SlideShare a Scribd company logo
1 of 6
İSRAİL İZLENİMLERİM, Mart 2015
Vize almamgerekti,ücretsizdiamayine de vize vardı.Gitmedenönce NIS – Şekel buldum,
bizde kolay rastlanılan bir para birimi değil. Kur lehimize, kabaca 1,50NIS = 1TL.
“Pasaporta damga bastırma” uyarısıyla çekinerek gittim. Pasaportum evlere şenlik, bir
haftaSuudi Arabistan,9 ay Mısır, birhafta Endonezya, Türkmenistan, 5 ay Rusya,… Girişte
kolaydı,pasaportadamga basılmadı,turnikeleri açacakrenkli birbiletbasıpverdiler.Kendi
vatandaşlarıparmak izli,retina taramalıself-checkkiosklardan ülkeye giriş yapabiliyordu.
Teknoloji !
Son derece askeri idareli, hi-tech ve çölden ibaret bir ülke bekliyorum, göreceğiz
bakalım…
Kısıtlar Teorisi literatüründe söz sahibi, en kıdemlilerden Eli Schragenheim ile tanışma
fırsatım oldu. Beni evinde kabul etti. Taksideki navigasyon sokak adı ve kapı numarasıyla
kolayca evi buldu. Bahçe içinde, iki katlı, müstakil bir evdi. Ferah salon güzel
görünümlüydü,7kolluşamdanıfark ettim. Çalışma köşesini de salona yerleştirmişti. Çok
mütevazi bir adam, kitaplarımı imzaladı, birlikte oturduk, eşi ve torunuyla da tanıştırdı.
İçeriye ayakkabıyla girilmesi bizde alışık olunmayan bir durum. Arabası pasaklıydı,
bakımsızdı ve umurundabile değildi.Olgun, güngörmüş bir adamdı. Beni aile şirketlerine
bıraktı.
Şirketi de oldukça mütevazi buldum, yazılım işi yapıyorlar, açık ofis olarak düzenlenmiş.
Giriştenparmakizi okutuyorlar,COO bile çıkarken okutmasını yaptı. Self servis bir mutfak
alanı var, kahve, cips, kraker, poğaça, meyve vb koyulmuş, mikrodalga ve buzdolabı var.
İçeride rahatlama salonu adı altında bilardo masası, rahat koltuklar vb olan bir bölüm var.
Misafirler için wi-fi var. Sonradan anlıyorum ki ülkenin neredeyse tamamında free wi-fi
olanağı sağlanmış, hücresel veri (3G) neredeyse gerekmiyor. Bu aslında devletin hem
vatandaşları için bir servisi hem de cihazları ve dolayısıyla vatandaşlarını dijital olarak
izlemenin bir yöntemi. Ben de “kabul ettim” tıklayarak sisteme katılıyorum.
Bize benzediklerini düşündüm, tenrengi aynıancak çoğunda gözler renkli. Oldukça atletik
görünüyorlar, saçlar genellikle çok kısa kesimli. Ortamdaki toz, sıcak hava, askeri eğilim
düşünülürse makul bir tercihe benziyor. Sıcak kanlı insanlar, önyargısızlar. Ülke genel
olarakMısır’dan temizamaİstanbul kadartemizdeğil.Zenginbölgeler, marina vb var ama
genelde sahayayayılmışazkatlıbir yerleşimsözkonusu.Emniyetana unsur. Caddeler kısa
aralıklarla ışıklarla ve kavşaklarla bölünmüş, hızlanarak bir yere çarpmak gibi sıra dışı
faaliyetler zor görünüyor.
Toplutaşıma zayıf,nüfusyoğunluğu az olduğu için büyük araçlarla ana güzergahta taşıma
ve küçük araçlarla tali güzergahları ana güzergaha bağlama mantığı var. Dolayısıyla bir
yerden bir yere toplu taşımayla giderken iki aktarma normal sayılıyor. Büyük araçlar aynı
zamandahedef riski olarakdeğerlendiriliyor.AVMgirişlerinde aynıgerekçeylesıkıgüvenlik
var.
17 yaşını tamamlayan tüm kızlar ve erkekler merkezi bir seri sınava giriyor, sadece bilgi
değil aynızamandapsikometrikdeğerlendirme de yapılıyor. Katılımcılara bilgi veriliyor ve
askeri teşkilatiçindeuygunbölümlere yönlendiriliyorlar.Elitbirimler için ayrıca ek sınavlar
da yapılıyor. Ülkenin 17 yaşındaki en seçkin %2 lik dilimine yoğun bir eğitim yatırımı
yapılıyorve sadece 7 yıllık mecburi hizmetten sonra “iş kurmak” üzere serbest bırakılıyor.
Kızlar 2 yıl, erkekler 3 yıl askerlik yapıyorlar, herkes silah kullanmayı biliyor, 40 yaşa kadar
her sene 2 hafta tekrar eğitime çağrılıyorlar ve her defasında başka bir birimde çapraz
eğitim uygulanıyor. Yolda karşılaştığınız herhangi bir hem tezgahtar hem tank topçusu
çıkabiliyor! Askeri referans olmadan sivilde çalışılamıyor. Genellikle atletikler, kısıtlı
olanaklar nedeniyle aşırı yeme eğilimi yok ve spor çok önemseniyor.
Ülke prensipolarakdüz,bisiklet,elektrikli bisiklet,motorsiklet yaygın. Arabaların çoğunda
bisiklet askısı göze çarpıyor. Şehir içinde kiralık bisiklet istasyonları var, bir noktadan
kiralayıp bir diğerinde bırakabiliyorsunuz. Çocuklar için ilave koltuk çoğu bisiklette hazır
bulunuyor. Outdoor aktivitelere de ilgi büyük. Sırt çantası kullanımı çok yaygın.
Kısıtlı olanaklarla iklimin elverdiği ölçüde ülke yeşertilmiş, tohum ıslahı, damla sulama,
desalinasyon, nükleer enerji derken sıradan çölü “yuva” yapmayı başarmışlar. Arap
ülkelerindeparaolduğuhalde budenli bayındırhale gelemeyişleri vizyoneksikliğindenolsa
gerek. İsrail’in nüfusu sadece 8 milyon, tüm dünyadakileri toplasanız 16 milyon ediyor,
İstanbul kadar. Bu insanlar için İsrail gerektiğinde sığınılacak kurtuluş yeri, her sene
kendiliğinden ve büyük miktarlarda parayı ülkelerine bağışlıyorlar, sürekli nakit girişi var.
Ülkede herkesin İbranice, Arapça, İngilizce konuşabiliyor olması çok havalı. Müslüman
olmama rağmen Arapça bilmeyişimi ayıpladılar. Üstelik alfabe ve yazma yönünün farklı
olması İngilizce öğrenmeyi onlar için zorlaştırıyor. Ülkenin resmi dili İbranice VE Arapça!
İsrail vatandaşlarının %20 si Arap ve Yahudi değil. Onlar için pozitif ayrımcılık uygulanıyor,
tabelalarüçdilli,işe alımlardadevlet %20 kontenjanı Araplar lehine kullanıyor. En bilinen
Türkler Atatürk, Erdoğan, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay… Atatürk çok takdir ediliyor.
Yahudilik, İslama oldukça benziyor. Sünnet oluyorlar, domuz yemiyorlar, koşer ile helal
neredeyse aynı, kadınlar arka planda, baş örtülüyor, tek Allah inancı var… Ülkede huzuru
sağlamaküzere aşırı dincileri (Haramid)Kudüs’te bir araya getirmişler, onların çalışması ve
askere gitmeleri gerekmiyor. Devlet maaş veriyor, işleri İsrail’in bekası için dua etmek ve
geleneksel Yahudi inanç-hayat tarzını yaşatmak. Bunlara ek olarak çalışmasına izin
