat endeksi ayın ilk iş günüde ülke ekonomisinin gidişatı hakkında önemli bilgiler verecek ve
yatırımcılar tarafından dikkatle izlenecek rakamlar arasında dikkat çekiyor. BOJ’dan gelecek açıklamalar ise yine
ülkenin para birimi ve endekslerindeki değişiklikleri öngörebilmek adına yakından takip edilecek. İkinci çeyreğin ilk
ayı olan Nisan’da yine enflasyona ilişkin rakamlar, sanayi üretimi ve perakende satış verileri, masadaki önemli
başlıklar arasında olacak.
Asya’nın en büyük ekonomileri için öne çıkan faktörler bu şekilde değerlendirilebilecekken, Avustralya ve Yeni
Zelanda merkez bankalarından gelecek açıklamalar da piyasa katılımcılarının dikkatle takip edeceği unsurlar
arasından yer alacak. Özetle, Asya-Pasifik tarafının yeni ayda da piyasalar tarafından oldukça yakından
izleneceğini ifade etmek yanlış olmayacaktır.
“Avrupa”
Avrupa kıtasında yeni ayda piyasalar yine ekonomik faktörler ve siyasi gelişmeleri bir arada takip edecekler.
Nisan’da yapılması planlanan G-20 ve G-7 zirvelerinin yanında, ABD ile birlikte Rusya’ya karşı alınacak
aksiyonlar yakından izlenecek. Bunun yanında ECB’den gelecek açıklamalar ve ekonomik veriler gündemde
olacakken, Forex piyasasının en çok işlem gören para birimlerinden olan Sterlin ve FTSE-100 endeksi için
İngiltere’nin makro gelişmeleri takip edilecek.
ECB’nin ayın başındaki toplantısından çıkacak sonuçların tüm dünya tarafından merakla beklendiğini ifade etmek
yanlış olmayacaktır. Euro Bölgesi’ndeki ekonomik aktivitenin istenen düzeye bir türlü gelmemesi ve enflasyon
oranının düşük kalmaya devam etmesi, ECB’nin para politikasını genişletebileceği beklentilerini canlı tutuyor.
Banka’nın faiz oranını düşürmesi ya da, negatif mevduat faiz oranı, LTRO (Uzun Vadeli Yeniden finansman
Operasyonu) ve OMT (Doğrudan Parasal İşlemler) gibi programlar tarafında adım atması Euro’da sert kayıpların
görülmesine neden olabilir. Ancak ECB’nin Nisan ayını da para politikasını genişletmek için ipucu vermeden pas
geçmesi halinde, kıtanın ortak para biriminde yukarı yönlü hareketler ivmelenebilir. Bunun yanında ay boyunca
açıklanacak PMI verileri, 30 Nisan’da yayınlanacak CPI verisinin için fiyatlamaların yapılmasına yol açabileceği
için dikkatle izleneceğini söyleyebiliriz.
İngiltere’de ise ülkenin merkez bankasının (BOE) bu ay da para politikasını sıkılaştırmak için bir adım atmasının
beklenmediğini ifade edebiliriz. 10 Nisan’da yayınlanacak olan Banka’nın faiz kararı sonrasında ayın ilerleyen
günlerinde işsizlik ve büyüme oranı rakamları, BOE’nin adımlarını öngörebilmek adına piyasalar tarafından
dikkatle izlenecek. Ayın ilk haftası ise imalat, yapı ve hizmet PMI verileri Sterlin’de sert hareketlere yol açabilir.
“NİSAN ayında öne çıkan makro-ekonomik gelişmeler”
6. 6
MART - 2014
“ABD”
Dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan ABD, ikinci çeyreğin ilk ayında yine piyasaların en fazla odaklanacağı
ülkelerden biri olacak. Gerek ekonomik toparlanması, gerekse FED’in para politikaları, finansal araç fiyatlarının
yönünü belirleyici olabileceği için büyük bir önem taşımaktadır.
Ayın ilk günlerinde Forex piyasasının en dikkat çeken ekonomik göstergesi olarak tanımlayabileceğimiz tarım dışı
istihdam değişimi verisi, ayın geri kalan kısmında FOMC toplantısından çıkacak sonuçların fiyatlanabilmesi için bir
öngörü oluşturabilir. Dolayısı ile işsizlik oranı ile birlikte endeks, para birimleri ve emtia fiyatlarında sert
hareketlere yol açabilir. G-20 ve G-7 toplantılarında ise piyasa daha çok politik gelişmelere odaklanacakken, ABD
Başkanı Barack Obama’nın Rusya’ya ilişkin açıklamaları mercek altında olacak. Ancak ekonomik veriler tarafında
bu ay enflasyona ait gelişmeler için bilgiler verecek rakamlar, FED’in bu konu üzerindeki hassasiyetini
artırabileceği sinyalleri sonrasında bir kat daha önem kazanabilir. Ayın son işlem gününde ise yılın ilk çeyrek
büyümesine ilişkin birinci tahmin açıklanacakken, akşam saatlerinde ise gözler FOMC toplantısından çıkacak
sonuçlarda olacak. FED’in parasal genişlemesini yine 10 milyar Dolar azaltılması bekleniyor. Bunun dışında aylık
tahvil alımlarında atılacak farklı bir adım sürpriz olarak değerlendirileceği için piyasalarda sert hareketlere yol
açabilir. Faiz oranında ise 2015’in ortalarından önce bir değişiklik beklenmediği için bu noktada bir sürpriz gelme
olasılığı oldukça düşük. Ancak toplantının tamamlanmasından sonra yayınlanacak karar metninde yer alan
D:GCMAylık Rapor Bülten TaslakNisan bülten hazırlıkdeğerlendirmeler, ilk faiz artırımına ilişkin algıyı
değiştirirse, Dolar’da önemli fiyat değişiklikleri gözlemlenebilir. Bu paralelde özellikle FED’in ABD ekonomisindeki
ilerlemeye ilişkin yorumlarının ne yönde olacağı da önem taşımaktadır.
Genel olarak ABD cephesi için piyasaların daha çok tahvil alımlarının nasıl bir tempoda azaltılmaya devam
edileceği ve faiz oranının artırılma zamanı konusundaki gelişmeleri, ay içerisindeki ekonomik veriler yardımı ile
tahmin etmeye çalışacağını söyleyebiliriz.
Detaylı Ekonomik Takvim verilerini görüntülemek için tıklayınız.
“Nisan ayı Ekonomik Takvim”
7. 7
MART - 2014
Paritenin en azından bir aylık seyri açısından en önemli
başlık ECB toplantısı ve Draghi’nin son durum
değerlendirmesi olacak. Bir taraftan ECB bir değişikliğe
gider mi diye bakılırken Fed unutulmayacak. Fed, ülke
kötü kış koşullarından yavaş yavaş çıkarken ekonomik
verilere nasıl tepki verecek izlemeye devam edeceğiz.
