SlideShare a Scribd company logo
1 of 7
Download to read offline
T.C. 
KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ 
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ 
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ 
8-9 Aralık 2011 AB Hükümet ve Devlet Başkanları 
Zirvesi Değerlendirmesi 
Hazırlayan: 
080353072 
Gamze GEMİCİ 
Danışman: 
Doç. Dr. Haluk ÖZDEMİR 
KIRIKKALE 
2011 
- 1 -
8-9 Aralık 2011 AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi 
8-9 Aralık 2011’de yeni bir AB Zirvesi gerçekleştirildi. Şuan AB, tarihinin en 
büyük krizlerinden birini yaşamaktadır, keza 8-9 Aralık 2011 tarihinde yapılan 
AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi’nin asıl gündemini kriz oluşturmuştur. 
AB liderleri, birlik tarihinin en ağır krizini görüşmek üzere toplandı. Liderler, 
borç krizindeki ülkelere nasıl yardım edileceğini ve ortak para birimi Euro’nun 
hangi önlemlerle kurtarılacağını tartışmışlardır. Zirveye katılan AB üyesi 
ülkelerin temsilcileri, bu krizi atlatabilmek için, eğer uygun adımlarla hareket 
ederlerse orta ya da uzun vadede bu sorunun üstesinden gelebileceklerine 
inanıyorlardı. Büyümeyi ve istihdamı artırmak için yapılması gerekenler öncelik 
sırasına konuldu. Enerji verimliliği, buna bağlı olarak nükleer güvenlik ve nükleer 
güvenliğin de artırılması konusunda enerji politikalarının daha da geliştirilmesi 
gerektiği konuşuldu. Aynı zamanda AB’ye üyelik sürecine Türkiye ile başlayan 
Hırvatistan, tüm fasıllarda müzakereleri tamamlayarak katılım antlaşmasını 
imzaladı. 2013 yılında birlik üyesi olması planlanan Hırvatistan’ın üyeliğini AB 
memnuniyetle karşıladı. Sırbistan ve Karadağ ile ilgili olarakta AB’nin genişleme 
süreci hakkında bilgi verildi. Bir ayrıntıya da yer verecek olursak liderlerin 
üstünde bir karamsarlık vardı. Oluşan kaos ortamından tedirgindiler. Zirveden 
önce Marsilya’da konuşan Sarkozy, Avrupa’ya hiçbir zaman olmadığı kadar 
ihtiyacı olduğunu ancak Avrupa’nın da hiçbir zaman şimdiki kadar tehlike altında 
olmadığını söyledi ve AB’nin parçalanma riskinin ciddiliğinden bahsetti. 
Zirvede ‘‘iktisat politikaları, enerji, genişleme ve diğer konular’’ başlıkları ile 
geniş bir sonuç bildirgesi ortaya çıktı. İktisat politikaları çerçevesinde Avrupa’yı 
kalkındırabilmek için devam eden çabaları, kötüleşen ekonomik durumu göz 
önünde bulundurarak tartıştılar. Kısa vadede sorunların çözülebilmesi için yapısal 
reformlar yapılmalıdır ve güven artırılmalıdır. 
Büyümenin gerçekleşmesi için öncelik verilmesi gereken belli başlı alanlar 
vardır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki AB entegrasyonunu tamamlamaya 
- 2 -
çalıştığı zamanlarda, tek pazarı yaratmak önemli amaçları arasındaydı. 2000li 
yıllarda da aynı amaçlar hâkim. Görüldüğü üzere zirvede tek piyasa kanunu, 
dijital tek pazar, kobiler ve mikro işletmelere yönelik düzenlemelere yer verildi. 
Komisyon tarafından sunulan önerilerde kobilerin yükünü azaltmak için bir rapor 
