2. SUNUM PLANI
Vitamin D’nin Genel Özellikleri
Vitamin D’nin İlişkilendirildiği
Hastalıklar
Vitamin D ve Kardiyovasküler
Hastalıklarla İlişkili Mekanizmaları
Sonuç
3. GİRİŞ
D vitamini (bileşikler için nutritional
terimi biyolojik aktivitesi 1α,25-
dihydroxyvitamin D; ayrıca kısaca D2
ve D3 vitamini olarakta
belirtilir)yağda çözünen steroid
hormon fonksiyonundadır.
P.E..Norman,J.T.Powell ;Circulation Research January 17, 2014
4. Deri güneşe
maruz(290-315nm)
7-dehydrocholesterol
Vitamin D3
Vitamin D taşıyıcı proteine bağlı
vitamin D
Besin vitamin D2 ve D3
Karaciğerde 25-
hydroxylase(esas olarak
CYP2R1)
25-hydroxy vitaminD(25OHD)
Dvitamini durumunu
değerlendirmek için kullanılan
ama dolaşımda kullanılan etkin
olmayan formu
1alfa
hydroxylase(CYP27B
1) böbrek te
D vitaminin aktif formu 1alfa25-
dihydroxyvitamin
D(1,25(OH)2)D
FGF-23 1,25(OH)2D
PTH
düşükCA/
P
-
+
24-25dihidroksi
vitamin D(aktif
olmayan formu)
Vitamin D
reseptör
Mineral dengesi Ca/P seviyelerinde
Böbrek calsiyum emilimi
artar,osteoklas aktivasyonunu azaltır
Ca rezorpsiyonu azaltır
Paratiroid hormon yayılımını azaltır
Cardiovasküler hastalığı ile
ilgili olanlar dahil olmak
üzere diğer fonksiyonların
modülasyonu.
D VİTAMİNİ METABOLİTLERİ VE ENDOKRİN YOLLARI
P.E..Norman,J.T.Powell ;Circulation Research January 17, 2014
5. VİTAMİN D RESEPTÖRÜ(VDR)
D vitamini reseptörü nükleer reseptör super ailesine
bağlıdır, ve D vitamini tepki elementlerini içeren
genlerin etkisini düzenlemektedir.
Bu genler potansiyel kardiyovasküler hastalıklarla
ilgili düzenleyicileri içerir, hücre yenilenmesini ve
farklılaşmasını, apoptozu, oksidatif stresi, aktif
taşımayı, matris iç dengesini, doku
mineralizasyonunu ve hücre adhezyonunu düzenler
D vitamini reseptörleri bütün ana kardiyovasküler
hücre tiplerinde; damar düz kasları hücrelerinde,
endotel hücrelerinde, bir çok immune hücrede,
platelerde bulunur.
P.E..Norman,J.T.Powell ;Circulation Research January 17, 2014
13. D VİTAMİNİN ANTİATEROSKLEROTİK
ETKİ MEKANİZMASI
Statinler?
PPAR-gama
PPAR-alfa
Makrofaj
etkinleştirme
PPAR-gama
PPAR-alfa
Karaciğer X reseptörleri
Proinlamatuvar mediatörlerin
Örneğin;IL-1,IL-6,TNF-alfa Değişmiş kolesterol homeostasis
Artan monosit
Artan LDL oksidasyonu
Artan MMP üretimi
Artan OX-LDL alma
Düşük kolesterol
Artan hücresel nekroz/apoptoz
İstikrarsız lezyon ve plak rüptürü
10.2215/CJN.02260409 CJASN September 2009 vol. 4 no. 9 1515-1522
14. D VİTAMİNİN ANTİTİROMBOTİK
ETKİ MEKANİZMASI
Yaralan
ma
Yaralan
ma
Mezenkimal multipotent
Mezenkimal
multipotent
Antifibrotik
etkenler
İnflamatuar
kaskad
Profibrotik
faktörler
Kollajen depozisyon/sentezleme
Fibrosiz
Aşırı ve kalıcı kollojen birikimi
Kollojen1
Kollojen3
Fibrotik sürecin bastırılmasında
Zayıflatılmış
inflamatuar
10.2215/CJN.02260409 CJASN September 2009 vol. 4 no. 9 1515-1522
15. Krause ve ark Deri rengi koyulaştırma amacıyla,
UV ışınlarına maruz kalmış (üç ay süreyle haftanın
üç günü) bireylerde 25OHD3 %180 artmış ve hem
sistolik hem de diyastolik kan basınçlarında 6
mmHg azalma meydana gelmiştir
Pittas ve arkadaşları 2010 yılında 9 prospektif
gözlemsel çalışmayı içeren bir metaanaliz
raporlamışlardır. Bu rapora göre, 9 çalışmadan
5’inde düşük vitamin D düzeyleri ile yüksek KVH
riski ilişkisi vardı
Hacettepe T›p Dergisi 2011; 42:14-27
16. Kendrick ve arkadaşları NHANES 1988-
1994 anketinde D vitamini
düşük(25OHD^küçük20ng/ml) bireylerin D
vitamin seviyesi yüksek olan bireylere
kıyasla anjin, miyokard infarktüsü ve kalp
yetmezliğine yaklanmalarının daha yüksek
olduğu bildirilmiştir.