Fed’in faiz artırımı konusunda takvim vermesinden
sonra ECB’nin bugüne kadar uzak durduğu parasal
genişlemeye daha yakın olduğu, ECB’nin “bir şey
yapacağı” fikri canlandı. Fed veya BOJ benzeri parasal
genişleme modelinin Alman yetkililer tarafından da
telaffuz edilmesi Euro’yum zayıflattı.
Euro Bölgesi ekonomik verileri hala daha sallantıda
olduğunu ifade edebiliriz. Bölgede kuzey-güney ayrımı,
sorunlu ülke ekonomileri-bölgeyi kurtaran ekonomiler
ayrımı devam ediyor. Ekonomik gidişat ECB
beklentilerine uzak ve artık çok daha yüksek sesle ECB
adım atmalı ifadelerini duyuyoruz. Draghi Nisan ayında
bu beklentileri ne derece karşılayacak, karşılayacak mı
yoksa biraz daha veri toplamaya ihtiyacımız var mı
diyecek, göreceğiz. Draghi gevşeme sinyalleri verirse
paritede 1.36 seviyesine doğru geri çekilme mümkün.
Tersi durumda Draghi bugüne kadar söylediğinden
farklı bir şey söylemezse tekrar 1.38 seviyesi üzerine
çıkılabilir.
Parite mart ayının son haftasını 1.3750 civarında
geçirdi. Son bir 1.3835 direncinin aşılması denemesi
başarısız oldu. Orta vadede 1.3750 seviyesi altında
olmak Euro’yu değerli bekleyenler için iyi bir haber
değil. Haftalık bültenlerimizde ısrarla şunu
vurgulamıştık; 1.3750 üzerinde kalındığı sürece
yukarıda 1.3900-1.4000 seviyeleri hedeflenebilecektir.
Bu düşüncemizi korumaya devam ediyoruz.
“EUR/USD ANALİZİ”
“ EUR/USD HAFTALIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek: 1.3685-1.3640-1.3550
Direnç: 1.3835-1.3940- 1.4000
8. 8
MART - 2014
İngiltere, Avrupa ve ABD merkez bankalarının önemli
açıklamalarda bulunduğu Mart ayını geride bıraktık.
Özellikle FOMC tutanakları ve ardından FED başkanı
Yellen’in konuşmaları sonrasında güçlenen Dolar,
GBPUSD paritesinin gerilemesine katkı sağladı ve
parite ay içerisinde 1,6464 seviyesine kadar geriledi.
Son 7 haftalık performansı incelediğimizde paritenin
1,6821 seviyesini test ettiğini, ancak 1,6745 üzerinde
haftalık kapanış gerçekleştiremediğini görmekteyiz.
GBPUSD paritesi için orta vadeli 1,6745 seviyesi
atlında haftalık kapanış, uzun vadeli ise 1,7050
seviyesi altında aylık kapanışına devam ettiği
müddetçe orta ve uzun vadeli olarak negatif
beklentimiz devam etmektedir.
Mevcut düşüşlerin devam edebilmesi için de 1,6460
seviyesi altında en az 2 gün art arda günlük kapanış
gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu şart sağlanırsa
1,6255 ve 1,6050 seviyeleri test edilebilir. Aksi takdirde
1,6460 – 1,7050 arasındaki bant devam etmek
isteyebilir.
Destek:1.6255-1.6055-1,5880
Direnç:1.6745-1.6880-1.7050
USDCHF paritesi uzunca bir süredir (1 Eylül 2002
tarihinden itibaren) düşüş trendinde hareketlerine
devam etmektedir. Son zamanlarda da 0,9945 bariyeri
altında hareketlerini sürdürmeye çalışan parite mevcut
trendin de etkisi altında aşağı yönlü hareketler devam
etmektedir. Ancak bu düşüşler 0,8565 seviyesi
üzerinde etkisiz kalmaktadır. Çünkü USDCHF paritesi
1 Ekim 2011 tarihinden itibaren 0,8565 – 0,9945
seviyeleri arasında bant hareketi gerçekleştirmiştir.
Bu nedenle de özellikle düşüş trendinin daha etkin bir
şekilde işlem stratejilerine yansıyabilmesi için 0,8565
destek noktasını aşağı yönlü kırması gerekmektedir.
Aksi takdirde yukarıda ifade etmiş olduğumuz bant
hareketi devam etmek isteyecektir.
Kısa vadeli incelediğimizde ise 0,9150 seviyesi önemini
korumaktadır. Bu seviye altında kaldığı müddetçe
0,8700 ve 0,8565 seviyelerinin test edilme ihtimalinin
olduğunu ifade edebiliriz.
“GBP/USD ANALİZİ”
GBPUSD paritesi 19 Ekim 2008 tarihinden itibaren
(Uzun Vadeli) 1,7050 – 1,6745 aralığından her
seferinde satış baskısına maruz kalmış, ayrıca bu
tarihten itibaren haftalık kapanışını da (Orta Vadeli)
1,6745 seviyesi altında gerçekleştirmiştir.
“ GBP/USD HAFTALIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
“USD/CHF ANALİZİ”
“ USD/CHF AYLIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek:0,8700-0,8565-0,8280
Direnç:0 9000-0 9150-0 9450
9. 9
MART - 2014
Parite 2.16 seviye altında kalıcı olacak mı?
Yurt içi piyasalarda uzun bir süredir ana gündem
maddesi olan yerel seçimler geride kaldı, seçime bir
hafta kala yurt içi piyasalardaki iyimserlik kura da
yansıdı, paritede 2.20 seviyesi altına inildi. Paritede
şubat ayı başından bu yana hareket aralığı 2.20-2.25
bandıydı. Seçim sonuçlarıyla birlikte bandın altının
aşağı yönde zorlanması mümkün. Özellikle 2.16
seviyesi kritik. Seçim sonrasında ilk işlem gününde
2.15 seviyesinin de altı görüldü. Şimdi soru parite 2.16
seviyesi altında kalabilecek mi , yeni bant aralığı 2.10-
2.20 olabilir mi ? Bu sorunun cevabı yurt içindeki
gelişmelere ve Fed-ECB hamlelerine, gelişen
piyasalara mart ayının son haftasında gelen ilginin
bağlı olacak.
Günlük kapanışlar 2.16 seviyesi altında oluşmaya
başlarsa paritede geri çekilme hızlanabilir. Bu durumda
2.140 seviyesi ilk hedef olabilir. 4 ve 11 Nisan’da rating
şirketlerinin ülke değerlendirmesi sonucu bir aylık seyir
daha net görülebilir.
USDJPY paritesi gerek ABD gerekse Japonya merkez
bankasından gelen açıklamalar eşliğinde hareketlerini
sürdürmektedir. FED’in parasal genişleme miktarını
azaltması ile değer kazanan Dolar’a karşı, BOJ’un da
parasal genişlemesini sürdürme isteği Yen’in değer
kaybetmesine katkı sağlamakta ve bu tutum paritenin
yukarı yönlü hareketlerini desteklemektedir.
