SlideShare a Scribd company logo
1 of 15
Download to read offline
1
Çalışma Konusu:
TCK 243,244,245 Maddeleri İle İlgili
Yapılabilecek Değişiklik Önerileri
Cenk Derinözlü
cenkder@gmail.com
Hacettepe Üniversitesi - Sosyal Bilimler Enstitüsü
Bilişim Hukuku
Genel Gerekçe:
Bilişim, enformasyon toplumu gibi adlarla adlandırılan sosyo-ekonomik dönüşümde,
verinin gizliliğinin korunması yanında bilginin işlenmesi faaliyetinde merkezi bir konumda
yer alan bilişim sistemlerine yönelik müdahalelerin artması, bu tür sistemlerin yetkisiz
üçüncü kişilerin müdahalelerinden çeşitli yönleriyle korunmasını gündeme getirmiştir.
Bunun yanında, Ekonomik değerlerin bilgisayar sistemleri içerisinde veri olarak temsil
olanağı sonucunda, bu tür veriler üzerinde bilgisayar sistemleri aracılığı ile işlem
yapılması suretiyle ekonomik değerin temsili değişimi olanaklı kılınmıştır. Bunun
sonucunda da bilişim sistemlerine müdahele yoluyla hukuka aykırı değerin elde edilmesi
olanağı ortaya çıkmıştır.
Hem bilişim sistemlerinin yetkisiz erişimlere karşı korunması hemde bilgisayar aracılığı ile
para ya da diğer ekonomik değerlerin elde edilmesine yönelik gerçekleşen fiillerin
cezalandırılmasında hangi madde kapsamına girdiğinin belirlenmesinde oluşan görüş
farklılıklarından dolayı ilgili maddelerde düzenleme ihtiyacı doğmuştur. Bu nedenle TCK
243, TCK 244, TCK 245 maddelerindeki gerek hukuki konu gerek maddi unsurları
bakımından sözkonusu maddelere özgü düzenleme yoluna gidilmiştir.
TCK 243, TCK 244, TCK 245 maddelerine ait değişiklik önerileri ve gerekçeleri aşağıda
belirtilmiştir.
2
Madde metni:
MADDE 243.
(1)Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada
kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler
hakkında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.
(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
Madde Değişiklik Önerileri:
1) TCK’nın 243. Maddesi, kanun sistematiğinde İkinci Kısım Onuncu Bölümünde
malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer almalıdır.
2) 243. Maddenin ilk bölümü; “hukuka aykırı olarak bilişim sistemine giren veya
sisteme hukuka uygun giriş yaptıktan sonra bilişim sistemi sahibinin rızası
olmaksızın hukuka aykırı olarak bilişim sistemi içerisindeki verilere ulaşan”
şeklinde düzenlenmelidir.
3) Madde 243/2’de “Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı
yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına
kadar indirilir ”maddesinin kaldırılması veya indirim oranın yeniden yeniden
belirlenmesi
4) Madde 243/3’te ağırlatıcı nedenlerin uygulanması konusunda bedel karşılığı
olan sistemler olup olmama durumuna göre ayrım yapılmalıdır.
5) Madde 243/3’te “veriler yok olur” tabirinin çıkarılarak “verilere sil komutu
uygulanarak üzerlerine başka veriler yazılır veya yazılmasına olanak
tanınırsa” şeklinde değiştirilmelidir.
Önerilen Madde Gerekçeleri:
Hukuki Konu:
Bu suçla korunan hukuki yarar karma nitelik taşımaktadır. Anayasanın 20.maddesinde
düzenlenen özel yaşamın korunması, sırların masuniyeti, haberleşme özgürlüğü
kavramlarının, bilişim sistemleri kullanılarak ihlal edilmesinin önüne geçilmesi, bir
taraftan da bilişim sisteminin güvenliği hatta mülkiyet hakkı korunmak istenmektedir.
Yetkisiz erişim suçunun hukuki konusu ile ilgili olarak çeşitli görüşler ileri sürülmüştür
Bir görüşe göre Yetkisiz erişim suçu ile sistem sahibinin kişisel alanına girildiği ifade
edilmektedir. Bu görüş incelendiğinde ABD federe devletlerde başkasının mülküne girmek
İtalya Ceza kanununda konut dokunulmazlığının ihlali şeklinde somutlaştırılan gerçek alan
yanında birde siber alanın var olduğu görüşü ile paralellik arz etmektedir.
