4. Topraklarının
küçük bir bölümü
İç Anadolu
Bölgesi, daha
büyük bölümü de
Karadeniz
Bölgesi’ne yer alan
Tokat, kuzeyinde
Samsun,
kuzeydoğusunda
Ordu, güney ve
güneydoğusunda
Sivas,
güneybatısında
Yozgat, batısında
Amasya ile
çevrilidir.
5. Yeşilırmak vadisi üzerinde yer alan il topraklarını Kuzey Anadolu
Dağlarının uzantıları engebelendirir. İl topraklarının kuzeyini
Canik dağları (Killiktepe 1.546 m.), doğu kesimini Köse Dağları
ve Asmalıdağ, güneyini doruğu il sınırları dışında kalan deveci
Dağları ile Çamlıbel Dağı, batısını Buzluk ve Sakarat dağları, iç
kesimini de Yaylacık Dağı (Büyük Yaykıl Tepesi’nde 1.622 m.) ile
Mamo Dağı (İmamgazi Tepesi’nde 1.792 m.)
engebelendirmektedir. İlin en yüksek noktası güneydoğusunda
Asmalıdağ’ın 2.416 m.ye ulaşan doruğudur. Dağların yüksek
kesimleri kayın ve sarıçam ormanları ile kaplıdır.
6. Çoruh-Kelkit Vadi oluğunun batı bölümünü oluşturan Kelkit Irmağı
Vadisi tabanının genişlediği kesimlerde yer alan ve birer çöküntü alanı
olan Niksar ve Erbaa ovaları, Taşova’nın güneydoğu bölümü, Yeşilırmak
Vadisinde Tokat ile Turhal arasında uzanan Kazova ile güney
kesimindeki Artova Ovası ilin belli başlı düzlükleridir. Zile, Omala
ovaları ile Topçam, Batmantaş, Muhat, Dumanlı, Seleman, Bozçalı,
Kızılcaören Çamiçi yaylaları da ilin diğer düzlükleridir.
İl topraklarını Kelkit Irmağı ile Yeşilırmak sulamaktadır. İl sınırlarından
kaynaklanan tüm akarsular Karadeniz’e ulaşır. Bu suların büyük bir
bölümünü toplayan kelkit Irmağı ile Yeşilırmak Erbaa Ovasının
kuzeybatı kesiminde birleşirler. Yeşilırmak’a katılan başlıca kollar
Çekerek ve Karakuş Çaylarıdır. Yeşilırmak’ın başlangıç kolu olan
Tozanlı Çayı batı ve kuzeyde doğal sınırı oluşturur.
7. Sakarat Dağı’nın doğu uzantıları ve Köse Dağları, kelkit Irmağı ile
Yeşilırmak’ın il sınırları içerisinde kalan bölümlerinin su toplama
alanlarını birbirinden ayırır. İlin kuzey kesiminden kaynaklanan Yıldız
Çayı Kızılırmak’ın kollarındandır.
İl sınırları içerisindeki başlıca göller Göllüköy Gölü ve Zinav Gölü
(Çukurgöl), Almus, Ataköy, Belpınar ve Boztepe Baraj gölleridir. Hasan
Uğurlu Baraj Gölünün bir bölümü de Tokat ili sınırları içerisindedir.
Deniz seviyesinden 623 m. yükseklikteki İlin yüzölçümü 9.958 olup,
2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu
828.027’dir.
8. Tokat ili Karadeniz
kıyısı ile İç Anadolu
arasında geçit alanı
durumunda olup,
bölgede değişik
yörelerde değişik
iklim hüküm
sürmektedir. Kelkit
Vadisinde kışlar ılık
ve yazlar sıcak
geçerken,
Reşadiye’nin
güneyinde Akdeniz
Bölgesi iklimini
andıran bir iklim
görülmektedir.
9. Tokat’ın doğal bitki örtüsü genelde step görünümündedir. Ormanlarla
kaplı dağların yüksek kesimlerinde yaylalar yer almakta olup, dağların
hemen hemen hepsi ormanlarla kaplıdır.
Tokat, Kuzey Anadolu Kırık Fay hattı üzerinde yer almasından ötürü
birinci derecede deprem bölgesinin sınırları içerisindedir. Bundan
dolayı 1942 yılında meydana gelen Niksar-Erbaa depremi Tokat
yöresinde büyük can kaybı ve yıkıma neden olmuştur.
İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, endüstri ve ticarete dayalıdır.
Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında buğday, arpa, mısır, baklagiller,
tütün, şekerpancarı, ayçiçeği, patates, soğan, üzüm, mısır, karpuz,
tütün ve diğer sebzeler gelmektedir.
10. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan yetiştirilmekte olup, ovalık
alanlarda sığır ve manda, yaylaların bulunduğu dağlık kesimlerde de
koyun ve kıl keçisi, Zile yöresinde de Ankara keçisi yetiştirilir. Ayrıca süt
hayvancılığını geliştirmek amacı ile her türlü ıslah çalışmaları
yapılmaktadır. Montofon ırkının yanında Holstein ırkı ile Kelkit
vadisinde önemli miktarda Newjersy melezi yetiştirilmektedir.
Koyunculukta Karagül koyunlarının yetiştirilmesi için üreticiler teşvik
edilmektedir. Tavukçuluk ve arıcılığın yanı sıra göllerde az miktarda
balıkçılık yapılmaktadır.
Orman bakımından oldukça zengin olan ilde ormancılık da çok önem
taşımaktadır. 1973-1980 arasında kalkınmada öncelikli iller kapsamına
alınan Tokat ilinde sanayii pek fazla gelişmemiştir.
11. İlde sanayii
kuruluşu olarak;
Tekel İşletmeleri
Genel
Müdürlüğünün
Tokat Sigara
fabrikası ile un, süt
ürünleri, yem,
şarap, konserve,
tuğla ve kiremit,
orman ürünleri,
tarım alet ve
makineleri üreten
fabrikalar
bulunmaktadır..
12. Küçük sanayii kuruluşu olarak da metal eşya üreten, dokumacılıkla
uğraşan, orman ürünlerini işleyen, çeşitli araçların onarım ve bakımını
yapan atölyeler bulunmaktadır.
İl topraklarında çimento hammaddesi, Reşadiye’de betonit, Turhal
yöresinde de antimon, kireçtaşı ve traverten içeren cevher yatakları
vardır.
Tokat ve çevresinde, özellikle Maşathöyük ve Horoztepe’de yapılan
arkeolojik kazılarda ele geçen buluntular yörenin Kalkolitik Çağdan
(MÖ.5500-3500) beri yerleşim alanı olduğunu göstermiştir. MÖ.
XVII.yüzyılda Hititlerin egemenliği altında kalan yöre, MÖ.XV. ve
VIII.yüzyıllar arasında Kaşkalar tarafından istilaya uğramış ve yakılıp
yıkılmıştır.
13. Ege göç kavimleriyle Batı Anadolu’yu istila eden Frigler Tokat
yöresindeki Çekerek, Tozanlı, Kelkit Çayı boylarında kurulu Hitit
kentlerini işgal etmişlerdir. Maşathöyük’te Frig dönemine ait yapılar ve
çeşitli buluntular ele geçmiştir. Karadeniz’den gelen Kimmerlerin Frig
egemenliğine son vermesi ile Yöreye MÖ.VI.yüzyılda Medler, daha
sonra da Perslerin hakim olmuşlardır. Pers yönetimi sırasında Büyük
Kapadokya Satraplığı’nın sınırları içerisinde kalmıştır. Bu dönemde
yöredeki başlıca yerleşme, dinsel ve ticari açıdan büyük önem taşıyan
Komana idi.
14.
15. Bugünkü Tokat ili’nin yakınlarında yer alan Gömenek Kalesi’nin
bulunduğu yerde kurulmuş olan Komana kenti, Kapadokya’daki
Komana ile karıştırılmamak için Komana Pontika adı ile
anılmıştır. Daha sonra Kapadokya’nın kuzeyindeki Pontus
Kapadokiası’na bağlanan yöre MÖ.IV.yüzyıl sonlarında
Makedonyalıların egemenliği altına girmiştir.Büyük İskender’in
ölümünden sonra, komutanları arasındaki anlaşmazlıktan doğan
karışıklık sırasında Pers kökenli I.Mithradetes, MÖ.IV.yüzyıl
başlarında yöreyi de içerisine alan topraklarda Pontus Krallığını
kurmuştur. Giderek güçlenen Pontus Kralları Niksar, Turhal ve
Zile’de Gazafilaklia denen güçlü kaleler, Komana ve Erbaa’da da
tapınak, saray ve villalar yapmışlardır.