USDJPY paritesini haftalık grafikte incelediğimizde
kritik bölge olarak adlandırdığımız 101,20-100,60
aralığın önemli olduğunu, 24 Şubat 2013 tarihinde
başlayan yükseliş kanalının da bu bölge üzerinde aktif
bir şekilde devam ettiğini ifade edebiliriz. USDJPY
paritesi bu tutumunu sürdürebilmesi için belirlediğimiz
bölge üzerinde haftalık kapanışını sürdürmesi
önemlidir.
Paritenin bu bölge üzerinde kalması son zamanların
zirve noktası olan 105,45 seviyesinin yeniden
hedeflenmesine katkı sağlayabilir. 102,95 seviyesi
üzerindeki günlük kapanışlar mevcut hedefe yaklaşma
ihtimali güçlenebilir.
“USD/TRY ANALİZİ”
“ USD/TRY GÜNLÜK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek: 2.1600-2.0800-2.0600
Direnç: 2.2500-2.2800-2.3000
“USD/JPY ANALİZİ”
Japonya merkez bankası (BOJ) Enflasyon hedefini
tutturabilmek için parasal genişlemeyi sürdüreceğini
toplantılarında dile getirmektedir. Bu tutum Yen’in
değer kaybetmesine önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu
tutum sürdükçe parite de yukarı yönlü hareketler
devam etmek isteyebilir.
“USD/JPY HAFTALIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek: 101,20-100,60-98,25
Direnç: 102,95-104,25-105,45
10. 10
MART - 2014
1992 yılından itibaren AUDNZD paritesini
incelediğimizde DİP noktaları olarak gözlemlediğimiz
noktalardan dönüşleri dikkat çekicidir. Trendi
görmemizi sağlayan RSI (Göreceli Güç Endeksi)
göstergesi de DİP ve TEPE noktalardan gerçekleşen
olası dönüşleri 1992 yılından itibaren net bir şekilde
bizlere göstermektedir.
DİP noktaları:
TARİH SEVİYE
Temmuz 1995 1,0495
Ocak 1997 1,0521
Haziran 1997 1,0285
Temmuz 1997 1,0526
Temmuz 1998 1,0495
Aralık 2005 1,0432
Ocak 2014 1,0448
Destek:1.0530-1..0430-1.0285
Direnç:1.0937-1.1180-1.1395
2014 yılından itibaren AUDNZD paritesinin
hareketlerini incelediğimizde gerçekleştirdiği DİP
sonrasında toparlanma isteği, TARİH TEKERRÜRDEN
İBARETTİR açıklaması için önemli bir sinyal, ancak
RSI indikatörü bu dönüş için henüz önemli bir sinyal
vermedi.
Bu nedenle de özellikle DİP’ten döndü artık
YÜKSELECEK diyebilmemiz için daha öncekilerde
olduğu gibi RIS göstergesinin 30 seviyesi üzerine
çıkmasını beklememiz gerekmektedir. Şuanda RSI
göstergesi 27 seviyesinde ve kritik bölgeye çok
yakındır.
“AUD/NZD ANALİZİ”
Son 22 yıllık performansını incelediğimizde DİP
noktalarının daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini
ve olası dönüşler için pariteyi incelememiz
gerektiğini söyleyebiliriz.
“ AUD/NZD AYLIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
11. 11
MART - 2014
Altın 1392 seviyesinden sert bir darbe aldı. 1300 USD
altına da inildi. Yellen’ın faiz artırımı konusunda tarih
vermesi, Ukrayna gerginliğinin sıcak çatışma alanından
çıkıp ekonomik yaptırımlara dönmesi kısa vadeli
yükselişi sonlandırdı.
1180 seviyesinden başlayan kısa vadeli yükseliş trendi
ise 1332 USD seviyesinin altına inilmesiyle sonlandı.
Altın kendisini 1800 USD seviyesinden başlayan uzun
vadeli düşüş trend çizgisi üzerine (1325 seviyesinin
aşılmasıyla) atabilmişti, şimdi fiyat tekrar uzun vadeli
trend çizgisine çok yakın. Uzun vadede altın düşüş
trendinden tam olarak kurtuldu diyemiyoruz.
ALTIN İÇİN YÜKSELİŞ ÜMİDİNİN KORUNABİLMESİ
İÇİN 1300 SEVİYESİ ÜZERİNE ÇIKILMALI. Aksi
durumda geri çekilmenin devamı ile 1285, 1275
seviyeleri sıralı hedefler olabilir. 1300 USD seviyesi
üzerinde ise ilk zorlanılacak seviye 1310-1320 USD
aralığı olabilir.
Altın değerlendirilirken hisse senetleri piyasasının takip
edilmesini önermeye devam ediyoruz. S&P500 1845-
1866 aralığında işlem görmeye devam ediyor. Eğer
altın ile endeks arasında korelasyon kurmak gerekirse
SP500 1845 altına inerse altın 1300 seviyesini
aşabilir,SP500 1880 seviyesine doğru hareketleniyorsa
altın 1285-1275 seviyelerine doğru hareket edebilir
diyebiliriz.
“ALTIN ANALİZ”
“ ALTIN HAFTALIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylıincelemek için tıklayınız.
Destek: 1285-1275-1250
Direnç: 1305-1310-1320
12. 12
MART - 2014
Şubat ayı genelinde ve Mart’ın ortasına kadar önemli bir
yükseliş kaydeden platin fiyatları, dünyanın en büyük platin
üreticisi olan Güney Afrika’da devam eden grevlerden
oldukça etkilenmişti. Değerli madenlerdeki genel yükselişi de
arkasına alan söz konusu emtia Mart ayı başında, son olarak
2013 Eylül ayında görülen fiyat düzeylerine kadar çıktı.
Ancak geride kalan ayın ortalarından itibaren gerek kıymetli
maden fonlarındaki satışlar, gerekse büyük platin üreticisi
şirketlerden gelen açıklamalar, emtianın sert düşüşler
kaydetmesine neden oldu.
Dünyanın en büyük platin üreticisi olan Anglo American
Platinum (Amplant), 10. haftasını tamamlayan Güney
Afrika’daki grevlerin, şirket stoklarının yalnızca yarısı kadarını
azalttığını açıkladı. Amplant, Güney Afrika Maden ve İnşaat
İşçileri Sendikası’na (AMCU) üye işçilerin ücretlerinin
artırılması için yaptıkları grevler nedeni ile normal
kapasitesinin %60’ı kadarlık bir üretim yapabiliyor.
Platinum, 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren kanal içi
hareketlerine devam etmektedir. Ayrıca, 1 Ekim 2009
tarihinden itibaren de 1299 destek noktası üzerinde
hareketlerini sürdürmektedir. 1 Aralık 2013 tarihinde kanalın
alt noktası olarak belirlemiş olduğumuz 1299 seviyesinden
güç alarak yukarı yönlü çıkış gerçekleştiren Platinum, yeni
yılda da bu çıkışını sürdürerek Mart ayı içerisinde bollinger
bandının orta noktası olan 1490 seviyesine yaklaştı ancak bu
seviye üzerinde kapanış yapamayarak yeniden satış
baskısına maruz kaldı.