3
Diğer bir görüşe göre 243. Maddede düzenlenen suçun karma nitelik gösterdiği bireyin
özel hayatının korunması yanında 2.fıkra ile malvarlığını koruyan bir düzenlemedir.
Dülger ‘e göre ise yetkisiz erişim suçunun hukuki konusu karma nitelik taşımaktadır.
Fakat madde ile korunan asıl hukuksal değerin diğer değerleri kapsayan bilişim sisteminin
güvenliğinin korunmasıdır.
Aktarılan görüş Siber Suç sözleşmesinin 2. Maddesi ile paralellik arz etmektedir.
Kara Gülmez ‘e göre ise 243. Maddede suçun hukuki konusunun sadece sisteme yetkisiz
erişim olmadığını bunun yanında kalmaya devam etme unsurunun arandığı bu nedenle
maddede korunan hukuki değerin bilişim sistemi güvenliği olduğu düşüncesini
zayıflatmaktadır.
Bu konuda yukarıdaki görüşe görede TCK 243. Maddede belirtilen suçun hukuki
konusunun “bilişim sistemi güvenliği” olmadığı sonucu çıkarılabilir.
TCK 243. Maddesinde suçun maddi unsuru olarak “sisteme girmeye ve orada kalmaya
devam etme “ düzenlenmiştir. Maddi unsurlar açısından bakıldığında sisteme girme başlı
başına suç haline getirilmediği için bu düzenleme ile konut dokunulmazlığının elektronik
ihlali, sırrı korunması veya bilişim sistemin güvenliği korunması mümkün değildir.
Bilişim alanında suçlara ilişkin değişiklik tekliflerine ilişkin görüşler incelendiğinde hakim
olan yaklaşımın bilişim sistemlerinin işleyişi olduğu görülmektedir. Bu anlayışa göre de
kanun maddeleri ile de asıl olarak malvarlığına ilişkin bir değerin korunduğu
görülmektedir.
Yetkisiz erişim suçunda tercih edilen hukuki konu aynı zamanda bilişim alanında işlenen
diğer suçlara göre bu suçun ceza miktarını da etkilemektedir.
Fransız Ceza Kanunu incelediğimizde yetkisiz erişim malvarlığına karşı suçlar arasında
düzenlenmiş olup öngörülen ceza sisteme müdahale suçu için öngörülen cezan azdır.
ABD Federe devletlerde de aynı yaklaşım görülmektedir.
Özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirildiğinde yetkisiz erişim suçunun basit şekli
ile verilere zarar verme suçu için öngörülen ceza aynı olmaktadır.
Alman ceza kanununda ise sırrın korunması kapsamında özel hayatın gizliliğinin
korunması bölümünde yer alan yetkisiz erişim fiillerinde uygulanabilecek yasa
malvarlığına ilişkin suçlar bölümünde yer alan veriye müdahale suçunda daha ağırdır.
TCK 243. Maddesindeki düzenleme, karşılaştırmalı hukuktan da örnek verildiği
üzere, malvarlığına ilişkin bir düzenlemedir ve TCK sistematiği göz önüne
alındığında İkinci Kısım Onuncu Bölümünde malvarlığına karşı suçlar bölümünde
yer almalıdır.
Maddi Unsur:
TCK 243 Maddede düzenlenen suçun gerçekleşmesi için sadece sistemin bütününe veya
bir kısmına girmek yeterli olmamakta bunun yanında sistemde kalmaya devam edilmesi
de gerekmektedir.
Sisteme “girme ve orada kalmaya devam etme” yetkisiz erişim suçunun maddi unsurunu
oluşturmaktadır.
4
Suçun bu şekilde tanımlanması bir takım sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Madde
sisteme hukuka aykırı girilmesi ve kalmaya devam edilmesi durumunu cezalandırmakta
iken sisteme hukuka uygun olarak girildiği durumda veya kişinin rızası ile kullanıcı
bilgilerini vermesi vasıtasıyla hukuka uygun şekilde erişim sağlandıktan sonra hesap
sahibi kişinin rızasının ortadan kalkması durumunda girişin hukuka aykırı olması şartı
arandığı için 243.madde kapsamında değildir.
Yukarıda bahsedilen durumlarında madde kapsamına alınması için yetkisiz erişim suçları
ile ilgili maddenin
“Hukuka aykırı olarak bilişim sistemine giren veya sisteme hukuka uygun giriş
yaptıktan sonra bilişim sistemi sahibinin rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak
bilişim sistemi içerisindeki verilere ulaşan” şeklinde düzenlenmesi uygun
olacaktır.