yayınlandı. 2012 yılındaki yıllık büyüme araştırması da belli bir temele oturtuldu. 
Üye devletler bu yapılan pakt için gerekli olan ulusal çabaları kabul etti. Aynı 
zamanda devlet ve hükümet başkanları büyüme için en iyi uygulamaları kabul etti. 
Yapısal reformlar güçlü bir şekilde devam etmeliydi. Hedeflenen önlemler için 
öncelikle genç işsizler ele alınmalıdır. İşgücü piyasasına yeni giren kişiler için 
istihdam ve iş fırsatlarını teşvik etmek için katkıda bulunmak gerekir. Aynı 
zamanda Maliye Bakanları, katılan üye devletlerin hükümet başkanları vergi 
politikası konularında koordinasyonu sağlamış ve ilerleme raporları 
memnuniyetle karşılanmıştır. Vergi politikası, ekonomi politikaları arasında 
koordinasyon nasıl sağlanmalıdır? Bu durum büyümeye nasıl katkı yapar? Bu 
konuda Maliye Bakanları ve komisyon 2012’de ilerleme hakkında bilgi 
verecektir. 
Enerji konusunda ise birtakım konulara değinilmiştir. 2014 yılına kadar enerji 
verimliliğinin artırılması, alt yapının geliştirilmesi bağlamında Avrupa konseyi, 
orta doğu ve kuzey güney noktalarındaki görüşmelerde memnunluk esastır. 
Öncelikle üye devletler tarafından kararlaştırılan tarihler zamanında ve hızlı 
uygulanmalıdır. Enerji güvenliği, enerji verimliliği konularındaki varılan 
anlaşmalar konu edinilmiştir. Yapılan antlaşmaların AB İç Pazar Mevzuatı ile 
uyumlu olduğuna dikkat edilmelidir. Aynı zamanda AB, nükleer güç 
santrallerinin güvenliği konusundaki çerçeve daha da geliştirilmelidir. Bir diğer 
önemli nokta nükleer güvenlik konusu, harcanan yakıt ve radyoaktif atıkların 
güvenli yönetimi ile ilgili direktiflerdir, bunların tam ve zamanında uygulanması 
gerekir. Bu konuyla ilgili 2012 Haziranında bir inceleme verilebilir. Tüm AB 
ülkeleri uluslar arası nükleer güvenliği geliştirmek için yoğun çaba harcamalıdır. 
Sonuç bildirgesinin diğer önemli bir başlığı da genişlemedir. Genişleme ve 
derinleşme AB entegrasyon sürecindeki önemli bir aşamadır. Genişleme, coğrafi 
- 3 -
sınırlarla ilgilidir. Üye ülkelerin sayıları belli koşullar altında arttırılır. AB 
genişlemeyi gerçekleştirirken kültürel dokusunu göz önünde bulundurur. AB 
Devlet ve Hükümet Başkanlarının 3 Ekim 2005 tarihindeki zirvesinde Türkiye ve 
Hırvatistan ile üyelik müzakerelerine başlanması kararı alınmıştır. Türkiye’nin 
müzakere süreci Kıbrıs Sorunu nedeniyle sekteye uğrarken, Hırvatistan ise 
müzakerelerini geçen yıl tamamlamıştır. Katılım antlaşmasını imzalayan 
Hırvatistan’ın 2013 yılında üye olması bekleniyor. Hırvatistan’ın da üye olması 
ile AB üye sayısı 28’e çıkacaktır. Aynı zamanda Avrupa Konseyi Başkanı 
Herman Van Rompuy Brüksel’deki imza töreninde Hırvatistan açısından tarihi bir 
gün yaşandığını belirterek ‘‘Avrupa Ailesine hoş geldiniz’’ dedi. Ve üyelik 
perspektifinin ülkeye güvenliği refahı getirdiğini de belirtti. Hırvatistan aynı 
zamanda yargı sistemini iyileştirmeli, yolsuzluklar ve organize suçlara daha etkin 
mücadele etmelidir. 
Karadağ ile ilgili masaya yatırılan konularda komisyon bir değerlendirme 