Teknik olarak incelediğimizde 1490 seviyesi yeni ayda çok
kritik bir seviye olarak karşımızdadır. Eğer Platinum 2008
yılından beri devam eden kanal içi hareketlerine devam
etmek istiyorsa 1490 seviyesi üzerinde 2 gün art arda günlük
kapanış ya da haftalık kapanışa ihtiyaç vardır. Bu şart
sağlanırsa kanalın üst noktası olan 1623,8 seviyesi test
edilebilir. Aksi takdirde yeniden 1299 seviyesi gündemimizde
yer alabilir.
Nisan ayında genel olarak değerli maden fiyatlarındaki yön
ve Güney Afrika’da devam eden greve ilişkin açıklamalar, arz
yönlü fiyatlamaların yapılması ile platinin değeri üzerinde
etkili olmaya devam edebilir.
“PLATINUM ANALİZ”
“PLATINUM AYLIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylıincelemek için tıklayınız.
Destek:1387-1340-1299
Direnç:1490-1553-1623
“1490 seviyesi ÖNEMLİ”
13. 13
MART - 2014
Gümüşte zayıf seyir devam ediyor. Altının seyrine
paralel bir hareket izleniyor, altına yönelik talepten
gümüş de payına düşeni alıyor pozitif algı olarak fakat,
aynı zamanda bir sanayi metali olan gümüşe
büyümeden destek henüz yok.
Dünya ekonomisinde toparlanma-büyüme deyince ilk
bakılan yer Çin. Çin’in yeni büyüme modeli hızlı
toparlanma-büyüme bekleyenler için iyi sinyaller
üretmiyor.
Çin’in yıl sonu büyüme hedef 7.5, mevcut gidişatla bu
hedefe ulaşmak zor görünüyor. Üst üste kötü gelen
PMI rakamları Çin’li yetkilileri esnek olmaya itebilir
diyorduk, Mart ayında bunun çok cılız da olsa
işaretlerini aldık. Artık her kötü Çin verisinden sonra
bu beklenti daha yüksek olabilir. Çin’de büyüme
emtiayı destekler.
Gümüşte 22 seviyesi üzerine çıkılmadığı sürece uzun
vadeli düşüş trendi devam ediyor olacak. 20.3 minör
bir destek, 18.7 kısa vadeli güçlü destek.
Destek: 20.03 -18.70 - 17.10
Direnç: 21.90 -22.80 - 24.70
“GÜMÜŞ ANALİZİ”
“ GUMUS HAFTALIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
14. 14
MART - 2014
Son aylarda ABD’de görülen sert hava koşulları, ısınma
amacı ile talebi artan enerji fiyatlarının yükselmesine destek
olmuştu. Bu paralelde genel anlamda azaldığı görülen ham
petrol stokları da emtianın fiyatında yukarı yönlü hareketlere
katkı sağlamıştı. Ancak hem ABD’de soğuk hava şartlarının
etkisinin azalacağı beklentisi, hem de dünyanın en büyük
ikinci ekonomisi olan Çin’in ekonomik büyümesinin hız
kaybedebileceğine işaret eden veriler, ham petrol fiyatlarında
Mart ayı başından itibaren sert düşüşlere yol açtı. Ayın
ortalarından sonra ise ABD’den gelen olumlu makro-
ekonomik göstergeler ve Çin hükümetinin ekonomisine
destek vereceği spekülasyonları, ham petrole destek veren
faktörler olarak öne çıktı.
12 Temmuz 2009 tarihinden itibaren devam eden ve her
fırsatta mevcut trendin alt noktasından güç alarak yukarı
yönlü çıkış gerçekleştiren ham petrol, yukarı yönlü çıkışını
Mart ayında da devam ettirerek 102,21 seviyesine kadar
devam ettirdi.
2009 yılından itibaren devam eden yükseliş trendi 200
haftalık basit hareketli ortalama ile desteklenmekte ve bu
durum ham petrolün yukarı yönlü çıkışına orta ve uzun vadeli
devam etme ihtimallerini güçlendirmektedir.
Uzun vadeli olarak 200 haftalık basit hareketli ortalama olan
93,74 seviyesi üzerinde, Orta vadeli olarak fibonacci %76,4
düzeltme noktası olan 96,33 seviyesi üzerinde ve son olarak
da kısa vadeli fibonacci %61,8’lik düzeltme noktası olan
99,36 seviyesi üzerinde yükseliş baskısı devam etmektedir.
Ham petrol fiyatı yukarıda belirlediğimiz kritik destek noktaları
üzerinde kalmaya ederse yukarı yönlü hareketlerini 105,20 ve
107,30 seviyesine doğru devam ettirebilir
Nisan ayında gerek ABD, gerekse Çin’den açıklanacak,
ekonominin sağlığına yönelik veriler ham petrol fiyatlarında,
haftalık stok rakamları ile birlikte yönü belirleyici ana etkenler
olarak yakında takip edilecek. Özellikle dünyanın en büyük ilk
iki ekonomisi için yayınlanacak büyüme oranı ve sanayi
üretimi dataları, talep tarafında öngörü oluşturabilmek adına
büyük önem taşımaktadır.
“HAM PETROL ANALİZİ”
“ HAM PETROL HAFTALIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek:99,36-96,33-93,74
Direnç:102,21-104,27-105,22
“2009 yılından itibaren Yükseliş trendi devam etmektedir”
15. 15
MART - 2014
ABD’de yaşanan çok soğuk kış koşullarının etkisi 2014 yılının
başlaması ile birlikte doğal gaz fiyatlarında önemli ölçüde
hissedilmişti. Ancak emtianın fiyatında, ABD’deki kötü hava
koşullarının hafiflemesi ile birlikte 6 yılın zirvesinden geri
çekilmeler yaşandığını görmüştük. Diğer taraftan, Kırım
sorunu nedeni ile Batılı ülkelerin, en büyük doğalgaz
ihracatçılarından olan Rusya’ya uygulayacaklarını
açıkladıkları yaptırımları kişisel bazda tutmaları, arzda düşüş
olacağı endişelerini azaltarak, doğal gaz fiyatlarının aşağı
yönlü ilerleyişini desteklemişti. Diğer taraftan ABD Başkanı
Obama’nın, Rusya’nın mevcut politikasına devam etmesi
durumunda özellikle sektörel bazda yaptırımların
başlayabileceğini belirtmesi, Mart ayının son haftasında
fiyatlarda yukarı yönlü bir miktar toparlanma görmemizi
sağlamıştı.
Doğalgaz fiyatını incelediğimizde 1 Mart 2012 tarihinden
itibaren yükseliş trendi içerisinde hareketlerine devam
etmektedir. 2014’ün ilk ayından beri mevcut trend içerisinde
düzeltme & tepki satışının gerçekleştiğini görmekteyiz.
Trendi görmemizi sağlayan RSI (Göreceli Güç Endeksi)
göstergesi de mevcut düzeltme hareketini desteklemektedir.