verilmeyenArapkökenli İsrail vatandaşları da düşünüldüğünde nüfusun yarısı çalışamıyor.
Bu durumdadiğeryarının üzerindekiyükiyice artıyor,üstelikHaramidlerçokçocuk yaparak
hızla çoğalıyor. Bu da İsrail hükumetini düşündürüyor.
Kuruluşundanbuyana sağ – sol bloklarda ama sürekli koalisyonla idare edilmişler. İktidar
olsa işler hızlanabilirdi ancak hassas coğrafyada stabilite-denge kavramları hızdan daha
önemli olmuş. Bu seferki seçimde sol blok avantajlı görünüyor ancak %16 ile ülkenin en
büyük partisi olan Netanyahu sağ bloktan bir parti olduğu için kafaları karışık.
Kısıtlar Teorisini oluşturanEliyahuM.Goldrattİsrail’li.Fizikdoktoru.Arap-İsrail savaşlarının
her üçünde de muharip olarak görev almış. Hiç özel sektör deneyimi yok. Temel
Bilimlerdeki bakış açısını Beşeri Bilimlere uygulayarak büyük fark yaratmış, kendini bunu
yaymaya adamış. Şirketi 1899 model bir binada çalışmaya devam ediyor, binanın özellikle
dış dokusubüyükölçüde korunmuş,içinde teknolojiye uygun bazı düzenlemeler yapılmış.
Bizdekinin aksine görevli çaycı vb yok, herkes kendi işni kendisi görüyor. Açık mutfak,
buzdolabı,mikrodalga,kraker,poğaça,meyve,..var.Misafirleriçinbahçede saklamakapları
içinde gelen az sayıda çeşit açık büfe sunuluyor. Plastik bardak, tabakla kendi servisimizi
alarak masalara dağıldık. Goldratt çalışanları da iyi ev sahipleri olarak masalara dağıldı.
Yemek temiz, leziz ve yeterliydi.
Sunumlar projeksiyonla yapıldı, genellikle slayttı, film izledik, simülasyon yaptık, bazı
çalışmalarabizzatkatıldık.Her soru ve sorunumuzlayakındanilgilendiler. Mümin Sekman’
ın anlattığı gibi B-İLGİ kelimesinin öyküsünü anlattım (bilginin %80 i ilgidir) ve Goldratt’ ın
mezarını ziyaret etmek istedim. İlgilendiler, organize ettiler. İlk defa Yahudi mezarlığı
gördüm. Bunun lüks bir versiyon olduğunu söylediler. Başımı bir şapka ile örtüp girdim.
Yağmurlu bir gündü ama çamura batmadım. Mezarlığın bizdeki
gibi bir yön kavramı yoktu, ayrıca tabiri caizse bir park gibi
düzenlenmişti.Dallara takılan ruh kovalayanların tatlı şıkırtısı fon
oluşturuyordu. Mezar taşları genellikle ham kaya parçalarıydı,
ziyaretçilerkabirinüzerine taş bırakarak “taş üstüne taş koymuş”
oluyorlar. Ayrıca Hristiyanlar gibi mum yakıyorlar ve uzun süre
yanması için IKEA kutular bırakmışlar (İsrail’de bir IKEA mağazası
var, Hayfa’da). Kabirlerin içlerinde de hortumlara bağlı damla
sulama var, sürekli yemyeşil kalıyorlar. Goldratt’ ın kabirinin
başında bir bank ve plastik kutu içinde kitap örnekleri var.
Bankta oturup, kitap okuyabiliyor ve rahmetliyle sohbet
edebiliyorsunuz  Kişisel eşyalarının ve literatürdeki kitapların
sergilendiği kütüphaneyi de gördüm. Kitapların büyük kısmını
okuduğumu fark edince kendimle gurur duydum  Goldratt’ ın
kızı Efrat Ashlag-Goldratt ile tanıştım, kitabımı imzalattım. Isn’t It
Obvious? isimli kitabı Türkçe’ ye tercüme ettiğimi öğrenince
sevindi. ABD de yerleşik TOC University için düşünce pratiği
yapılıyordu. Henüz Türkiye’de kurumsal bir varlıkları yok, Türk
müşteriler olmuş ama devam eden bir uygulama henüz yok.
LODER-MTSO Ulusal Proje Yarışmasında Birincilik alan eserimin
bu literatürde olması onları da heyecanlandırdı.
4 günlük TOC4EFC = Theory of Constraints for Ever Flourishing
Company adı altında Kısıtlar Teorisi için giriş eğitimiydi. Benim
seviyemehafif geldi,onlar da fark etti ve Simulasyon ile ilgili bir kitabı
hediye ederek ilave fırsat yaratmaya çalıştılar. Ayrıca danışmanlarla
tanışma ve uzaktan eposta veya telefonla soru-cevap olanağına da bu
vesileyle kavuştum.
Cuma günü 16:00 dan başlayarak tüm Cumartesi günü hayat duruyor, Şabat denilen
dini hafta sonu tatili. Aslında hiç makine kullanmamaları bekleniyorken, Tel-Aviv
(Seherdeki çiydamlasıanlamında) gibi büyükşehirlerde eğlence hayatı devam ediyor.
Yine de etrafta hazır mevziler, sığınaklar görülebiliyor. 1990 sonrası bina
yönetmeliğinde sığınak zorunlu tutulmuş. Her evde bir “safe room” var, özel kapı-
pencere sistemli,nükleer-kimyasal serpintiye karşı 2-3 gün dayanma kapasiteli, uygun
maske-eldiven vb donanımlı. Siren çaldığında herkes ne yapacağını biliyor. Japonların
depremle yaşamayaalışmasıgibi, İsrail’dekiler de savaşla yaşamaya alışmış. Herkesin
kendisiyleilgili kişiselsayılabilecek füze hatırası var  Iron Dome adıyla bilinen sistem
ülkeye yönelen füzeleri havada imha ediyor. İsrail Başbakanını bir İsrail vatandaşı
öldürdüğünden bu yana İsrail vatandaşları da aynı şekilde izleniyor. Halk artık bu aşırı
izleme (1984-Big Brother is watching us) halinden bunalmış.
“Kudüs’te Cuma günü maraton varmış, şehir kapatılmış” denildiğinde şaşırdım. Koca
bir şehir nasıl kapatılır ki? Ancak ihtiyaçlar icatları doğurmuş. Filistin olarak bilinen
topraklarıniçindenbirkoridoraçılmış,iki ayrı otoyol yapılmış ve çevresi duvarlarla, tel
örgülerle kapatılmış.ZavallıFilistinlilerinkimlikleri yok,pasaportlarıyok,okul-hastane-
postane hiçbir şeyleri yok, açık cezaevi gibi.. Olay çıkmasın diye sürekli ikili – üçlü
timlerdevriyegeziyor,kontrol noktalarıvar. Dolayısıyla otoyolların üzerindeki kontrol
noktalarını kapatınca şehre giriş-çıkışı kapatabiliyorsunuz.
Ülkeyi kuzeyden güneye kat eden üç ana otoyol güzergahı var. Bunlara plaka okuma
sistemleri yerleştirilmiş.Böylece yol geçişücreti toplanıyor,radarlahızkontrolüyapılıyorve
araçlar arası emniyetli mesafe kontrol ediliyor. Bu mesafe kontrolü sanılanın aksine trafik
için değil, bir sonraki aracın plakasını doğru okuyabilmek için gözetiliyor. Hem
ücretlendirmehemde sahidengüvenlikamaçlı.Plakaokunamazsakısasüre zarfında askeri
timkenaraçekmenizi istiyor,gerçek zamanlı gerçek kişili veya online kontrollü bir izleme
sistemi var. Bizde Fatih köprüsüne “yeni teknoloji” olarak gelen bu sistem İsrail’ de on