16. Karadeniz kıyılarında güçlenen, zamanla Anadolu’nun büyük bir
bölümünü egemenlik içine alan Pontus Krallığı, Anadolu’yu istila eden
Roma ordularına karşı uzun yıllar süren savaşmışlar, bu savaşlar
sonucunda da MÖ.I.yüzyılda yöre kesin olarak Romalıların eline
geçmiştir. Pontus’un güçlü direnişini kırmak için Roma, en güçlü
generallerini Küçük Asya’ya göndermiş, Amiral Triarius, Sulla,
V.Flaccus, Lucullus ve Pompeius büyük mücadeleler vermişlerdir. MÖ.
47’de J. Sezar Zile’ye gelmiş ve Roma’ya başkaldıran Pontus asıllı
Basforos kralı II.Pharnake’nin orduları ile Altıağaç mevkiinde
karşılaşmış ve büyük zafer kazanmıştır. Sezar “Veni, Vidi, Vici”
(Geldim, gördüm, yendim) diyerek Roma’ya bildirmiştir. 400 yıl süren
Roma egemenliği sırasında Tokat ve yöresinde ticaret, bayındırlık ve
ulaşım gelişmiş, kentler imar edilmiş, Komana, Niksar, Zile ve
Sulusaray’ın önemi artmıştır.
17.
18. İmparatorluğu’nun 395’te ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma
(Bizans) sınırları içerisinde kalan yöre, bu dönemde VIII.yüzyıldan
sonra Arap akınlarına uğramış, Bizanslılar ile Araplar arasında birkaç
kez el değiştirmiştir.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve
Gümüştekin Ahmet Gazi’nin orduları Anadolu’nun büyük bölümünü
ele geçirerek bağımsız beylikler kurmuşlardır. Büyük Selçuklu
İmparatoru Sultan Melik Şah’ın komutanlarından Gümüştekin Ahmet
Gazi, Önce Sivas’ı ve 1095 yılında da Niksar’ı başkent yapmış, daha
sonra Tokat, Zile, Turhal, Zonusa’yı birliğine katmıştır. Anadolu
Selçuklu devletinden ayrı, bağımsız bir devlet kuran Danismendoğuları
daha sonra Kayseri ve Malatya’yı da alarak güçlenmişler, güneye inerek
Antakya Bohemont Prensliğine, Akdeniz’de de Klikya krallığına son
vermişlerdir.
19. 1240’ta çıkan Baba İshak Ayaklanmasından etkilenen yöre Kösedağ
Savaşı’nın (1243) ardından Moğolların egemenliği altına girmiştir.
İlhanlı yönetimi sırasında Anadolu Selçuklularının hanedan
çekişmelerine sahne olmuş ve Moğollar tarafından
yağmalanmıştır.Daha sonra doğrudan İlhanlı yönetimine giren yöre
1340’ta Eretna Beyliği’ne, 1388’de Kadı Burhaneddin devleti’nin
yönetimine girmiştir. Ardından Akkoyunluların eline geçen yöre,
1399’da Osmanlı topraklarına katılmıştır. XV.yüzyıl başlarında bir süre
Timur’un yönetimi altında kalmış, 1413’te yeniden Osmanlı
topraklarına katılmıştır.
XVI. ve XVII.yüzyıllarda çıkan Celali Ayaklanmalarından büyük zarar
görmüştür. Eski ismi Dar Ün-Nasr olan yöre, XIX.yüzyıl sonlarında
Sivas Vilayetine bağlı Tokat sancağının yönetimi içerisinde idi.
20.
21. 1872’de Belediyesi kurulan Tokat, 1863’te nahiye, 1878’de Mutasarrıflık.
1920’de müstakil Liva olmuştur. 1920’de Zile Ayaklanmasından
etkilenmiş, aynı yılın sonlarında silahlı Pontus çetelerinin giriştiği
eylemler, 1921’de Nurettin Paşa komutasındaki bir ordu tarafından ve
yöre halkının bir bölümünü oluşturan Rumların Anadolu’daki başka
bölgelere yerleştirilmesi ile bastırılmıştır. Cumhuriyetin ilanından
sonra, 1923 yılında İl konumuna getirilmiştir.