yaptı ve Karadağ’ın son derece tatmin edici gelişmeler gösterdiğini söylediler. 
Özellikle hukuk, insan hakları, yolsuzlukla mücadele konularında çok büyük 
ilerlemeler kaydetti. 2012’deki komisyon Karadağ’ın AB uyum kurallarını 
uygulamada kaydettiği ilerlemeyi inceleyecek ve müzakerelerin başlaması için 
2012’nin ilk yarısında bir rapor sunulacaktır. Komisyon bu bağlamda belirtilen 
konularda Karadağ ile müktesebat sürecini başlatacaktır. 
Zirve, toplantısında Sırbistan’ı da konu edindi ve bazı değerlendirmelerde 
bulundu. Acaba Sırbistan Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak resmen kabul 
edilecek mi? AB bu konuda ikiye bölünmüş durumdaydı. 
Değerlendirmeye bakacak olursak; Sırbistan, Avrupa Konseyi tarafından 
belirlenen siyasal kriterleri ve ortaklık süreci gereksinimlerini yerine getirmeye 
yönelik çalışmalarında önemli bir ilerleme gösterdi. Belgrad - Priştine diyalogu 
yeniden sağlandı. Avrupa Konseyi Sırbistan’ı incelemeye devam edecek fakat 
Sırbistan da güven verici hareketlerde bulunmalıdır. Komisyon onayı 
gerçekleşirse, Şubat 2012’de adaylık statüsü verilebilir. 
AB’nin Sırbistan konusunda ikiye bölünme durumuna baktığımızda; Kosova’nın 
- 4 -
kuzeyindeki sınır sorunu Sırpları ikiye böldü. Kosova ve Sırbistan temsilcileri 
AB’nin önerdiği çözüm önerisini kabul etti ve sınırdaki geçiş noktalarının 
EULEX temsilcileriyle birlikte her iki ülkenin ortak denetimi altına alınması 
konusunda anlaşmaya vardı. Kosova’nın kuzeyindeki sınır sorunu Sırbistan’ın AB 
üyeliği hedefine büyük bir engel oluşturuyor. Zirvede birçok AB üyesi Sırbistan’a 
adaylık statüsü verilmesi taraftarı iken Almanya sınır sorunu halledilmeden onay 
vermeyeceğini bir kez daha yineledi. 
Zirvedeki önemli diğer alt başlıklarda Bulgaristan, İran ve Romanya ülkeleri 
yer alıyordu. Aynı zamanda Türkiye’nin müzakere sürecinde yaşanan sorunlarda 
vardı. Türkiye’yi ele aldığımızda T.C. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci 
Egemen Bağış bu konudaki görüşlerinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'nin 
geleceğini ipotek altına alan yaklaşımını, her AB Zirvesinde olduğu gibi, bu 
zirvede de ortaya koymasını, hem Türkiye hem de AB adına büyük bir hayal 
kırıklığı olduğu dile getirmiştir. ‘‘Bu çerçevede özellikle zirve sonuçlarının 14. 
paragrafında yer alan Türkiye'nin açıklama ve sözde "tehditler’’inden ciddi kaygı 
duyulduğu ifadesi ve Konsey Dönem Başkanlığı’nın rolüne tam anlamıyla saygı 
gösterilmesi yönünde ülkemize çağrıda bulunulmuş olması tarafımızdan kabul 
edilemez. Avrupa Birliği'nin, anlamsız bir dayanışma ruhu içinde, Kıbrıs 
meselesinde artık "yavuz hırsız"a destek çıkmaktan vazgeçerek, yapıcı ve objektif 
bir yaklaşımla BM Genel Sekreteri'nin soruna çözüm gayretlerine destek olmaya 
çalışmasını beklerdik’’ demiştir.1 Bu açıklama Avrupa Konseyi tarafından ciddi 
bir endişeyle karşılanmıştır. 
Bulgaristan ve Romanya için ise Schengen üyeliği için tüm yasal koşullar 