yıllardır fiilen kullanılıyor!
Kudüs= Jerusalem,barışanlamında,özel birşehir.Aynımabedin içi Müslümanlar için, yan
duvarı ve altı Yahudileriçinkutsal kabul ediliyor.Hristiyanlığın merkezi denilince çoğumuz
Vatikan’ıdüşünüyoruzoysaHz.İsa’nındoğduğu,yaşadığı,yakalandığı,sonyemeğini yediği,
çarmıha gerildiği,göğe yükseldiği yerlerhepburalarda,çoğunlukla da Kudüs’te. Dolayısıyla
Hristiyanların Hacı rotası da burası. Çok sayıda ziyaretçi var, tam bir festival. Kente Jafa
Gate içindengeçerekakşamvaktinde girdim.Kapalıçarşıyıve Mardin’i andıran sokaklardan
geçerekMüslümanbölgesinegeldim.Mescid-i Aksa’nıngirişinde Arapgönüllülerrehberimi
durdurdular, bana da kimlik sordular, ben içeri girdim. Daha önce Mescid-i Haram /
Mekke’de Müslüman olmayı bir ayrıcalık olarak hissetmiştim, yine oldu. Bana her yer
serbestti ama diğerleri buraya giremiyordu. Ayrıca İslam alemi içinde de Türk olmayı
ayrıcalıklı buluyorum, rağbet görüyorum, zaten bu alemdeki tek laik ülke ve fiilen en
müreffeh olanı, ülkemle yine gurur duyuyorum 
Akşam namazına yetiştim. Mescid-i Nebevi / Medine ve Mescid-i Haram / Mekke’den sonra İslamda önemli kabul
edilen Mescid-i Aksa / Kudüs’ ü de görmeyi nasip ettiği için Rabbime şükrettim. Cemaat azdı. Halılar Türkiye’den
gelmişti. Direk diplerinde sadece Arapça Kur’an bulunuyordu. Daha sonra çıkıp Kubbet-üs Sahara’ ya gittim. Altın
kaplamalıkubbesi,somaltındanyapılmışve Türkiye’dengelenmahcemi
ve Osmanlı çini işçiliğiyle karanlık gecede bile güzel görünüyordu. İçeri
girip, aşağıya indim. Gönüllü bir Arap cemaat polisi vardı, ona rağmen
kendi başımaibadetedebildim.Duygulandım.Tümpeygamberlerin safa
geçtiği yerde, Hz.Muhammed’ in imamlık ettiği yerde, göğe yükseldiği
yerdeydim! Ziyaretçilerin arasından Türk olanları elimle koymuş gibi
seçtim, tebessümettik. Yüksek tavanların tamamında ahşap iskelelerle
emniyete alma çabası fark ediliyordu. Aslında İsrail mescidin altında
tünel kazmıyordu, o tüneller senelerdir zaten oradaydı. Yine de
arkeolojikçalışmalarzamanzaman tavandan dökülmelere yol açtığı için
telaşlanmak normal sayılmalı…
Daha sonra aynı mabedin yan duvarına geçtim, meşhur ağlama duvarı, Western
Wall! Yahudi inancına göre kafama kipa geçirdim, duvara gittim, alıştığım gibi dua
ettim, diğerleri gibi dilek tuttum. Sinagoga girdim, çok mütevaziydi, daha önce
kilise ve camilerde görmediğim şekilde içeride kütüphane vardı. Her dilde
hazırlanmış ahit kitabı (eski ahit=Tevrat ve yeni ahit=incil bir arada). Peşinden de
tünellere indim. Rehberim gönüllü polisti, kimliği sayesinde aylar öncesinden
rezervasyon yaptırmaya gerek kalmadan tünele girebildim. Bulduğum ilk turist
kafilesinin arasına karışarak tüneli gezdim, etkilendim. Öncelikle seyirlik hale
getirmişler, animasyonlar, maketler, seyir terasları, engelliler için motorlu
kızaklar,…Uygun şekilde ışıklandırılmış,yardımedenlerinisimlerisergilenmiş,anma
duvarları yapılmış. El yazmaları gösteriliyor..
Akşam saati olması itibariyle Kudüs’teki Hristiyan mahallesi kapalıydı, maalesef kiliseleri ve Hz.İsa’nın 14 istasyonu
olarak bilinen güzergahı göremedim.
Ertesi gün Hayfa’ya giderkenyol üstündeOrtadoğununenbüyükşarapçısınız
ziyaretettik, mahzenlerini görme şansım oldu. İsrail coğrafyasının Fransa ve
Kaliforniya ile benzerlikler gösterdiğini ve yüksek kalitede üzüm
üretilebildiğiniöğrendim. Fransız tekniyenlerin geleneksel tarzıyla ve meşe
fıçılarda yaşlandırrakşarap yapıyorlar.Osmanlıdanözel izin alınarak üretime
başlamışlar,savaş zamanlarında bile üretime devam etmişler. İklime uygun
olarak seraların üzerini file benzeri bir malzemeyle kapatmışlar, tarım
öncelikli konu olmuş.
BahailerinAkka ve Hayfa’ da olmak üzere iki önemli merkezi
var. Tüm semavi dinler ve Budizmin bir karması gibi
görünüyor. Binanın uzaktan görünüşü Hristiyan esintili,
yaklaşınca Arap figürleri fark ediliyor, Hilal motifleri ve
ayakkabılarıçıkarıp halı zemine basmakİslami esintiliduruyor.
Kapılardaki şamdan resimleri ve içerideki şamdanlar Musevi
esintileri taşıyor. Bahçeler ve huzur Budizm kokuyor. Genel
ilkeler de hepsiyle uyumlu ve barışçıl bir çizgide görünüyor.
İçeride fotoğraf çekmek, konuşmak, dokunmak yasak. Her
dilde önceden hazırlanmış broşürler dağıtılıyor. Manzarası
şahane.
Hayfa’dan Nazareth’e geçtik.Hz.İsa’nın doğduğuşehirde orijinalkilisenin üzerine modern bir giydirme yapılmış. Çok
gösterişli ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen süslemeler duvarlarda sergileniyor. Huzurlu bir yer.
Kimseninkimseyi rahatsız etmediği, her üç semavi dinin de gönlünüzce yaşanabildiği değişik bir ülke burası. Aslında
hemmillethemde ümmetdevleti.Bunarağmendinlerarasındahoşgörügözle görülürseviyede.Açıkçası arzu ettiğiniz
laik veya mutaassıp İslami hayatı yaşamak için Türkiye’den bile daha uygun olduğunu düşündüm.
İsrail hakkında yazılmış bir kitabın özetini, Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarıyla yapılan
karşılaştırmasını http://daha-iyisini-yapabilirmiyiz.blogspot.com.tr adresindeki blog
sayfamın Şubat arşivinde bulabilirsiniz.
Hayatta kalmagüdüsüyle motiveolan,böylesineinanmışve organize bir devletle ilk defa
karşılaştım. Etkilendim. Ancak bir hafta içinde “bitse de dönsek” havasına girdim. Taş
yerinde ağır. Memleketim bir tane!
Eve geldiğimde bavulumun açılmış olduğunu fark ettim. Bir de mektup vardı: Kibarca
bavulu incelediklerini yazmışlar…
Uçağa bindiğimde hosteslere sarılmamak için kendimi zor tuttum  Kendi havayolları
olmasınarağmenEl-Al yerine THY tercih ediyorlar; en önemli faktörler fiyat ve aktarmalı
uçuşlarda zaman uygunluğu. Şahane servis demeyi kendilerine yedirememiş olmalılar…
Bence THY Türkiye’nin on numara vitrini, en azından benim göz bebeğim..