Suça Etki Eden Nedenler:
TCK 243 / 2 maddesi değişiklik gerekçesi:
Yetkisiz erişim suçunun düzenlendiği 243. Maddenin 2. fıkrasında fiilin bedeli karşılığı
yararlanabilen sistemler hakkında işlenmesi cezada indirim sebebi olarak düzenlenmiştir.
Kanunun madde gerekçelerinde bedeli karşı yararlanılan sistemlerin ne olduğu ve neden
bu şekilde bir indirim öngörüldüğüne yer verilmemiştir.
Karagülmez’e göre belirli bir ücret karşılığında hizmet veren web sayfaları bu kapsamda
düşünülebilmektedir. Yazara göre madde bedeli karşı yararlanılan sistemler
tanımlamasıyla sistem içerisindeki elektronik yapıda sunulan ücretli hizmetleri
kastetmektedir.
Bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemleri ifadesinin geniş yorumlamaya açık olmasından
kaynaklanacak sakıncalara karşı Karagülmez’in tanımına katılmak mümkündür.
Yazıcıoğlu’na görede ücret karşılığı hizmet veren sistemler olarak yorumlanmaktadır.
Gerekçede yer verilmemesine rağmen ücret karşılığı hizmet veren tanımı kabul
edildiğinde yapılan düzenlemenin TCK 163. Maddenin 1. fıkrasında düzenlenen
otomatların kötüye kullanılması suçu ile öngörülen ceza ile paralellik kurmak için böyle bir
indirim yapıldığı sonucuna varılabilmektedir.
Bunun yanında yetkisiz erişim suçunun düzenleniş amacı ve hukuki konusu incelendiğinde
bu madde içerisinde bu şekilde bir indirim suçun anlam ve kapsamına uygun değildir.
Bu nedenle 243. Maddenin 2. fıkrasında düzenlenen indirim sebebinin yetkisiz
erişim suçunun düzenleniş amacına göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
TCK 243 / 3 maddesi değişiklik gerekçesi:
1) Yetkisiz Erişim Sonucunda Verilen Yok Olması veya Değişmesi:
TCK 243. Maddenin son fıkrasında sisteme yetkisiz erişim sonucunda sistemin
içerdiği verinin değişmesi ve yok olması ağırlatıcı bir neden olarak düzenlenmiştir.
5
Bu maddedeki ağırlatıcı nedenin uygulanabilmesi için failde bir kastın olmaması
gerekmektedir.
Maddede birinci ve ikinci fıkrada düzenlenen sistemle bakımından maddede
cezanın miktarı bakımından fark yaratılmamıştır.
Yetkisiz erişim konusun bedeli karşılığı sistemler olup olmamasına göre verilecek
cezada değişiklik yapılması uygun görülmektedir.
2) Yetkisiz Erişim Sonucunda Verilen Yok Olması İfadesinin Değiştirilmesi:
TCK 243 /3 de Verilerin yok olmasında anlatılmak istenen bilişim sistemine hukuka
aykırı giriş nedeniyle kasıt olmaksızın verilerin yok olmasıdır.
Ancak bilişim sistemine hukuka aykırı erişim sonucunda sistemdeki verilerin
kaybolması teknik olarak mümkün değildir
Bir verinin kesin olarak silinmesi dahi hard-disk adı verilen ve verileri depolamaya
yarayan cihazın yakılması sonucu gerçekleşir.
Bizim silme diye tabir ettiğimiz, kanun koyucunun kaybolma diye tabir ettiği olayı
bilişim sistemlerine göre açıklayacak olursak, biz herhangi bir dosyaya
kullandığımız işletim sistemi aracılığıyla “sil” komutunu uyguladığımız zaman
işletim sistemi o dosyayı- veriyi sabit-diskten kazıyarak silmez, sadece o komutun
uygulandığı veri üzerine başka bir verinin yazılmasına onay verir.
Dolayısıyla biz bir dosyayı silemeyiz sadece o dosyanın üzerine başka verilerin
yazılmasına onay verebiliriz.
Bu nedenle de silinen bilgiler, çeşitli geri getirme programları aracılığıyla tekrardan
kullanılabilir. Sildiği bir verinin üzerinden defalarca geçerek o verinin geri
getirilmesini zorlaştıran programlar var olsa da o veri hiçbir zaman silinmez ve
kaybolmaz.
Dolayısıyla Madde 243/3’te “veriler yok olur” tabirinin çıkarılarak “verilere sil
komutu uygulanarak üzerlerine başka veriler yazılır veya yazılmasına olanak
tanınırsa” şeklinde değiştirilmelidir.