Yükseliş trendinde kanalın alt noktası olarak belirlediğimiz
3,90 seviyesi bu ayın en dikkat çeken seviyesi olarak
karşımıza çıkmaktadır. Eğer Doğalgaz yükselişlerine devam
etmek istiyorsa 1 Mart 2012’de başlayan yükseliş trendinde
kanalın alt noktası olan 3,90 destek noktası üzerinde kalması
önemlidir. Bu şart sağlanırsa 5,465 seviyesi mevcut trenddeki
hedef olarak belirlenmiştir. Aksi takdirde 1 Mart 2012
tarihinden itibaren devam eden yükseliş trendi sona ermesi
kaçınılmaz olabilir.
Destek:4.400-3,900-3,430
Direnç:4,960-5,465-6,380
Nisan ayında Avrupa Birliği’nin alternatif enerji yolları arama
konusundaki arayışları ve Rusya’ya uygulanabilecek sektör
bazındaki yaptırım kararları fiyatlar hareketleri üzerinde
belirgin etkiler yaratabilir.
“DOĞALGAZ ANALİZ”
“ DOGALGAZ AYLIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
“Yükseliş trendi etkisini sürdürecek mi?
16. 16
MART - 2014
Şubat ayında şeker fiyatları için dikkatle takip edilen konu,
dünyanın en büyük şeker üreticisi olan Brezilya’daki
kuraklığın mahsul kalitesi üzerindeki etkisi olarak öne
çıkmıştı. Bu paralelde yılın ikinci ayında arz tarafındaki
endişeler ile emtianın fiyatı önemli bir yükseliş kaydederken,
Mart’ta ise dalgalı bir işlem döneminin izlendiğini ifade
edebiliriz. Brezilya’da kuraklığa ilişkin kaygıların azalmasının
yanında, dünyanın en büyük ikinci şeker üreticisi
Hindistan’daki üretimin artacağı beklentisi, şeker fiyatlarında
ayın ilk haftalarında görülen baskının temel etkenleri
arasında yer aldı. Nisan ayı genelinde ise yine Brezilya
tarafındaki gelişmeler ve Hindistan’da çiftçilere ekim için
sağlanan teşviklere ait beklentiler, şeker fiyatları için yakıdan
izlenecek faktörler olarak öne çıkıyor.
1 Ekim 2011 tarihinden başlayan ve günümüze kadar devam
eden alçalan takoz formasyonunda 1 Şubat 2014 tarihinde
kanalın alt noktası 14,36 seviyesinden almış olduğu güçle
yukarı yönlü çıkış gerçekleştirdiğini ve Mart ayı içerisinde
kanalın üst noktası olan 18,43 seviyesine yaklaştığını ancak
geçemediğini görmekteyiz.
Burada sorulması gerekilen soru formasyonun üst noktası
geçilerek mevcut düşüş trendi sonlanacak mı yoksa kanal içi
hareketlere devam mı edecek olacaktır. Bu nedenle de Nisan
ayının ilk haftası Şeker fiyatlarının seyri için önemlidir.
• Şeker fiyatı haftalık kapanışını kanalın üst noktası
olan 18,43 seviyesi üzerinde gerçekleştirebilirse
düşüş trendi yerini yükselişlere bırakabilir ve bu
tutum Şeker fiyatını fibonacci %50’lik düzeltme
noktası olan 24,50 seviyesine taşıyabilir.
• Şeker fiyatı eğer haftalık kapanışını kanalın üst
noktası olan 18,43 seviyesi altında
gerçekleştirebilirse formasyon içi hareketler devam
etmesi beklenilebilir ve bu tutum şeker fiyatını
kanalın alt noktası ve aynı zamanda da fibonacci
%100’lük düzeltme noktası olan 13,00 seviyesine
taşıyabilir.
“ŞEKER ANALİZ”
“SEKER AYLIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek:16,69-14,81-13,00
Direnç:18,43-20,03-21,79
“Alçalan Takoz Formasyonuna DİKKAT!”
17. 17
MART - 2014
Geçtiğimiz ay boyunca küresel piyasalarda etkili olan
gelişmeler bakır fiyatlarında 2013 ortasından beri yaşanan en
sert hareketleri görmemize neden olmuştu. Özellikle Çin’in
talebinin söz sahibi olduğu bakır fiyatları, dünyanın ikinci
büyük ekonomisinde yavaşlama olacağı endişeleriyle ayın
son haftasına kadar düşerken, bu süreçten sonra devletin
teşviklere başvuracağı beklentileri yukarı yönlü
toparlanmalara yol açtı.
Nisan ayında da bakır fiyatlarının Çin etkisinde hareketlerini
sürdürme ihtimalinin yüksek olduğunu ifade edebiliriz.
Uygulanabilecek teşviklerin yanında bakırın en büyük kaynak
sektörü olan inşaat alanına giren konut verileri de takip
edilecek. Diğer yandan Şili, Peru ve Güney Afrika gibi bakır
üreticisi ülkelerde yaşanan grevler ile birlikte siyasi gelişmeler
de, fiyatların yükselmesine neden olabilecek unsurlar
arasında değerlendirilebilir. Nisan ayı vadeli kontratlara
baktığımızda ise, şu ana kadar piyasa algısının da bu yönde
beklentileri olduğunu ifade edebiliriz.
1 Ekim 2011 tarihinden itibaren devam eden üçgen
formasyonunda kanalın alt noktası olan 2,9815 seviyesini test
eden hatta ay içerisinde bu destek noktası aşağı yönlü kırılsa
da aylık kapanışını 2,9815 seviyesi üzerinde gerçekleştiren
Bakır için üçgen formasyonu hala daha devam etmektedir.
Teknik olarak baktığımızda üçgen formasyonu devam mı
edecek yoksa sonlanacak mı sorusunun cevabını
aramaktayız. Bu nedenle de yeni ayda özellikle kanalın alt
noktası olan 2,9815 seviyesi dikkatle takip edilmelidir.
Bakır fiyatlarında kanal içi hareketler devam mı edecek yoksa
sonlanacak mı sorusunun cevabını verirken özellikle haftalık
kapanışının önemini vurgulamamız gerekmektedir.
Buna göre 1 Ekim 2011 tarihinden itibaren devam eden
üçgen formasyonunda kanalın alt noktası olan 2,9815
üzerinde devam edecek haftalık kapanış yukarı yönlü
hareketlerin devam etmesine olanak sağlayabilir ve bu tutum
Bakır fiyatının kanalın üst noktası olan 3,4660 seviyesine
kadar yükselebilir. Aksi takdirde, yani bakır fiyatının üçgen
formasyonunda kanalın alt noktası olan 2,9815 seviyesi
altında gerçekleştirecek haftalık kapanış mevcut
formasyonun sonlanmasına neden olabilir. Böyle bir durumda
da 2,7223 seviyesi test edilmesi gerekilen bir seviye olarak
karşımızdadır.
