2. kulaklık-sız
Herkesin kulağında, dışarıdan neredeyse hiç ses geçirmeyen
kulaklıklar vardı. İyi de oluyordu; duymak istemediğimiz her türlü
gürültüye kalkan oluyorlardı. İnsanın kendini gürültüden de
koruması, bazı şeyleri duymaması veya duymuyormuş gibi yapması
lazım.
Özellikle gençler için kendi başınalığı sağlayan kulaklıklar gençlerin
özgürlük duygusunu arttırıyordu. Gençleri hep animatör gibi
hoplayıp zıplayan ve dinamik göstermek isteyen reklamların-
markaların aksine, gençlerde kendileriyle baş başa kalma, sakinlik
ve dinginlik ihtiyacı yüksek. Maharet iç dinamiği anlamakta ve
anlatmakta...
Kulaklıklar yine özgürlük, yine kendini dinleme, yine ne
dinleyeceğine veya dinlemeyeceğine karar verme amacı. Ama
dikkat edin şehirde kulaklık takanların sayısı bu sıralar azaldı.
Herkes şehrin ve birbirinin sesine kulak vermeye başladı.
Hem dinlemek hem de dinletmek istediğimiz bir dönemdeyiz. O
yüzden parklar forumlarla dolup taşıyor. Kulaklıklar çantada, yastık
altında sotede bekliyor.
3. yerelleşme
Tüm dünyadaki ortak kanı mevcut politik ve ekonomik krizlerin
ancak yerelleşerek çözülebileceği yönünde. Yerelliğin en önemli
katkılarından biri yerel çözümlerin doğayı istismar etmeyen veya
daha az istismar eden çözümler getirmesi. Yerel üreticiden ürün
veya hizmet almak önemli yeter ki yerel üreticinin de kullandığı
hammadde ve diğer kaynakları yerel olsun.
'Yerel olsun nasıl olursa olsun' demek yerine üretim şartlarına,
hammaddeye, adil ticarete de bakmak lazım. Aksi takdirde
yerelden suiistimal edilmiş bir ürün veya hizmet almak sadece
saçmalık olacaktır. İklim gibi konularda da yerel çözümler ve
politikalar üretmek çözümleri kalıcı ve samimi hale getiriyor. Global
çözümleri belli bir coğrafyaya uygulamak fazla veya eksik
gelebiliyor. İhtiyaç olan ise o yörenin iklimine uygun çözümler
bulmak.
Her yerleşim biriminin rüzgarı, kuzey güney ilişkisi, nemi ve
kuruluğu farklıdır. Global standartları yöreye uyarlamadan alıp
uygulamak komik ve etkili olmayan sonuçlar doğurabilir
4. eklektik
Eklektik eğilim normalde bir arada düşünmeyeceğimiz şeylerin bir
araya gelmesi demek.
Klasik tutarlılık anlayışının dışında bir eğilim. Bir insanın hem Ahmet
Kaya hem Bach hem Özcan Deniz dinlemesi gibi. Ya da
devrimcilikle Müslümanlığın yan yana gelip Devrimci
Müslümanların oluşması gibi.
Ya o ya bu tercihi yapan tavrın yerini HEM O HEM BU tavrı alıyor.
Daha beş sene öncesine göre %19'larda seyreden eklektikler
%33'lere vardı. Hatta son dönem eylemleri ile %40'lara çıkmış
durumda. Bu tanımları ve etiketleri azaltarak anlamamızı zorlaştırsa
da daha önce bir araya gelmeyen şeylerin bir araya gelmesi demek
HOŞGÖRÜ demek.