1. ŞEHİR FARESİ İLE TARLA FARESİ<br />Çok eskiden ile arkadaş olmuş. İkisi birbirlerini çok severmiş. Aralarında güzel bir dostluk kurulmuş. sık sık tarla faresini ziyaret edermiş. Birlikte kırlarda güle oynaya vakit geçirirlermiş. Diledikleri kadar koşar, zıplar, yuvarlanırlarmış...<br />Bir gün şehir faresi arkadaşını yemeğe davet etmiş.-Bu akşam bana gel. Sana güzel bir sofra hazırlayayım. Azıcık miden bayram etsin, demiş.<br />Bu davete tarla faresi çok sevinmiş. Yiyeceği yemeklerin hayalini kurmaya başlamış. Bütün gece rüyasında peynirler, tatlılar, pastalar görmüş. Bu arada şehir faresinin evinde bir telaş bir telaş... Çeşit çeşit yiyecekler, pastalar hazırlanmış. Bütün gün koşturup durmuş.<br />Akşam tarla faresi kalkıp gelmiş. Bakmış, masanın üzeri çeşit çeşit yiyeceklerle dolu. Masada hiçbir şey eksik değilmiş. Hemen sofraya oturmuşlar. <br />Ziyafet neşeli başlamış.Tarla faresi önce pastadan bir lokma alacakmış. Tam çatalını uzatmış ki şehir faresi dur demiş. İçinde hamam böceği var demiş. Tarla faresi aldırmadan yemiş. Sana yeme dedim dimi diye söylemiş. Tarla faresinin yüzü arkaya dönüktü. Arkaya döndüğünde şehir faresi korkudan evinden kaçtı. Tarla faresinin gözleri zonbi gibi olmuştu. Ağzından salyalar akıyordu. Tarla faresi bulaşıcı hasta olmuştu. Ve böylece bu hastalığı herkese bulaştırdı. En sonunda tüm farelere bulaştırdı ve tüm fareler o hastalığı kaptı.Şehir faresinin bir sahibi varmış. Ve sahibiyle konuşabilirmiş. Tarla faresinin hastalık kaptığını söyledi. Ve insanlar artık fareleri avlamaya başlamışlar. Ama bu hastalığın devamı’ da vardı. Devamı çok daha kötüydü. Farelerin boyu on metre olacaktı, kocaman yırtık pırtık kanatları, ellerinde kocaman pençeler, tırnakları 1metre,ayakları devasa korkunç,ateş üfleyen ve kemikleri gelişmiş yaratık türü bir şey.İnsanların kralı Elendilin oğlu İsildurun kardeşi prens Celduin savunmaya geçmişler.<br />Yazan:Jean de La FontaineÇeviri: Sema AydınMutlu Yayıncılık, Ocak 1998 – İstanbul<br />EMRE GÖÇENLER<br />4/A/23/ KASIM/2010<br />