More Related Content

More from Utkan Uluçay, MSc., CDDP

Gartner the healthcare supply chain top 25 for 2014
Gartner the healthcare supply chain top 25 for 2014Gartner the healthcare supply chain top 25 for 2014
Gartner the healthcare supply chain top 25 for 2014Utkan Uluçay, MSc., CDDP
 
Devlet Malzeme Ofisi Stratejik Plan (2015 - 2019)
Devlet Malzeme Ofisi Stratejik Plan (2015 - 2019)Devlet Malzeme Ofisi Stratejik Plan (2015 - 2019)
Devlet Malzeme Ofisi Stratejik Plan (2015 - 2019)Utkan Uluçay, MSc., CDDP
 
T. C. Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan (2013 - 2017)
T. C. Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan (2013 - 2017)T. C. Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan (2013 - 2017)
T. C. Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan (2013 - 2017)Utkan Uluçay, MSc., CDDP
 
Sağlık bakanlığı 2013/09 sayılı stok yönetim uygulamaları
Sağlık bakanlığı 2013/09 sayılı stok yönetim uygulamalarıSağlık bakanlığı 2013/09 sayılı stok yönetim uygulamaları
Sağlık bakanlığı 2013/09 sayılı stok yönetim uygulamalarıUtkan Uluçay, MSc., CDDP
 
Sayıştay mart 2005 hastanelere ilaç alımı raporu
Sayıştay mart 2005 hastanelere ilaç alımı raporuSayıştay mart 2005 hastanelere ilaç alımı raporu
Sayıştay mart 2005 hastanelere ilaç alımı raporuUtkan Uluçay, MSc., CDDP
 
Sağlıkta yeni nesil tedarik zinciri yönetimi
Sağlıkta yeni nesil tedarik zinciri yönetimiSağlıkta yeni nesil tedarik zinciri yönetimi
Sağlıkta yeni nesil tedarik zinciri yönetimiUtkan Uluçay, MSc., CDDP
 
Loder mtso lojistikte yeni bakış açısı utkan uluçay
Loder mtso lojistikte yeni bakış açısı utkan uluçayLoder mtso lojistikte yeni bakış açısı utkan uluçay
Loder mtso lojistikte yeni bakış açısı utkan uluçayUtkan Uluçay, MSc., CDDP
 

More from Utkan Uluçay, MSc., CDDP (20)

Gartner the healthcare supply chain top 25 for 2014
Gartner the healthcare supply chain top 25 for 2014Gartner the healthcare supply chain top 25 for 2014
Gartner the healthcare supply chain top 25 for 2014
 
Devlet Malzeme Ofisi Stratejik Plan (2015 - 2019)
Devlet Malzeme Ofisi Stratejik Plan (2015 - 2019)Devlet Malzeme Ofisi Stratejik Plan (2015 - 2019)
Devlet Malzeme Ofisi Stratejik Plan (2015 - 2019)
 