yerine getirildiğinde Mart 2012 de bu konuya geri dönüleceği ifade edilmiştir. 
Avrupa Konseyi, İran nükleer programından duyduğu endişeyi dile getirmiştir. 
Bu konuda konsey alınan önlemlerin kapsamının genişletilmesini, İran’a karşı ek 
önlemler alınmasını istiyor. Bu sayede konsey bir daha ki oturumda bu konuyu ele 
alabilir. İran nükleer sorunu diplomatik yollarla çözülmeye çalışılacaktır. Avrupa 
1 http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=47045&l=1 
- 5 -
Konseyi Viyana Sözleşmesi adı altında, İran Hükümetini uluslar arası 
sorumluklarını yerine getirmedeki başarısızlığından dolayı kınamıştır. 
Askeri güç kullanmak Avrupa Konseyi tarafından kaygıya yol açar, bu 
bağlamda Suriye’yi görüyoruz. Suriye halkına yapılan şiddeti resmen kınadılar. 
Aynı zamanda Avrupa konseyi uluslar arası Afganistan Konferansının 
sonuçlarını da memnuniyetle karşıladı. Avrupa Konseyi bu dönemde yürütülen 
yoğun çalışmaları memnuniyetle karşılıyor. Haziran 2012’de işbirliği 
sağlamlaşacak ve müzakerelerin son aşaması için temel oluşturacaktı. Mali 
çerçeve 2012 ile kabul edilecek. 
8-9 Aralıkta gerçekleşen bu zirve uluslararası politika açısından önemlidir. 
Yapılan zirve bir kriz niteliği taşıyordu. Euro bölgesindeki borç krizi ile ilgili 
uzlaşma bir türlü sağlanamadı. Euro’yu kurtarmaya yönelik alınan kararları önce 
İngiltere veto ediyor ardından da Çek Cumhuriyeti bu plana katılmayacağını 
söylüyor. Acaba bu kadar çelişkiler ışığında İngiltere AB’den ayrılır mı? 
Ayrılamaz çünkü ulusal çıkarları açısından AB onun için hayati önemdedir. 
Ekonomisi için ortak pazara ihtiyacı vardır. 
8-9 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen AB Zirvesi’nden sonra Euro 
Bölgesi’nin istikrarını güçlendirmek için köklü önlemler alınacağa benziyor. 
Liderler mali sıkıştırma programı uygulama kararı alıyorlar. Aslında oluşan bu 
borç krizi sürpriz bir durum değildir. Bu konuda ciddi tehditler yayımlanan 
raporlarda görülmüştür. Krizin patlak vermesinde AB Liderlerinin bir uzlaşı 
sağlamamaları ve kendi başlarının çarelerine bakmalarının da etkisi olmuştur. AB 
Liderleri bu borç krizinin çözüm yolunun daha fazla bütünleşme ile olacağını 
düşünüyorlar bir bakıma. 
Kısaca AB entegrasyon süreci üzerine kurulmuş supranasyonel bir kurumdur 
ve onun bu politikası devam etmektedir. AB problemle karşılaşmadan önlem alma 
yoluna gidilmeyecek kadar hassas bir birliktir, keza bunu tarihine bakarak da 
- 6 -
görebiliriz. 
AB’nin şuan ki karşılaştığı kriz diğerlerinden farklıdır. Görüldüğü üzere geç 
kalınmıştır. AB’nin çatırdaması ise Türkiye’yi başta ekonomik olarak sıkıntıya 
düşürür çünkü ticaretimizin büyük bir kısmı AB ile gerçekleşmektedir. Aslına 
bakarsak AB, bu krizden bir fayda da sağladı. O da şu ki IMF gibi bir kurtarma 
fonu kurdular. Mali disiplin politikası ortaya çıktı, bu sayede Euro’yu zayıflatıcı 
tutum içine girenler doğrudan yaptırıma maruz kalacaktır. 
Bu süreç ne kadar sancılı da olsa; AB batmaz, sadece entegrasyonu ertelenir. 
- 7 -