“BAKIR ANALİZİ”
“BAKIR AYLIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek:2,9815-2,9190-2,8420
Direnç:3,1153-3,2765-3,3610
“Üçgen Formasyonuna DİKKAT”
18. 18
MART - 2014
Şubat ayında izlenen yükselişlerin, Mart’ta yerini yataya daha
yakın hareketlere bıraktığı mısır fiyatlarında, Afrika’nın resmi
tahmin kuruluşu olan Mahsul Tahminleri Komitesi’nin (Crop
Estimates Committee), kıtanın en büyük mısır üreticisi olan
Güney Afrika’ya ilişkin beklentilerini yükseltmesinin önem
taşıdığı ifade edilebilir. Komite, Güney Afrika’daki hasadın
1981’den sonraki en yüksek seviyesine çıkabileceğini
belirtiyor. Ancak, Karadeniz tarafındaki siyasi gerilimin de,
emtianın ihracat fiyatlarının yükselmesindeki dikkat çeken
başlıklar arasında olduğunu atlamamakta fayda var.
Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) ise Mart raporunda
2014/2015 mısır üretim tahminini yükseltti. Bu paralelde uzun
vadede üretimin artacağına yönelik beklentilerin sürdüğü
görülürken, nakliye tarafında yaşanan güçlükler ve Ukrayna-
Rusya gerilimi, fiyatlardaki yükselişe destek olan unsurlar
olarak sayılabilir. Yeni ayda ise dünyanın en büyük mısır
üreticisi olan ABD’deki mahsullere ilişkin haberler, Güney
Afrika cephesi ve Karadeniz ulaşımında yaşanacak
gelişmeler mısır fiyatları için dikkatle takip edilecek.
Mart ayında aylık bültenimizde gerçekleştirmiş olduğumuz
Mısır analizimizde 2005 yılından itibaren devam eden
yükseliş trendi üzerinde durmuş, trendi görmemizi sağlayan
RSI (Göreceli Güç Endeksi) göstergesinin de bu çıkışı
desteklediğini ifade etmiştik. Ayrıca 455 seviyesindeyken
gerçekleştirmiş olduğumuz analiz çalışmasında yukarı yönlü
çıkışın 410,50 seviyesi üzerinde devam etmek isteyeceğini
sizlerle paylaşmıştık. Mısır fiyatı, Mart ayı içerisinde
gerçekleştirdiği yükselişlerle 455 seviyesinden 497
seviyesine kadar yükseldi ve şuanda da 485 seviyesine yakın
hareketlerine devam etmektedir.
Teknik olarak baktığımızda 410,50 destek noktası üzerinde
yukarı yönlü beklentimiz devam etmekte ve RSI indikatörü de
bu çıkışı desteklemektedir. Bu nedenle de uzun vadeli
yükseliş beklentimizde hedeflerimiz fibonacci %76,4’lük
düzeltme noktası olan 504,75 ile fibonacci %61,8’lik düzeltme
noktası olan 535 olarak belirlenmiştir.
“MISIR ANALİZİ”
“MISIR AYLIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek:456,26-410,50-370,11
Direnç:504,75-537,90-563,06
“Yükseliş isteği gücünü korumaktadır”
19. 19
MART - 2014
Soya fasulyesinde geride kalan ay içerisinde hava koşulları
ve gelecek yıllara ilişkin üretimin azalacağı yönündeki
beklentilerin etkili olduğunu ifade edebiliriz. Dünyanın en
büyük soya fasulyesi üreticisi olan ABD’deki stokların,
emtianın artan ihracatı ile düşüş kaydetmesi, ayın ortalarında
fiyatta görülen kayıpların büyük bir kısmının geriye
kazanılmasındaki temel nokta olarak değerlendirilebilir. Mart
ayındaki raporunda dünya üzerindeki çiftçilerin 2014/2015
üretim tahminini düşüren Uluslararası Tahıl Konseyi’nin (IGC)
yeni raporu ve ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) ihracat
rakamları yakından takip edilecek. Diğer taraftan dünyanın en
büyük soya fasulyesi ihracatçısı olan Brezilya’daki hasadın
kalitesine yönelik haberler de Nisan ayı içerisinde emtianın
fiyatında etkili olabilecek faktörler arasında değerlendirilebilir.
Soybean ( Soya Fasulyesi) 11 Aralık 2011 tarihinden itibaren
kanal içi hareketlerine devam etmektedir.
50 haftalık basit hareketli ortalama olan 1379 desteğinde güç
alarak yukarı yönlü hareketlerine devam eden soybean,
kanalın üst noktası ve aynı zamanda da 100 haftalık basit
hareketli ortalama olan 1445 seviyesine yaklaştı ancak bu
seviyesi üzerinde haftalık kapanış yapamadı.
Teknik olarak Soybean haftalık grafiğini incelediğimizde
gerek 100 haftalık basit hareketli ortalama olan 1445 seviyesi
gerekse fibonacci %61,8 düzeltme noktası olan 1464 direnç
noktaları Soya Fasulyesinin bundan sonraki süreçte nasıl bir
strateji gerçekleştireceğine ilişkin önemli sinyaller vermesi
beklenilmektedir.
Özellikle de yükselişlerin devamı için fibonacci %61,8
düzeltme noktası olan 1464 seviyesi üzerinde haftalık
kapanışa ihtiyaç vardır. Bu şart sağlanırsa yükselişler baskın
olması ve 1590 seviyesine doğru yükseliş gerçekleştirilmesi
beklenilmektedir. Aksi takdirde kanal içi hareketler devam
etmesi beklenilmekte ve bu tutum soybean fiyatının yeniden
kanalın alt noktası olan 1260 seviyesine doğru bir atak
gerçekleştirmesine katkı sağlayabilir.
“SOYA FASULYESİ ANALİZİ”
“SOYA FASULYESI HAFTALIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek:1352-1305-1254
Direnç:1445-1515-1602
“Kanalın Üst Noktasına DİKKAT!”
20. 20
MART - 2014
Endeks geçtiğimiz ayı 1830-1860 aralığında geçirdi.
1887 seviyesi görüldükten sonra 1826 seviyesine
kadar geri çekilme yaşandı.
Kasım 2012’den başlayan, grafikte mavi çizgi ile
gösterilen yükseliş trendi ve daha uzun vadede Haziran
2012’de başlayan ve grafikte kırmızıçizgi ile gösterilmiş
yükseliş trendinde henüz bozulma yok.
Fakat yükselişte yorgunluk işaretleri birikiyor olabilir.
Kısa vadede 1825 seviyesi altına inilmediği sürece
tekrar 1880 üstü denemeler mümkün. Fakat 1825
seviyesi altında günlük kapanışlar gerçekleşiyorsa sert
bir geri çekilme yaşanabilir, bu ihtimalde 1750-1730
aralığı destek konumunda.
Destek: 1834-1826-1819
Direnç: 1866-1873-1885
Endeks Mart ortasında 8900 seviyesinden ay sonuna
doğru 9600 seviyesine hareketlendi. Rusya ile
Almanya’nın güçlü ekonomik ilişkileri var. Ukrayna
gerginliğinin sıcak çatışmaya gitmeden, yaptırımlar
noktasından Euro bölgesini çok sıkmadan aşılması
endeksleri destekliyor. Ukrayna gerginliği artmadığı
sürece endeks gücünü koruyabilecek. Ekonomi
tarafında gözler Draghi ’de olacak. ECB ve Draghi
Euro’nun bir aylık seyrini çizerken Avrupa borsalarını
da etkileyecek.