T. C. Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan (2013 - 2017)
T. C. Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan (2013 - 2017)T. C. Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan (2013 - 2017)
T. C. Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan (2013 - 2017)
 
TBMM 10. Kalkınma Planı (2014 - 2018)
TBMM 10. Kalkınma Planı (2014 - 2018)TBMM 10. Kalkınma Planı (2014 - 2018)
TBMM 10. Kalkınma Planı (2014 - 2018)
 
Sağlık bakanlığı 2013/09 sayılı stok yönetim uygulamaları
Sağlık bakanlığı 2013/09 sayılı stok yönetim uygulamalarıSağlık bakanlığı 2013/09 sayılı stok yönetim uygulamaları
Sağlık bakanlığı 2013/09 sayılı stok yönetim uygulamaları
 
Sayıştay mart 2005 hastanelere ilaç alımı raporu
Sayıştay mart 2005 hastanelere ilaç alımı raporuSayıştay mart 2005 hastanelere ilaç alımı raporu
Sayıştay mart 2005 hastanelere ilaç alımı raporu
 
Sağlıkta yeni nesil tedarik zinciri yönetimi
Sağlıkta yeni nesil tedarik zinciri yönetimiSağlıkta yeni nesil tedarik zinciri yönetimi
Sağlıkta yeni nesil tedarik zinciri yönetimi
 
Utkan Ulucay SCL Implementer Certificate
Utkan Ulucay SCL Implementer CertificateUtkan Ulucay SCL Implementer Certificate
Utkan Ulucay SCL Implementer Certificate
 
Loder mtso lojistikte yeni bakış açısı utkan uluçay
Loder mtso lojistikte yeni bakış açısı utkan uluçayLoder mtso lojistikte yeni bakış açısı utkan uluçay
Loder mtso lojistikte yeni bakış açısı utkan uluçay
 
Staying demand driven 1
Staying demand driven 1Staying demand driven 1
Staying demand driven 1
 
Staying demand driven 2
Staying demand driven 2Staying demand driven 2
Staying demand driven 2
 
Staying demand driven 3
Staying demand driven 3Staying demand driven 3
Staying demand driven 3
 
The averagequestion tr utkan
The averagequestion tr utkanThe averagequestion tr utkan
The averagequestion tr utkan
 
Using sdbr in rapid response project
Using sdbr in rapid response projectUsing sdbr in rapid response project
Using sdbr in rapid response project
 
Schragenheim mts dbr
Schragenheim mts dbrSchragenheim mts dbr
Schragenheim mts dbr
 
Software that truly supports good decisions
Software that truly supports good decisionsSoftware that truly supports good decisions
Software that truly supports good decisions
 
Measures and trust in scm
Measures and trust in scmMeasures and trust in scm
Measures and trust in scm
 
Tocico2007isseasonality
Tocico2007isseasonalityTocico2007isseasonality
Tocico2007isseasonality
 
Managingdistribution
ManagingdistributionManagingdistribution
Managingdistribution
 
Make to-availability and beyond
Make to-availability and beyondMake to-availability and beyond
Make to-availability and beyond
 