More Related Content

Viewers also liked

Clirik large capacity ball mill cement ball mill with fairest price
Clirik large capacity ball mill cement ball mill with fairest priceClirik large capacity ball mill cement ball mill with fairest price
Clirik large capacity ball mill cement ball mill with fairest priceAmmy Cheng
 
Oportunidades en turismo 2011
Oportunidades en turismo 2011Oportunidades en turismo 2011
Oportunidades en turismo 2011Manager Asesores
 
Căn hộ Sunview mang phong cách Singapore lọt giữa l òng Sài Gòn giá ưu đãi đ...
Căn hộ Sunview  mang phong cách Singapore lọt giữa l òng Sài Gòn giá ưu đãi đ...Căn hộ Sunview  mang phong cách Singapore lọt giữa l òng Sài Gòn giá ưu đãi đ...
Căn hộ Sunview mang phong cách Singapore lọt giữa l òng Sài Gòn giá ưu đãi đ...Khoaairblade
 
Use corporate login from mobile applications to access on
Use corporate login from mobile applications to access onUse corporate login from mobile applications to access on
Use corporate login from mobile applications to access onSalim M Bhonhariya
 

Viewers also liked (10)

Clirik large capacity ball mill cement ball mill with fairest price
Clirik large capacity ball mill cement ball mill with fairest priceClirik large capacity ball mill cement ball mill with fairest price
Clirik large capacity ball mill cement ball mill with fairest price
 
Oportunidades en turismo 2011
Oportunidades en turismo 2011Oportunidades en turismo 2011
Oportunidades en turismo 2011
 
sel tumbuhan
sel tumbuhansel tumbuhan
sel tumbuhan
 
Trabajo grupal
Trabajo grupalTrabajo grupal
Trabajo grupal
 
Căn hộ Sunview mang phong cách Singapore lọt giữa l òng Sài Gòn giá ưu đãi đ...
Căn hộ Sunview  mang phong cách Singapore lọt giữa l òng Sài Gòn giá ưu đãi đ...Căn hộ Sunview  mang phong cách Singapore lọt giữa l òng Sài Gòn giá ưu đãi đ...
Căn hộ Sunview mang phong cách Singapore lọt giữa l òng Sài Gòn giá ưu đãi đ...
 
Kimia Unsur
Kimia UnsurKimia Unsur
Kimia Unsur
 
Volunteering Tips
Volunteering TipsVolunteering Tips
Volunteering Tips
 
Reggello media guerri
Reggello media guerriReggello media guerri
Reggello media guerri
 
Use corporate login from mobile applications to access on
Use corporate login from mobile applications to access onUse corporate login from mobile applications to access on
Use corporate login from mobile applications to access on
 
SWAT KPK
SWAT KPKSWAT KPK
SWAT KPK
 

8-9 Aralık 2011 AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi Değerlendirmesi

