Değişim örgütlerin en temel sorunlarından birisidir. Günümüzde her şey hızla değiştiği için bu değişime ayak uydurmak isteyen örgütler bu değişimi en kısa sürede ve en az maliyetle gerçekleştirme arzusundadırlar. Her değişim az ya da çok örgütsel problemlerle ya da güçlüklerle karşılaşır. Ancak sürekli kendisini yenileyen ve çevresindeki değişime uyum sağlayabilen örgütler için değişim süreci nispeten daha sancısız geçmektedir. Değişim sürecinde asıl sorun yaşayan örgütler, değişimi ve yenilenmeyi sürekli erteleyen ya da sürekli değişmeye güç yetiremeyenlerdir. Çünkü bu tür örgütlerde çalışanların kişisel gelişimleri ihmal edilir ve örgütün çıkarları ön planda tutulur. Kısa dönemde karlı ve doğru gibi gözüken böyle bir yaklaşım, uzun vadede örgütün çökmesine sebep olabilir. Değişimin uzun süre ertelenmesiyle örgütün çevresiyle olan uyumu arasındaki açı sürekli açılır. Sonunda değişmek zorunda kalan örgütün çalışanları, uzun süre yaşadıkları alışkanlıkları ve davranışlarını değiştirmek istemezler ve değişime direnirler. Değişim ne kadar radikal olursa çalışanların değişime karşı direnci o denli yüksek olur. Değişmeye alışmamış ve kendisini değişime hazırlamamış olan çalışanların tepkileri ciddi boyutlara ulaşabilir.
Değişim örgütlerin en temel sorunlarından birisidir. Günümüzde her şey hızla değiştiği için bu değişime ayak uydurmak isteyen örgütler bu değişimi en kısa sürede ve en az maliyetle gerçekleştirme arzusundadırlar. Her değişim az ya da çok örgütsel problemlerle ya da güçlüklerle karşılaşır. Ancak sürekli kendisini yenileyen ve çevresindeki değişime uyum sağlayabilen örgütler için değişim süreci nispeten daha sancısız geçmektedir. Değişim sürecinde asıl sorun yaşayan örgütler, değişimi ve yenilenmeyi sürekli erteleyen ya da sürekli değişmeye güç yetiremeyenlerdir. Çünkü bu tür örgütlerde çalışanların kişisel gelişimleri ihmal edilir ve örgütün çıkarları ön planda tutulur. Kısa dönemde karlı ve doğru gibi gözüken böyle bir yaklaşım, uzun vadede örgütün çökmesine sebep olabilir. Değişimin uzun süre ertelenmesiyle örgütün çevresiyle olan uyumu arasındaki açı sürekli açılır. Sonunda değişmek zorunda kalan örgütün çalışanları, uzun süre yaşadıkları alışkanlıkları ve davranışlarını değiştirmek istemezler ve değişime direnirler. Değişim ne kadar radikal olursa çalışanların değişime karşı direnci o denli yüksek olur. Değişmeye alışmamış ve kendisini değişime hazırlamamış olan çalışanların tepkileri ciddi boyutlara ulaşabilir.
3. Divan Şiirinin Özellikleri
Divan şiiri ilk örneklerini 13. yüzyılda
vermeye başlamış 19. yüzyılın sonlarına
doğru gücünü kaybetmiştir.
İlk divan şairi Hoca Dehhani
Son büyük divan şairi ise Şeyh Galip’tir.
MR
4. Konu
İslam Mitolojisi
Klasik Aşk Öyküleri
Kadın, Şarap, Din ve Tasavvuf
Felsefi Düşünceler
Konudan çok konunun işleniş biçimi
önemlidir.İçerikten ziyade
üslup,söyleyiş özelliği,anlatıma önem
vermişlerdir.
5. Dil
Divan şiirinde dil Osmanlıcadır.
Osmanlıca; Arapça, Farsça ve Türkçe
sözcüklerin karmasından oluşan bir
dildir.
“Meyl et gözüm yaşına eyâ serv-i hoş
hırâm
Dirler ki eyle iylügi âb-ı revâna at “
Oldukça sanatlı, ağır bir dil
kullanılmıştır.
6. Bütün güzelliğine değil parça güzelliğine
önem verilmiştir.
“Sanat için sanat” anlayışı egemendir.
Divan şiirinde söz ve anlam sanatlarına
sıkça başvurulmuş; sanatlı anlatım ustalığın
ölçüsü sayılmıştır.
Şiirlerde aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Divan şiirinde Aşık Paşa, Nedim ve Şeyh
Galip hece ölçüsüyle birer şiir denemesi
yapmışlardır.
7. Şiirde "göz için uyak" anlayışı
benimsenmiş, en çok tam ve zengin uyak
kullanılmıştır.
Zerre-i nurundan iken muktebes (se harfi)
Mihr ü mehe etmek işaret abes (sin harfi)
8. Divan şiirinde kalıplaşmış sözler mazmunlar
çok kullanılmıştır.
Boy:servi,tuba,elif…
Çehre:ay gibi parlak
Kaş:yay
Kirpikler :ok
Yanaklar:gül
Ağız: nokta,gonca
Saçlar:yılan,kement
Gözler:badem,nergis
9. Divan edebiyatında şiirlerin özel bir adı
(başlığı) yoktur. Şiirler yazıldığı nazım
şeklinin adıyla "gazel, kaside vs." anılır.
Şiirde en küçük nazım birimi tek dizeden
oluşur. Bu dizelere "azade mısra" (bağımsız
dize) denmiştir.
“Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı”
Nazım birimi olarak genellikle beyit olmak üzere
dörtlük ve bend kullanılır.
10. Nazım Biçimleri
Beyit
• Gazel
• Kaside
• Mesnevi(f)
• Kıta
• Müstezat
Dörtlük
• Rubai(f)
• Tuyuğ(t)
• Şarkı(t)
• Murabba
Bend
• Terkib-i
Bend
• Terci-i Bend
11. Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı
Kamu bîmârına cânân devâ-yi derd îder ihsân
Niçün kılmaz bana dermân beni bîmâr sanmaz mı
Şeb-i hicran yanar cânım töker kan çeşm-i giryânım
Uyarur halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
Gül-i ruhsâruna karşu gözümden kanlu akar su
Habibüm fasl-i güldür bu akar sular bulanmaz mı
Gamum pinhan dutardum ben didiler yâra kıl rûşen
Disem ol bivefâ bilmen inanur mı inanmaz mı
Değildim ben sana mâil sen ettün aklumı zâil
Bana ta’neyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı
Fuzûli rind-i şeydâdur hemişe halka rüsvâdur
Sorun kim bu ne sevdâdur bu sevdâdan usanmaz mı