Israil izlenimleri

  • 1. İSRAİL İZLENİMLERİM, Mart 2015 Vize almamgerekti,ücretsizdiamayine de vize vardı.Gitmedenönce NIS – Şekel buldum, bizde kolay rastlanılan bir para birimi değil. Kur lehimize, kabaca 1,50NIS = 1TL. “Pasaporta damga bastırma” uyarısıyla çekinerek gittim. Pasaportum evlere şenlik, bir haftaSuudi Arabistan,9 ay Mısır, birhafta Endonezya, Türkmenistan, 5 ay Rusya,… Girişte kolaydı,pasaportadamga basılmadı,turnikeleri açacakrenkli birbiletbasıpverdiler.Kendi vatandaşlarıparmak izli,retina taramalıself-checkkiosklardan ülkeye giriş yapabiliyordu. Teknoloji ! Son derece askeri idareli, hi-tech ve çölden ibaret bir ülke bekliyorum, göreceğiz bakalım… Kısıtlar Teorisi literatüründe söz sahibi, en kıdemlilerden Eli Schragenheim ile tanışma fırsatım oldu. Beni evinde kabul etti. Taksideki navigasyon sokak adı ve kapı numarasıyla kolayca evi buldu. Bahçe içinde, iki katlı, müstakil bir evdi. Ferah salon güzel görünümlüydü,7kolluşamdanıfark ettim. Çalışma köşesini de salona yerleştirmişti. Çok mütevazi bir adam, kitaplarımı imzaladı, birlikte oturduk, eşi ve torunuyla da tanıştırdı. İçeriye ayakkabıyla girilmesi bizde alışık olunmayan bir durum. Arabası pasaklıydı, bakımsızdı ve umurundabile değildi.Olgun, güngörmüş bir adamdı. Beni aile şirketlerine bıraktı. Şirketi de oldukça mütevazi buldum, yazılım işi yapıyorlar, açık ofis olarak düzenlenmiş. Giriştenparmakizi okutuyorlar,COO bile çıkarken okutmasını yaptı. Self servis bir mutfak alanı var, kahve, cips, kraker, poğaça, meyve vb koyulmuş, mikrodalga ve buzdolabı var. İçeride rahatlama salonu adı altında bilardo masası, rahat koltuklar vb olan bir bölüm var. Misafirler için wi-fi var. Sonradan anlıyorum ki ülkenin neredeyse tamamında free wi-fi olanağı sağlanmış, hücresel veri (3G) neredeyse gerekmiyor. Bu aslında devletin hem vatandaşları için bir servisi hem de cihazları ve dolayısıyla vatandaşlarını dijital olarak izlemenin bir yöntemi. Ben de “kabul ettim” tıklayarak sisteme katılıyorum. Bize benzediklerini düşündüm, tenrengi aynıancak çoğunda gözler renkli. Oldukça atletik görünüyorlar, saçlar genellikle çok kısa kesimli. Ortamdaki toz, sıcak hava, askeri eğilim düşünülürse makul bir tercihe benziyor. Sıcak kanlı insanlar, önyargısızlar. Ülke genel olarakMısır’dan temizamaİstanbul kadartemizdeğil.Zenginbölgeler, marina vb var ama genelde sahayayayılmışazkatlıbir yerleşimsözkonusu.Emniyetana unsur. Caddeler kısa aralıklarla ışıklarla ve kavşaklarla bölünmüş, hızlanarak bir yere çarpmak gibi sıra dışı faaliyetler zor görünüyor. Toplutaşıma zayıf,nüfusyoğunluğu az olduğu için büyük araçlarla ana güzergahta taşıma ve küçük araçlarla tali güzergahları ana güzergaha bağlama mantığı var. Dolayısıyla bir yerden bir yere toplu taşımayla giderken iki aktarma normal sayılıyor. Büyük araçlar aynı zamandahedef riski olarakdeğerlendiriliyor.AVMgirişlerinde aynıgerekçeylesıkıgüvenlik var. 17 yaşını tamamlayan tüm kızlar ve erkekler merkezi bir seri sınava giriyor, sadece bilgi değil aynızamandapsikometrikdeğerlendirme de yapılıyor. Katılımcılara bilgi veriliyor ve askeri teşkilatiçindeuygunbölümlere yönlendiriliyorlar.Elitbirimler için ayrıca ek sınavlar da yapılıyor. Ülkenin 17 yaşındaki en seçkin %2 lik dilimine yoğun bir eğitim yatırımı yapılıyorve sadece 7 yıllık mecburi hizmetten sonra “iş kurmak” üzere serbest bırakılıyor. Kızlar 2 yıl, erkekler 3 yıl askerlik yapıyorlar, herkes silah kullanmayı biliyor, 40 yaşa kadar her sene 2 hafta tekrar eğitime çağrılıyorlar ve her defasında başka bir birimde çapraz
  • 2. eğitim uygulanıyor. Yolda karşılaştığınız herhangi bir hem tezgahtar hem tank topçusu çıkabiliyor! Askeri referans olmadan sivilde çalışılamıyor. Genellikle atletikler, kısıtlı olanaklar nedeniyle aşırı yeme eğilimi yok ve spor çok önemseniyor. Ülke prensipolarakdüz,bisiklet,elektrikli bisiklet,motorsiklet yaygın. Arabaların çoğunda bisiklet askısı göze çarpıyor. Şehir içinde kiralık bisiklet istasyonları var, bir noktadan kiralayıp bir diğerinde bırakabiliyorsunuz. Çocuklar için ilave koltuk çoğu bisiklette hazır bulunuyor. Outdoor aktivitelere de ilgi büyük. Sırt çantası kullanımı çok yaygın. Kısıtlı olanaklarla iklimin elverdiği ölçüde ülke yeşertilmiş, tohum ıslahı, damla sulama, desalinasyon, nükleer enerji derken sıradan çölü “yuva” yapmayı başarmışlar. Arap ülkelerindeparaolduğuhalde budenli bayındırhale gelemeyişleri vizyoneksikliğindenolsa gerek. İsrail’in nüfusu sadece 8 milyon, tüm dünyadakileri toplasanız 16 milyon ediyor, İstanbul kadar. Bu insanlar için İsrail gerektiğinde sığınılacak kurtuluş yeri, her sene kendiliğinden ve büyük miktarlarda parayı ülkelerine bağışlıyorlar, sürekli nakit girişi var. Ülkede herkesin İbranice, Arapça, İngilizce konuşabiliyor olması çok havalı. Müslüman olmama rağmen Arapça bilmeyişimi ayıpladılar. Üstelik alfabe ve yazma yönünün farklı olması İngilizce öğrenmeyi onlar için zorlaştırıyor. Ülkenin resmi dili İbranice VE Arapça! İsrail vatandaşlarının %20 si Arap ve Yahudi değil. Onlar için pozitif ayrımcılık uygulanıyor, tabelalarüçdilli,işe alımlardadevlet %20 kontenjanı Araplar lehine kullanıyor. En bilinen Türkler Atatürk, Erdoğan, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay… Atatürk çok takdir ediliyor. Yahudilik, İslama oldukça benziyor. Sünnet oluyorlar, domuz yemiyorlar, koşer ile helal neredeyse aynı, kadınlar arka planda, baş örtülüyor, tek Allah inancı var… Ülkede huzuru sağlamaküzere aşırı dincileri (Haramid)Kudüs’te bir araya getirmişler, onların çalışması ve askere gitmeleri gerekmiyor. Devlet maaş veriyor, işleri İsrail’in bekası için dua etmek ve geleneksel Yahudi inanç-hayat tarzını yaşatmak. Bunlara ek olarak çalışmasına