NHANES 2000-2004 araştırmada D vitamini
eksikliği koroner kalp hastalığı,kalp
yetmezliği ve periferik vasküler hastalıklar
ilişkili prevelanslarında artış bildirilmiştir.
Circulation. Author manuscript; available in PMC 2009 August 13.
17. Li ve arkadaşları bir fare modelinde 1,25(OH)2D kan
basıncının düzenlenmesinde hormon renin üzerinde
inhibitör görevi olduğu bildirmiştir.
Judd ve arkadaşları hipertansiyon olmayan kişilerde
NHANES 1998-1994 raporunda en iyi D vitamini
seviyesi(32ng/ml) yaşla birlikte kan basıncı oranında
%20 azalma sağlamıştır.
Circulation. Author manuscript; available in PMC 2009 August 13.
18. 18225 erkekten oluşan başka bir vaka-kontrol
çalışmasında 25(OH) D düzeyleri 15 ng/mL’den düşük
olanlarda >30 ng/ mL olanlara göre miyokard
infarktüsü (MI) riskinin arttığı bulunmuştur
postmenapozal 36282 kadına vitamin D3 (400
IU/gün) ve kalsiyum (1000 mg/gün) replasmanı
yapılmış, ortalama 7 yıllık takipte kardiyovasküler
olaylarda (MI, koroner kalp hastalığı, inme) ve
mortalitede anlamlı bir etki görülmemiştir
2013; 4 (3): 398-404 Journal of Clinical and Experimental Investigations doi: 10.5799/ahinjs.01.2013.03.0314
19. Thomas ve arkadaşları hastanedeki hastaların serum
25(OH)D ve serum PTH arasında ters bir ilişki olduğu
bildirmiştir.
Progress in Biophysics and Molecular Biology 92 (2006) 39–48
20. Ohsawa ve arkadaşları VDR-
1,25(OH)2D3'ün endotel hücre
kültüründe monosit hücrelerde
trombomodolün ekspresyonunu yukarı
yönünde regülele etkiğini göstermiştir.
P.E..Norman,J.T.Powell ;Circulation Research January 17, 2014
21. SONUÇ
Bir prohormon olan vitamin D iki basamaklı
hidroksilasyonla aktif formu olan
1,25(OH)2D3’e dönüşmekte, bilinen
kalsemik etkileri dışında nükleer reseptörü
olan VDR aracılığıyla hücre
diferansiyasyonu ve proliferasyonu ile ilgili
birçok geni regüle etmektedir.
Serum 25OHD düzeyi 20 ng/mL'nin
üzerinde tutulması önerilmekle
kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik
hastalık riskini azaltmak için serum
25OHD düzeyinin 30 ng/mL’nin üzerinde
olması gerektiği vurgulanmaktadır.
22. Genelde yeteri kadar güneşe maruziyet VD
yoksunluğu veya yetmezliğini önleyebilmekte
ise de, güneşin deriye ulaşmasındaki sorunlar
(kapalı giyim tarzları, yüksek rakımda veya
enlem boylarında bulunmak, hava kirliliği
yaratan durumlar ve yaşlılıkta yoksunluk
tabloları veya bazı hastalıklara yatkınlık ortaya
çıkmaktadır. Sağlık üzerine bütün bu önemli
etkileri nedeniyle her bireyin önerilen dozlarda
VD almasının sağlanması gerekmektedir
Bununla birlikte, vitamin D ve kronik hastalık
arasındaki sebep-sonuç ilişkisini araştıran yeni
ileriye dönük, randomize girişimsel çalışmalara
ihtiyaç vardır.