2011 yılından başlayan yükseliş trendi devam ediyor.
9700-9800 zirvesine doğru hareketlenme devam
edebilir
Destek: 9470-9330-9165
Direnç: 9658-9795-9900
“S&P500 ANALİZİ
“ S&P500 GÜNLÜK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
“ DAX30 HAFTALIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
“DAX30 ANALİZİ”
21. 21
MART - 2014
İki yıldır istikrarlı bir şekilde yükselişlerini sürdüren Bank Of
America (BOA) hisse (pay) senetleri fiyatı yeni yılda pozitif bir
başlangıç gerçekleştirerek yukarı yönlü tutumunu devam
ettirdi. Son zamanlarda piyasalarda yer alan bazı haberler,
şirketin hisse fiyatı üzerinde etkili olmaktadır. Mortgage
kredilerinde müşterileri yanlış yönlendirmesi nedeniyle
gerçekleştirilen davada Bank Of America’nın 9.3 milyar Dolar
ödemeyi kabul etmesi sonrasında kısmi olarak aşağı yönlü
baskı oluştursa da hisse fiyatının yükseliş trendi içerisinde
olduğunu unutmamak gerekmektedir. Buna ilaveten Amerika
Merkez Bankası’nın (FED) sermaye planlarını kontrolünden
sonra bankanın 2. Çeyrekte temettü dağıtımlarını 0.01
Dolar’dan 0.05 Dolar’a çıkardığını gördük.
Bank Of America, 2. Çeyreğe girdiğimiz bu dönemle birlikte
daha agresif hareketlenmeler içerisinde yer alabilir. Özellikle
16 Nisan 2014 tarihinde açıklanacak 1. Çeyrek bilanço
sonuçları ile, 30 Nisan 2014 tarihinde sonuçlanacak olan
FOMC tutanakları hisse fiyatlarının daha sert hareketlere
maruz kalmasını sağlayacak en önemli haberler olarak
kaydedilmiştir.
Bank Of America (BOA) hisse fiyatını incelediğimizde 1 Aralık
2011 tarihinden itibaren başlayan yükseliş trendini net bir
şekilde görmekteyiz. Trend içerisinde bazı tepki hareketleri
gözlemlense de yaklaşık 3 yıldır devam eden trend etkisini
hissettirmektedir. Bu nedenle de yükseliş trendinde kanalın
alt noktası olan 14,38 seviyesi üzerinde kaldığı müddetçe
yükseliş beklentimiz devam etmektedir. Eğer hisse fiyatı
14,38 seviyesi üzerinde kalmayı sürdürürse yükseliş
kanalının üst noktası olarak belirlediğimiz 18,69 direnci test
edilmek istenebilir. Hisse fiyatında aşağı yönlü hareketler
bekleyen Forex işlemcisi ise mutlaka trendin sonlanmasını
beklemelidir. Yani 14,38 destek noktasının kırılmasını
beklemelidir.
Destek:16,08-14,38-12,76
Direnç:18,69-21,31-23,12
“BANK OF AMERICA ANALİZİ”
16 Nisan 2014 - BOA 1. Çeyrek Bilanço Sonuçları,
30 Nisan 2014 - FOMC Tutanakları Sonuçları
açıklanacak
“BOA AYLIK GRAFİK”
Grafiğin büyük halini incelemek için tıklayınız.
“Yükseliş trendi devam etmektedir”
22. 22
MART - 2014
2012 yılının ortalarından bu yana yaşanılan yukarı yönlü
baskıların, yeni yılla birlikte sınırlandığını gördüğümüz
Morgan Stanley pay (hisse) senedi fiyatları yükseliş trendi
içerisinde hareketlerine devam etmektedir. Mart ayının
ortasında yılın ilk çeyreğinin bitmesiyle beraber sermaye
planı onaylanan şirket, 2. Çeyrekle birlikte 1 milyar Dolar’lık
hisse senedi geri alımıyla beraber temettü miktarlarını 0.05
Dolar’dan 0.1 Dolar’a yükselteceğini açıkladı. Sermaye
yeterliliğinin zayıf kaldığı düşüncesiyle hisse senedi
fiyatlarında yaşanan gerilemenin ardından, sermaye
planlarının onaylanması ve talebe yönelik adımlar, hisse
fiyatlarında pozitif etki yaratabilir. Buna ilaveten Nisan ayı
içerisinde dikkatle takip edilmesi gerekilen bazı haberler
hisse fiyatı üzerinde sert hareketlerin oluşmasına katkı
sağlayabilir. Bunlardan ilki, 17 Nisan 2014’te açıklanması
beklenen şirketin 1. çeyrek bilançosu, diğeri ise 30 Nisan
2014’te açıklanacak olan FOMC tutanakları olarak
belirlenmiştir.
1 Haziran 2012 tarihinden itibaren başlayan yukarı yönlü
hareketlerine devam ederek 33,45 seviyesine ulaşan
Morgan Stanley hisse fiyatı 2014 yılı ilk 3 ayında 33,45
seviyesinden baskıya maruz kaldığını görmekteyiz. Bu baskı
hisse fiyatını 31 seviyesine yaklaştırdı ve şuanda da bu
seviyeye yakın hareketlerine devam etmektedir.
Teknik olarak hisse fiyatını incelediğimizde 23,54 destek
noktası üzerinde yükseliş baskısının devam ettiğini
görmekteyiz. Mevcut yükseliş baskısının devam edebilmesi
için öncelikli olarak Kritik bölge olarak grafikte sizlerle
paylaşmış olduğumuz 35,85 öncesinde son 3 ayın zirve
noktası olan 33,45 direncinin geçilmesi gerekmektedir. Bu
şart sağlanırsa Kritik Bölge’ye yaklaşmak isteyebilir. Aksi
takdirde kontrol noktası olarak ifade ettiğimiz 23,54 seviyesi
yeniden gündemimizde yer alabilir.
Destek:28,18-23,54-18,58
Direnç:35,85-38,95-42,02
“MORGAN STANLEY ANALİZİ”
30 Nisan 2014 - FOMC Tutanakları Sonuçları Hisse
fiyatı üzerinde etkili olabilir.