izin verilmeyenArapkökenli İsrail vatandaşları da düşünüldüğünde nüfusun yarısı çalışamıyor. Bu durumdadiğeryarının üzerindekiyükiyice artıyor,üstelikHaramidlerçokçocuk yaparak hızla çoğalıyor. Bu da İsrail hükumetini düşündürüyor. Kuruluşundanbuyana sağ – sol bloklarda ama sürekli koalisyonla idare edilmişler. İktidar olsa işler hızlanabilirdi ancak hassas coğrafyada stabilite-denge kavramları hızdan daha önemli olmuş. Bu seferki seçimde sol blok avantajlı görünüyor ancak %16 ile ülkenin en büyük partisi olan Netanyahu sağ bloktan bir parti olduğu için kafaları karışık. Kısıtlar Teorisini oluşturanEliyahuM.Goldrattİsrail’li.Fizikdoktoru.Arap-İsrail savaşlarının her üçünde de muharip olarak görev almış. Hiç özel sektör deneyimi yok. Temel Bilimlerdeki bakış açısını Beşeri Bilimlere uygulayarak büyük fark yaratmış, kendini bunu yaymaya adamış. Şirketi 1899 model bir binada çalışmaya devam ediyor, binanın özellikle dış dokusubüyükölçüde korunmuş,içinde teknolojiye uygun bazı düzenlemeler yapılmış. Bizdekinin aksine görevli çaycı vb yok, herkes kendi işni kendisi görüyor. Açık mutfak, buzdolabı,mikrodalga,kraker,poğaça,meyve,..var.Misafirleriçinbahçede saklamakapları içinde gelen az sayıda çeşit açık büfe sunuluyor. Plastik bardak, tabakla kendi servisimizi alarak masalara dağıldık. Goldratt çalışanları da iyi ev sahipleri olarak masalara dağıldı. Yemek temiz, leziz ve yeterliydi. Sunumlar projeksiyonla yapıldı, genellikle slayttı, film izledik, simülasyon yaptık, bazı çalışmalarabizzatkatıldık.Her soru ve sorunumuzlayakındanilgilendiler. Mümin Sekman’ ın anlattığı gibi B-İLGİ kelimesinin öyküsünü anlattım (bilginin %80 i ilgidir) ve Goldratt’ ın mezarını ziyaret etmek istedim. İlgilendiler, organize ettiler. İlk defa Yahudi mezarlığı gördüm. Bunun lüks bir versiyon olduğunu söylediler. Başımı bir şapka ile örtüp girdim.
  • 3. Yağmurlu bir gündü ama çamura batmadım. Mezarlığın bizdeki gibi bir yön kavramı yoktu, ayrıca tabiri caizse bir park gibi düzenlenmişti.Dallara takılan ruh kovalayanların tatlı şıkırtısı fon oluşturuyordu. Mezar taşları genellikle ham kaya parçalarıydı, ziyaretçilerkabirinüzerine taş bırakarak “taş üstüne taş koymuş” oluyorlar. Ayrıca Hristiyanlar gibi mum yakıyorlar ve uzun süre yanması için IKEA kutular bırakmışlar (İsrail’de bir IKEA mağazası var, Hayfa’da). Kabirlerin içlerinde de hortumlara bağlı damla sulama var, sürekli yemyeşil kalıyorlar. Goldratt’ ın kabirinin başında bir bank ve plastik kutu içinde kitap örnekleri var. Bankta oturup, kitap okuyabiliyor ve rahmetliyle sohbet edebiliyorsunuz  Kişisel eşyalarının ve literatürdeki kitapların sergilendiği kütüphaneyi de gördüm. Kitapların büyük kısmını okuduğumu fark edince kendimle gurur duydum  Goldratt’ ın kızı Efrat Ashlag-Goldratt ile tanıştım, kitabımı imzalattım. Isn’t It Obvious? isimli kitabı Türkçe’ ye tercüme ettiğimi öğrenince sevindi. ABD de yerleşik TOC University için düşünce pratiği yapılıyordu. Henüz Türkiye’de kurumsal bir varlıkları yok, Türk müşteriler olmuş ama devam eden bir uygulama henüz yok. LODER-MTSO Ulusal Proje Yarışmasında Birincilik alan eserimin bu literatürde olması onları da heyecanlandırdı. 4 günlük TOC4EFC = Theory of Constraints for Ever Flourishing Company adı altında Kısıtlar Teorisi için giriş eğitimiydi. Benim seviyemehafif geldi,onlar da fark etti ve Simulasyon ile ilgili bir kitabı hediye ederek ilave fırsat yaratmaya çalıştılar. Ayrıca danışmanlarla tanışma ve uzaktan eposta veya telefonla soru-cevap olanağına da bu vesileyle kavuştum. Cuma günü 16:00 dan başlayarak tüm Cumartesi günü hayat duruyor, Şabat denilen dini hafta sonu tatili. Aslında hiç makine kullanmamaları bekleniyorken, Tel-Aviv (Seherdeki çiydamlasıanlamında) gibi büyükşehirlerde eğlence hayatı devam ediyor. Yine de etrafta hazır mevziler, sığınaklar görülebiliyor. 1990 sonrası bina yönetmeliğinde sığınak zorunlu tutulmuş. Her evde bir “safe room” var, özel kapı- pencere sistemli,nükleer-kimyasal serpintiye karşı 2-3 gün dayanma kapasiteli, uygun maske-eldiven vb donanımlı. Siren çaldığında herkes ne yapacağını biliyor. Japonların depremle yaşamayaalışmasıgibi, İsrail’dekiler de savaşla yaşamaya alışmış. Herkesin kendisiyleilgili kişiselsayılabilecek füze hatırası var  Iron Dome adıyla bilinen sistem ülkeye yönelen füzeleri havada imha ediyor. İsrail Başbakanını bir İsrail vatandaşı öldürdüğünden bu yana İsrail vatandaşları da aynı şekilde izleniyor. Halk artık bu aşırı izleme (1984-Big Brother is watching us) halinden bunalmış. “Kudüs’te Cuma günü maraton varmış, şehir kapatılmış” denildiğinde şaşırdım. Koca bir şehir nasıl kapatılır ki? Ancak ihtiyaçlar icatları doğurmuş. Filistin olarak bilinen topraklarıniçindenbirkoridoraçılmış,iki ayrı otoyol yapılmış ve çevresi duvarlarla, tel örgülerle kapatılmış.ZavallıFilistinlilerinkimlikleri yok,pasaportlarıyok,okul-hastane- postane hiçbir şeyleri yok, açık cezaevi gibi.. Olay çıkmasın diye sürekli ikili – üçlü timlerdevriyegeziyor,kontrol noktalarıvar. Dolayısıyla otoyolların üzerindeki kontrol noktalarını kapatınca şehre giriş-çıkışı kapatabiliyorsunuz.