  • 1. T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ 8-9 Aralık 2011 AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi Değerlendirmesi Hazırlayan: 080353072 Gamze GEMİCİ Danışman: Doç. Dr. Haluk ÖZDEMİR KIRIKKALE 2011 - 1 -
  • 2. 8-9 Aralık 2011 AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi 8-9 Aralık 2011’de yeni bir AB Zirvesi gerçekleştirildi. Şuan AB, tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşamaktadır, keza 8-9 Aralık 2011 tarihinde yapılan AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi’nin asıl gündemini kriz oluşturmuştur. AB liderleri, birlik tarihinin en ağır krizini görüşmek üzere toplandı. Liderler, borç krizindeki ülkelere nasıl yardım edileceğini ve ortak para birimi Euro’nun hangi önlemlerle kurtarılacağını tartışmışlardır. Zirveye katılan AB üyesi ülkelerin temsilcileri, bu krizi atlatabilmek için, eğer uygun adımlarla hareket ederlerse orta ya da uzun vadede bu sorunun üstesinden gelebileceklerine inanıyorlardı. Büyümeyi ve istihdamı artırmak için yapılması gerekenler öncelik sırasına konuldu. Enerji verimliliği, buna bağlı olarak nükleer güvenlik ve nükleer güvenliğin de artırılması konusunda enerji politikalarının daha da geliştirilmesi gerektiği konuşuldu. Aynı zamanda AB’ye üyelik sürecine Türkiye ile başlayan Hırvatistan, tüm fasıllarda müzakereleri tamamlayarak katılım antlaşmasını imzaladı. 2013 yılında birlik üyesi olması planlanan Hırvatistan’ın üyeliğini AB memnuniyetle karşıladı. Sırbistan ve Karadağ ile ilgili olarakta AB’nin genişleme süreci hakkında bilgi verildi. Bir ayrıntıya da yer verecek olursak liderlerin üstünde bir karamsarlık vardı. Oluşan kaos ortamından tedirgindiler. Zirveden önce Marsilya’da konuşan Sarkozy, Avrupa’ya hiçbir zaman olmadığı kadar ihtiyacı olduğunu ancak Avrupa’nın da hiçbir zaman şimdiki kadar tehlike altında olmadığını söyledi ve AB’nin parçalanma riskinin ciddiliğinden bahsetti. Zirvede ‘‘iktisat politikaları, enerji, genişleme ve diğer konular’’ başlıkları ile geniş bir sonuç bildirgesi ortaya çıktı. İktisat politikaları çerçevesinde Avrupa’yı kalkındırabilmek için devam eden çabaları, kötüleşen ekonomik durumu göz önünde bulundurarak tartıştılar. Kısa vadede sorunların çözülebilmesi için yapısal reformlar yapılmalıdır ve güven artırılmalıdır. Büyümenin gerçekleşmesi için öncelik verilmesi gereken belli başlı alanlar vardır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki AB entegrasyonunu tamamlamaya - 2 -
  • 3. çalıştığı zamanlarda, tek pazarı yaratmak önemli amaçları arasındaydı. 2000li yıllarda da aynı amaçlar hâkim. Görüldüğü üzere zirvede tek piyasa kanunu, dijital tek pazar, kobiler ve mikro işletmelere yönelik düzenlemelere yer verildi. Komisyon tarafından sunulan önerilerde kobilerin yükünü azaltmak için bir rapor yayınlandı. 2012 yılındaki yıllık büyüme araştırması da belli bir temele oturtuldu. Üye devletler bu yapılan pakt için gerekli olan ulusal çabaları kabul etti. Aynı zamanda devlet ve hükümet başkanları büyüme için en iyi uygulamaları kabul etti. Yapısal reformlar güçlü bir şekilde devam etmeliydi. Hedeflenen önlemler için öncelikle genç işsizler ele alınmalıdır. İşgücü piyasasına yeni giren kişiler için istihdam ve iş fırsatlarını teşvik etmek için katkıda bulunmak gerekir. Aynı zamanda Maliye Bakanları, katılan üye devletlerin hükümet başkanları vergi politikası konularında koordinasyonu sağlamış ve ilerleme raporları memnuniyetle karşılanmıştır. Vergi politikası, ekonomi politikaları arasında koordinasyon nasıl sağlanmalıdır? Bu durum büyümeye nasıl katkı yapar? Bu konuda Maliye Bakanları ve komisyon 2012’de ilerleme hakkında bilgi verecektir. Enerji konusunda ise birtakım konulara değinilmiştir. 