“MORGAN STANLEY AYLIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
“35,85 seviyesi KRİTİK”
23. 23
MART - 2014
Son yıllarda hisse (pay) senedinde gerçekleşen
yükselişlerden sonra network alanında yeni adımlar atmayı
planlayan Cisco, “Her şeyin İnterneti” sloganıyla Avustralya
da yeni bir proje başlattı. Ülkedeki ağ sistemini geliştirmeye
yönelik 100 milyon dolarlık yatırım planlayan şirket, bu
yatırım karşılığında 10 yıl içinde 19 trilyon Dolar’lık bir
potansiyeli harekete geçirmeyi düşünmektedir. Ayrıca başka
şirketlerle de ortak projeler yürütmek isteyen Cisco mevcut
projeler üzerinden piyasa üzerindeki etkisini sürdürmek
istemektedir. Bu nedenle de özellikle Cisco hisse fiyatları
önümüzdeki süreçte gerçekleşen / gerçekleşecek projelerin
sonuçlarıyla sert hareketlere maruz kalabilir. 1. Çeyrek
bilanço rakamları ABD’li şirketlerin bazılarında açıklansa da
Cisco bu şirketler arasında yer almamaktadır. Bu nedenle de
Nisan ayının sonunda ABD’de gerçekleşecek olan FOMC
tutanakları Cisco hisse fiyatı üzerinde etkili olabilir.
CISCO hisse fiyatını incelediğimizde uzun bir süredir devam
eden üçgen formasyonu 1 Şubat 2013 tarihinde bozuldu.
20,23 seviyesini yukarı yönlü geçerek yükseliş baskısına
maruz kalan hisse fiyatı son 1 yıldır yukarı yönlü baskısını
devam ettirerek 2013 yılı içerisinde 26,25 seviyesinin test
edilmesini sağladı. Ağustos 2013 yılında test edilen 26,25
seviyesi aynı zamanda yükseliş trendinde kanalın üst
noktasıydı ve hisse fiyatı o tarihten itibaren tepki satışlarına
maruz kaldı. Şuanda da yükseliş kanalının alt noktası olan
20,23 desteği üzerinde 22,12 seviyesinde hareketlerini
sürdürmektedir.
Teknik olarak baktığımızda mevcut yükseliş trendi devam
edecek mi sorusunun cevabını aramaktayız. Eğer Cisco
hisse fiyatı 20,23 seviyesi üzerinde kalmayı sürdürürse yukarı
yönlü hareketler trend yönlü desteklenebilir. Bu da mevcut
trendin üst noktası olan 29,33 seviyesinin hedeflenme
ihtimalini güçlendirebilir. Bu seviye öncesinde de 24,00 ve
26,25 seviyeleri hedef olarak belirlenmiştir. Beklentimizin
geçersiz sayılabilmesi için Cisco hisse fiyatının yükseliş
trendinde kanalın alt noktası olan 20,23 altında aylık kapanış
gerçekleştirmesi gerekmektedir.
“CISCO ANALİZİ”
“CISCO AYLIK GRAFİK”
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.
Destek: 20,33-16,99-14,73
Direnç:24,00-26,25-29,33
“Orta ve uzun vadeli yükseliş baskısı devam ediyor”
24. 24
MART - 2014
RİSK AÇIKLAMASI
Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Bu nedenle işlem
yapmaya karar vermeden önce, karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz
gerekmektedir.
Bu amaçla, Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri:V, No:125 "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek
Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ"inin 9 uncu maddesinde öngörüldüğü üzere "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerine İlişkin
Risk Bildirim Formu"nda yer alan aşağıdaki hususları anlamanız gerekmektedir.
UYARI
Kaldıraçlı alım satım işlemi hizmeti sunmak Sermaye Piyasası Kurulu'nun iznine tabidir. Bu nedenle, işlem yapmaya
başlamadan önce çalışmayı düşündüğünüz kuruluşun söz konusu işlemlere ilişkin yetkisinin olup olmadığını kontrol ediniz.
Kaldıraçlı alım satım işlemi yapmaya yetkili olan kuruluşları www.spk.gov.tr veya www.tspakb.org internet sitelerinden
öğrenebilirsiniz.
RİSK BİLDİRİMİ
İşlem yapacağınız yetkili kuruluş ile imzalanacak "Çerçeve Sözleşmesi"nde belirtilen hususlara ek olarak, aşağıdaki hususları
anlamanız çok önemlidir.
1.Yetkili kuruluş nezdinde açtıracağınız hesap ve bu hesap üzerinden gerçekleştirilecek tüm işlemler için Sermaye Piyasası
Kurulu tarafından çıkartılan ilgili her türlü mevzuat ve benzeri idari düzenleme hükümleri uygulanacaktır.
2.Kaldıraçlı alım satım işlemleri çok risklidir. Kaldıraç etkisi nedeniyle, düşük teminatla işlem yapmanın piyasada lehe
çalışabileceği gibi aleyhe de çalışabileceği ve bu anlamda kaldıraç etkisinin tarafınıza yüksek kazançlar sağlayabileceği gibi
yüksek zararlara da yol açabileceği ihtimali daima göz önünde bulundurulmalıdır. Ters fiyat hareketleri sonucunda yetkili
kuruluşa yatırdığınız paranın tümünü kaybedebilirsiniz. Yüksek getiri vaatlerine itibar etmeyiniz.
3.Yetkili kuruluşun yapacağınız işlemlere ilişkin tarafınıza aktaracağı bilgiler ve yapacağı tavsiyelerin eksik ve doğrulanmaya
muhtaç olabileceği tarafınızca dikkate alınmalıdır.
4.Kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin olarak yetkili kuruluş personelince yapılacak teknik ve temel analizin kişiden kişiye
farklılık arz edebileceği bu analizlerde yapılan öngörülerin gerçekleşmeme olasılığının bulunduğu dikkate alınmalıdır.
5.Yabancı para cinsinden yapılan işlemlerde, yukarıda sayılan risklere ek olarak kur riskinin bulunduğu, kur dalgalanmaları
nedeniyle Türk Lirası bazında değer kaybı olabileceği, devletlerin yabancı sermaye ve alım satım hareketlerini kısıtlayabileceği,
ek ve/veya yeni vergiler getirebileceği, alım satım işlemlerinin zamanında gerçekleşmeyebileceği bilinmelidir.
6.Kaldıraçlı alım satım işlemlerinde size sunulan parite fiyatları ve "spread"ler en iyi fiyat durumunu yansıtmayabilir. Başka
kurumların fiyatlarını da kontrol etmeniz yerinde olacaktır.
7.İşlemlere başlamadan önce yetkili kuruluşunuzdan yükümlü olacağınız bütün komisyon ve diğer muamele ücretleri konusunda
teyit almalısınız. Eğer ücretler parasal olarak ifade edilmemişse size nasıl yansıyacağı ile ilgili anlaşılır örnekler içeren yazılı bir
açıklama talep etmelisiniz.
8.Yetkili kuruluşlar tarafından kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kayba uğramayacağınız, kaybınızın kontrol altında
tutulacağına veya kayba uğramanız durumunda ek teminat çağrısı yapılacağı konularında garanti verilemeyeceğini dikkate
almanız gerekmektedir.
İşbu kaldıraçlı alım satım işlemleri risk bildirim formu, yatırımcıyı genel olarak mevcut riskler hakkında bilgilendirmeyi
amaçlamakta olup, kaldıraçlı alım satım alım satımından ve uygulamadan kaynaklanan tüm riskleri kapsamayabilir. Dolayısıyla
tasarruflarınızı bu tip işlemlere yönlendirmeden önce dikkatli bir şekilde araştırma yapmalısınız.