  • 4. Ülkeyi kuzeyden güneye kat eden üç ana otoyol güzergahı var. Bunlara plaka okuma sistemleri yerleştirilmiş.Böylece yol geçişücreti toplanıyor,radarlahızkontrolüyapılıyorve araçlar arası emniyetli mesafe kontrol ediliyor. Bu mesafe kontrolü sanılanın aksine trafik için değil, bir sonraki aracın plakasını doğru okuyabilmek için gözetiliyor. Hem ücretlendirmehemde sahidengüvenlikamaçlı.Plakaokunamazsakısasüre zarfında askeri timkenaraçekmenizi istiyor,gerçek zamanlı gerçek kişili veya online kontrollü bir izleme sistemi var. Bizde Fatih köprüsüne “yeni teknoloji” olarak gelen bu sistem İsrail’ de on yıllardır fiilen kullanılıyor! Kudüs= Jerusalem,barışanlamında,özel birşehir.Aynımabedin içi Müslümanlar için, yan duvarı ve altı Yahudileriçinkutsal kabul ediliyor.Hristiyanlığın merkezi denilince çoğumuz Vatikan’ıdüşünüyoruzoysaHz.İsa’nındoğduğu,yaşadığı,yakalandığı,sonyemeğini yediği, çarmıha gerildiği,göğe yükseldiği yerlerhepburalarda,çoğunlukla da Kudüs’te. Dolayısıyla Hristiyanların Hacı rotası da burası. Çok sayıda ziyaretçi var, tam bir festival. Kente Jafa Gate içindengeçerekakşamvaktinde girdim.Kapalıçarşıyıve Mardin’i andıran sokaklardan geçerekMüslümanbölgesinegeldim.Mescid-i Aksa’nıngirişinde Arapgönüllülerrehberimi durdurdular, bana da kimlik sordular, ben içeri girdim. Daha önce Mescid-i Haram / Mekke’de Müslüman olmayı bir ayrıcalık olarak hissetmiştim, yine oldu. Bana her yer serbestti ama diğerleri buraya giremiyordu. Ayrıca İslam alemi içinde de Türk olmayı ayrıcalıklı buluyorum, rağbet görüyorum, zaten bu alemdeki tek laik ülke ve fiilen en müreffeh olanı, ülkemle yine gurur duyuyorum  Akşam namazına yetiştim. Mescid-i Nebevi / Medine ve Mescid-i Haram / Mekke’den sonra İslamda önemli kabul edilen Mescid-i Aksa / Kudüs’ ü de görmeyi nasip ettiği için Rabbime şükrettim. Cemaat azdı. Halılar Türkiye’den gelmişti. Direk diplerinde sadece Arapça Kur’an bulunuyordu. Daha sonra çıkıp Kubbet-üs Sahara’ ya gittim. Altın kaplamalıkubbesi,somaltındanyapılmışve Türkiye’dengelenmahcemi ve Osmanlı çini işçiliğiyle karanlık gecede bile güzel görünüyordu. İçeri girip, aşağıya indim. Gönüllü bir Arap cemaat polisi vardı, ona rağmen kendi başımaibadetedebildim.Duygulandım.Tümpeygamberlerin safa geçtiği yerde, Hz.Muhammed’ in imamlık ettiği yerde, göğe yükseldiği yerdeydim! Ziyaretçilerin arasından Türk olanları elimle koymuş gibi seçtim, tebessümettik. Yüksek tavanların tamamında ahşap iskelelerle emniyete alma çabası fark ediliyordu. Aslında İsrail mescidin altında tünel kazmıyordu, o tüneller senelerdir zaten oradaydı. Yine de arkeolojikçalışmalarzamanzaman tavandan dökülmelere yol açtığı için telaşlanmak normal sayılmalı…
  • 5. Daha sonra aynı mabedin yan duvarına geçtim, meşhur ağlama duvarı, Western Wall! Yahudi inancına göre kafama kipa geçirdim, duvara gittim, alıştığım gibi dua ettim, diğerleri gibi dilek tuttum. Sinagoga girdim, çok mütevaziydi, daha önce kilise ve camilerde görmediğim şekilde içeride kütüphane vardı. Her dilde hazırlanmış ahit kitabı (eski ahit=Tevrat ve yeni ahit=incil bir arada). Peşinden de tünellere indim. Rehberim gönüllü polisti, kimliği sayesinde aylar öncesinden rezervasyon yaptırmaya gerek kalmadan tünele girebildim. Bulduğum ilk turist kafilesinin arasına karışarak tüneli gezdim, etkilendim. Öncelikle seyirlik hale getirmişler, animasyonlar, maketler, seyir terasları, engelliler için motorlu kızaklar,…Uygun şekilde ışıklandırılmış,yardımedenlerinisimlerisergilenmiş,anma duvarları yapılmış. El yazmaları gösteriliyor.. Akşam saati olması itibariyle Kudüs’teki Hristiyan mahallesi kapalıydı, maalesef kiliseleri ve Hz.İsa’nın 14 istasyonu olarak bilinen güzergahı göremedim. Ertesi gün Hayfa’ya giderkenyol üstündeOrtadoğununenbüyükşarapçısınız ziyaretettik, mahzenlerini görme şansım oldu. İsrail coğrafyasının Fransa ve Kaliforniya ile benzerlikler gösterdiğini ve yüksek kalitede üzüm üretilebildiğiniöğrendim. Fransız tekniyenlerin geleneksel tarzıyla ve meşe fıçılarda yaşlandırrakşarap yapıyorlar.Osmanlıdanözel izin alınarak üretime başlamışlar,savaş zamanlarında bile üretime devam etmişler. İklime uygun olarak seraların üzerini file benzeri bir malzemeyle kapatmışlar, tarım öncelikli konu olmuş. BahailerinAkka ve Hayfa’ da olmak üzere iki önemli merkezi var. Tüm semavi dinler ve Budizmin bir karması gibi görünüyor. Binanın uzaktan görünüşü Hristiyan esintili, yaklaşınca Arap figürleri fark ediliyor, Hilal motifleri ve ayakkabılarıçıkarıp halı zemine basmakİslami esintiliduruyor. Kapılardaki şamdan resimleri ve içerideki şamdanlar Musevi esintileri taşıyor. Bahçeler ve huzur Budizm kokuyor. Genel ilkeler de hepsiyle uyumlu ve barışçıl bir çizgide görünüyor. İçeride fotoğraf çekmek, konuşmak, dokunmak yasak. Her dilde önceden hazırlanmış broşürler dağıtılıyor. Manzarası şahane.
  • 6. Hayfa’dan Nazareth’e geçtik.Hz.İsa’nın doğduğuşehirde orijinalkilisenin üzerine modern bir giydirme yapılmış. Çok gösterişli ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen süslemeler duvarlarda sergileniyor. Huzurlu bir yer. Kimseninkimseyi rahatsız etmediği, her üç semavi dinin de gönlünüzce yaşanabildiği değişik bir ülke burası. Aslında hemmillethemde ümmetdevleti.Bunarağmendinlerarasındahoşgörügözle görülürseviyede.Açıkçası arzu ettiğiniz laik veya mutaassıp İslami hayatı yaşamak için Türkiye’den bile daha uygun olduğunu düşündüm. İsrail hakkında yazılmış bir kitabın özetini, Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarıyla yapılan karşılaştırmasını http://daha-iyisini-yapabilirmiyiz.blogspot.com.tr adresindeki blog sayfamın Şubat arşivinde bulabilirsiniz. Hayatta kalmagüdüsüyle motiveolan,böylesineinanmışve organize bir devletle ilk defa karşılaştım. Etkilendim. Ancak bir hafta içinde “bitse de dönsek” havasına girdim. Taş yerinde ağır. Memleketim bir tane! Eve geldiğimde bavulumun açılmış olduğunu fark ettim. Bir de mektup vardı: Kibarca bavulu incelediklerini yazmışlar… Uçağa bindiğimde hosteslere sarılmamak için kendimi zor tuttum  Kendi havayolları olmasınarağmenEl-Al yerine THY tercih ediyorlar; en önemli faktörler fiyat ve aktarmalı uçuşlarda zaman uygunluğu. Şahane servis demeyi kendilerine yedirememiş olmalılar… Bence THY Türkiye’nin on numara vitrini, en azından benim göz bebeğim..