22. Tokat’a günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Komana antik kenti
kalıntıları, Tokat Kalesi, Sulusaray, Maşathöyük, Gök Medrese,
Yağıbasan Medresesi (XII.yüzyıl), Hatuniye Medresesi (1485), Garipler
Camisi, Sümbül Baba Zaviyesi (1292), Hamza Bey Camisi (1412),
Meydan Camisi (1485), Behzat Camisi (XVI.yüzyıl), Tokat Ulu Camisi
(1679), Ali Paşa Camisi (XVI.yüzyıl), Takyeciler Cami, Sefer Beşe
Mescidi (1251), Alacamescit (1310, ikinci yapımı 1505), Ebu’-Kasım
Türbesi (1234), Halef Sultan Türbesi (1292), Vezir Ahmet Paşa Türbesi
(1288), Nureddin İnb Sen Timur Türbesi (1314), Abdülmuttalip Türbesi
(1317), Niksar Çöreğibüyük Tekkesi (XIV.yüzyıl), Mevlevihane, Pervane
Hamamı (XIII.yüzyıl), Mustafa Hamamı, Yörgüç Paşa Hamamı (1613),
Taşhan, Suluhan, Paşahan, Yazmacılar Hanı, Bedesten, Behzat Çarşısı,
Sulu Sokak Çarşısı, Tokat Köprüsü (1250) Saat Kulesi (1902) ile Türk
sivil mimari örneklerinden başta Latifoğlu Konağı, Madımağın Çelal’in
evi olmak üzere Tokat evleri ve konakları bulunmaktadır.
23. Ayrıca, Ballıca Mağarası, Sulusaray ve Reşadiye Kaplıcaları ilin doğal
oluşumları olup, kaplıcalar turizm açısından önem taşımaktadır. Gıj Gıj
Tepesi, Gümenek, Topçam Tekmezar, Batmantaş Yaylası, Alan yaylası,
Gözova Regülatörü, Gökçeyol Göleti, Almus Orman evleri, Almus
Belediye Parkı, Çatak Yaylası, Niksar Çamiçi Yaylası, Ayvaz Parkı, Erbaa
Düden Gölü, Reşadiye Zinav Gölü, Kurt Gölü, Selemen Yaylası, Zile-
Şeyh Ahmet, Esvap Çayı, Başçiftlik Düden Yaylası, Artova Alçakgedik
ilin başlıca mesire yerleridir.
24. ALMUS
İlçe, yeşil ve mavinin
kaynaştığı cennetten
bir köşe görünümünü
kazanmıştır. Almus
Baraj Gölünün su
sporlarına uygun bir
alan olması, barajda
yapılabilecek olta
balıkçılığı, başta
Dumanlı Yaylalar
zinciri ve Çatak
Yaylası olmak üzere
yayla turizmi için
ideal yapıya sahip
olan Almus doğal bir
turizm cennetidir.
25. ERBAA
Horoztepe Ören
Yeri, Kale
Köyünde bulunan
Boğazkesen
Kalesi, Yer Köprü
en önemli tarihi
yerleridir. Ayrıca
Fidi Köyünde
bulunan Silahtar
Ömer Paşa Camii
ahşap mimarinin
en önemli
örneklerinden
biri sayılır.
26. PAZAR
İlçe sınırları
içerisinde bulunan
Ballıca Mağarası
ilçe turizmine
önemli bir canlılık
getirmiştir. Bunun
yanında Selçuklu
dönemlerinden
kalma Pazar
Köprüsü, Mahperi
Hatun
Kervansarayı gibi
tarihi eserler ilçeye
önem
kazandırmaktadır.
27. TURHAL
Turhal, Orta
Karadeniz
Bölgesinde yer alır.
İlçenin etrafı dağlarla
çevrilidir, şehrin
ortasında Turhal
kalesi yer almaktadır.
Kalenin üzerinde
eski bir şatodan
kalma iki burç ve bir
de yeraltı geçidi
bulunmaktadır.
İlçede Turhal
kalesinin yanında
Kesikbaş Camii, Ulu
Camii, Kova Camii,
Ahi Yusuf Baba, Şeyh
Şehabettin, Nurullah
Efendi Türbeleri
bulunmaktadır.
28. Tokat, Kelkit, Yeşilırmak ve Çekerek Nehri boyunca kurulan Hitit, Frig
yerleşim alanları M.Ö. 4000- 2500 yılları arasında yüksek düzeyde
kültür ve sanat yaşamına sahip olmuştur. Roma ve Bizans
dönemlerinden sonra Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı
dönemlerini yaşamıştır.