2014 yılına kadar enerji verimliliğinin artırılması, alt yapının geliştirilmesi bağlamında Avrupa konseyi, orta doğu ve kuzey güney noktalarındaki görüşmelerde memnunluk esastır. Öncelikle üye devletler tarafından kararlaştırılan tarihler zamanında ve hızlı uygulanmalıdır. Enerji güvenliği, enerji verimliliği konularındaki varılan anlaşmalar konu edinilmiştir. Yapılan antlaşmaların AB İç Pazar Mevzuatı ile uyumlu olduğuna dikkat edilmelidir. Aynı zamanda AB, nükleer güç santrallerinin güvenliği konusundaki çerçeve daha da geliştirilmelidir. Bir diğer önemli nokta nükleer güvenlik konusu, harcanan yakıt ve radyoaktif atıkların güvenli yönetimi ile ilgili direktiflerdir, bunların tam ve zamanında uygulanması gerekir. Bu konuyla ilgili 2012 Haziranında bir inceleme verilebilir. Tüm AB ülkeleri uluslar arası nükleer güvenliği geliştirmek için yoğun çaba harcamalıdır. Sonuç bildirgesinin diğer önemli bir başlığı da genişlemedir. Genişleme ve derinleşme AB entegrasyon sürecindeki önemli bir aşamadır. Genişleme, coğrafi - 3 -
  • 4. sınırlarla ilgilidir. Üye ülkelerin sayıları belli koşullar altında arttırılır. AB genişlemeyi gerçekleştirirken kültürel dokusunu göz önünde bulundurur. AB Devlet ve Hükümet Başkanlarının 3 Ekim 2005 tarihindeki zirvesinde Türkiye ve Hırvatistan ile üyelik müzakerelerine başlanması kararı alınmıştır. Türkiye’nin müzakere süreci Kıbrıs Sorunu nedeniyle sekteye uğrarken, Hırvatistan ise müzakerelerini geçen yıl tamamlamıştır. Katılım antlaşmasını imzalayan Hırvatistan’ın 2013 yılında üye olması bekleniyor. Hırvatistan’ın da üye olması ile AB üye sayısı 28’e çıkacaktır. Aynı zamanda Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy Brüksel’deki imza töreninde Hırvatistan açısından tarihi bir gün yaşandığını belirterek ‘‘Avrupa Ailesine hoş geldiniz’’ dedi. Ve üyelik perspektifinin ülkeye güvenliği refahı getirdiğini de belirtti. Hırvatistan aynı zamanda yargı sistemini iyileştirmeli, yolsuzluklar ve organize suçlara daha etkin mücadele etmelidir. Karadağ ile ilgili masaya yatırılan konularda komisyon bir değerlendirme yaptı ve Karadağ’ın son derece tatmin edici gelişmeler gösterdiğini söylediler. Özellikle hukuk, insan hakları, yolsuzlukla mücadele konularında çok büyük ilerlemeler kaydetti. 2012’deki komisyon Karadağ’ın AB uyum kurallarını uygulamada kaydettiği ilerlemeyi inceleyecek ve müzakerelerin başlaması için 2012’nin ilk yarısında bir rapor sunulacaktır. Komisyon bu bağlamda belirtilen konularda Karadağ ile müktesebat sürecini başlatacaktır. Zirve, toplantısında Sırbistan’ı da konu edindi ve bazı değerlendirmelerde bulundu. Acaba Sırbistan Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak resmen kabul edilecek mi? AB bu konuda ikiye bölünmüş durumdaydı. Değerlendirmeye bakacak olursak; Sırbistan, Avrupa Konseyi tarafından belirlenen siyasal kriterleri ve ortaklık süreci gereksinimlerini yerine getirmeye yönelik çalışmalarında önemli bir ilerleme gösterdi. Belgrad - Priştine diyalogu yeniden sağlandı. Avrupa Konseyi Sırbistan’ı incelemeye devam edecek fakat Sırbistan da güven verici hareketlerde bulunmalıdır. Komisyon onayı gerçekleşirse, Şubat 2012’de adaylık statüsü verilebilir. AB’nin Sırbistan konusunda ikiye bölünme durumuna baktığımızda; Kosova’nın - 4 -
  • 5. kuzeyindeki sınır sorunu Sırpları ikiye böldü. Kosova ve Sırbistan temsilcileri AB’nin önerdiği çözüm önerisini kabul etti ve sınırdaki geçiş noktalarının EULEX temsilcileriyle birlikte her iki ülkenin ortak denetimi altına alınması konusunda anlaşmaya vardı. Kosova’nın kuzeyindeki sınır sorunu Sırbistan’ın AB üyeliği hedefine büyük bir engel oluşturuyor. Zirvede birçok AB üyesi Sırbistan’a adaylık statüsü verilmesi taraftarı iken Almanya sınır sorunu halledilmeden onay vermeyeceğini bir kez daha yineledi. Zirvedeki önemli diğer alt başlıklarda Bulgaristan, İran ve Romanya ülkeleri yer alıyordu. Aynı zamanda Türkiye’nin müzakere sürecinde yaşanan sorunlarda vardı. Türkiye’yi ele aldığımızda T.C. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış bu konudaki görüşlerinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'nin geleceğini ipotek altına alan yaklaşımını, her AB Zirvesinde olduğu gibi, bu zirvede de ortaya koymasını, hem Türkiye hem de AB adına büyük bir hayal kırıklığı olduğu dile getirmiştir. ‘‘Bu çerçevede özellikle zirve sonuçlarının 14. paragrafında yer alan Türkiye'nin açıklama ve sözde "tehditler’’inden ciddi kaygı duyulduğu ifadesi ve Konsey Dönem Başkanlığı’nın rolüne tam anlamıyla saygı gösterilmesi yönünde ülkemize çağrıda bulunulmuş olması tarafımızdan kabul edilemez. Avrupa Birliği'nin, anlamsız bir dayanışma ruhu içinde, Kıbrıs meselesinde artık "yavuz hırsız"a destek çıkmaktan vazgeçerek, yapıcı ve objektif bir yaklaşımla BM Genel Sekreteri'nin soruna çözüm gayretlerine destek olmaya çalışmasını beklerdik’’ demiştir.1 Bu açıklama Avrupa Konseyi tarafından ciddi bir endişeyle karşılanmıştır. Bulgaristan ve Romanya için ise Schengen üyeliği için tüm yasal koşullar yerine getirildiğinde Mart 2012 de bu konuya geri dönüleceği ifade edilmiştir. Avrupa Konseyi, İran nükleer programından duyduğu endişeyi dile getirmiştir. Bu konuda konsey alınan önlemlerin kapsamının genişletilmesini, İran’a karşı ek önlemler alınmasını istiyor. Bu sayede konsey bir daha ki oturumda bu konuyu ele alabilir. İran nükleer sorunu diplomatik yollarla çözülmeye çalışılacaktır. Avrupa 1 http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=47045&l=1 - 5 -
  • 6. Konseyi Viyana Sözleşmesi adı altında, İran Hükümetini uluslar arası sorumluklarını yerine getirmedeki başarısızlığından dolayı kınamıştır. Askeri güç kullanmak Avrupa Konseyi tarafından kaygıya yol açar, bu bağlamda Suriye’yi görüyoruz. Suriye halkına yapılan şiddeti resmen kınadılar. Aynı zamanda Avrupa konseyi uluslar arası Afganistan Konferansının sonuçlarını da memnuniyetle karşıladı. Avrupa Konseyi bu dönemde yürütülen yoğun çalışmaları memnuniyetle karşılıyor. Haziran 2012’de işbirliği sağlamlaşacak ve müzakerelerin son aşaması için temel oluşturacaktı. Mali çerçeve 2012 ile kabul edilecek. 8-9 Aralıkta gerçekleşen bu zirve uluslararası politika açısından önemlidir. Yapılan zirve bir kriz niteliği taşıyordu. Euro bölgesindeki borç krizi ile ilgili uzlaşma bir türlü sağlanamadı. Euro’yu kurtarmaya yönelik alınan kararları önce İngiltere veto ediyor ardından da Çek Cumhuriyeti bu plana katılmayacağını söylüyor. Acaba bu kadar çelişkiler ışığında İngiltere AB’den ayrılır mı? Ayrılamaz çünkü ulusal çıkarları açısından AB onun için hayati önemdedir. Ekonomisi için ortak pazara ihtiyacı vardır. 8-9 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen AB Zirvesi’nden sonra Euro Bölgesi’nin istikrarını güçlendirmek için köklü önlemler alınacağa benziyor. Liderler mali sıkıştırma programı uygulama kararı alıyorlar. Aslında oluşan bu borç krizi sürpriz bir durum değildir. Bu konuda ciddi tehditler yayımlanan raporlarda görülmüştür. Krizin patlak vermesinde AB Liderlerinin bir uzlaşı sağlamamaları ve kendi başlarının çarelerine bakmalarının da etkisi olmuştur. AB Liderleri bu borç krizinin çözüm yolunun daha fazla bütünleşme ile olacağını düşünüyorlar bir bakıma. Kısaca AB entegrasyon süreci üzerine kurulmuş supranasyonel bir kurumdur ve onun bu politikası devam etmektedir. AB problemle karşılaşmadan önlem alma yoluna gidilmeyecek kadar hassas bir birliktir, keza bunu tarihine bakarak da - 6 -
  • 7. görebiliriz. AB’nin şuan ki karşılaştığı kriz diğerlerinden farklıdır. Görüldüğü üzere geç kalınmıştır. AB’nin çatırdaması ise Türkiye’yi başta ekonomik olarak sıkıntıya düşürür çünkü ticaretimizin büyük bir kısmı AB ile gerçekleşmektedir. Aslına bakarsak AB, bu krizden bir fayda da sağladı. O da şu ki IMF gibi bir kurtarma fonu kurdular. Mali disiplin politikası ortaya çıktı, bu sayede Euro’yu zayıflatıcı tutum içine girenler doğrudan yaptırıma maruz kalacaktır. Bu süreç ne kadar sancılı da olsa; AB batmaz, sadece entegrasyonu ertelenir. - 7 -