Madde metni:
MADDE 244.
(1)Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan,
sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait
bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya
başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması hâlinde, iki
yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Madde Değişiklik Önerileri:
6
1) Mala zarar verme suçu ile aynı hukuki değeri koruyan TCK’nın 244. Maddesi,
kanun sistematiğinde İkinci Kısım Onuncu Bölümünde malvarlığına karşı suçlar
bölümünde yer almalıdır.
2) Madde 244/1 “Bir bilişim sisteminin işleyişini sistem içerisindeki veriye müdahale
edilmesi, veri yerleştirilmesi veya veri iletilmesi yoluyla engelleyen veya
bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. Şeklinde
değiştirilmelidir.
3) Madde 244/2’de “yok eden” tabirinin çıkarılarak “silinen” ibaresinin
eklenmesi.
4) Madde 244/2 bilişim sistemindeki veya depolama aygıtlarında verileri bozan,
yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri
başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
şeklinde değiştirilmelidir.
5) Madde 244/2 ‘de “verinin başka yere gönderilmesi” ifadesi kaldırılmalıdır.
6) Madde 244/4 gerekçe ile hüküm arasında çelişkinin kaldırılması
Hukuki Konu:
5237 sayılı TCK’nin 244. maddesinde, sisteme ve veriye müdahale iki fıkra halinde
düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasında sistemin işleyişine müdahale, ikinci fıkrasında
ise sistem içerisindeki veriye yönelik fiiller düzenlenmiştir.
TCK’nin 244 maddesinin hukuki konusu ile ilgili olarak çeşitli görüşler ileri sürülmüştür
Dülger’e göre, burada korunan hukuki değer karma niteliktedir ve bilişim sistemi ve/veya
bilişim sisteminin içerdiği veriler üzerinde tasarruf yetkisi bulunan kişinin, verilerle
oluşturulan yazılım, ekonomik bilgiler, bilimsel çalışma, bilgi vb. gibi değerlere her- hangi
bir engel, arıza ya da gecikme olmadan ulaşması ve kullanmasındaki çıkarıdır
Kurt’a göre, genel olarak TCK 244. maddede, bilişim sisteminin ve bu sistem içerisindeki
verilerin dokunulmazlığı korunan hukuki değerdir. 1. fıkrada, bilişim sistemi sahibinin
mülkiyet hakkı, zilyedinin bilişim sisteminin dokunulmazlığı, iletişim kurma, teknolojik
gelişim özgürlüğü korunmaktadır. 2. fıkrada ise, bazen mülkiyet hakkı, bazen de verilerin
içeriğine göre fikri mülkiyet hakkı, özel hayatın gizliliği, ticari sırlar korunmaktadır
Karagülmez’e göre, TCK 244. maddenin 1. ve 2. fıkralarında korunan hukuki değerin,
madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, sistemlere yöneltilen ızrar fiillerini özel bir suç
haline getirme düşüncesiyle bağlantılıdır. Aslında burada hem bilişim sisteminin ve hem
de bu sistem içerisinde yer alan veriler veya diğer unsurların zarar görmemesi
amaçlanmaktadır.
Yüksel Ersoy ise bu suç ile kişinin malvarlığının korunduğunu belirtmiştir.
Ketizmen’e göre 244.maddenin 1.fıkrasında sistemin işleyişinin bozulmasından
bahsedilmesi, sistemin donanım bütünlüğünün bozulmadan yazılımına müdahale ile
kullanılmamasına işaret etmektedir.
İster donanıma zarar verilmesi ister yazılıma müdahale edilmesi sonucunda sistemin
çalışmaz hale gelmesi mala zarar verme suçunun maddi unsurunu oluşturan seçimlik
hareketlerden bozma olarak değerlendirilebilecektir.
TCK’nın gerekçesi incelendiğinde, sisteme ve veriye yönelik müdahale fiillerinin, mala
zarar verme suçuna göre özel bir düzenlemeye tabi tutulduğunun belirtildiği
görülmektedir.
7
Nitekim sisteme ve veri- ye müdahale ile ilgili olarak madde gerekçesinde “...sistemlere
yöneltilen ızrar fiilleri özel bir suç hâline getirilmiştir. Aracın fizik varlığı ve işlemesini
sağlayan bütün diğer unsurları, söz konusu suçun konusunu oluşturmaktadır. Fıkrada
seçimlik hareketli bir suç meydana getirilmiştir” denmektedir.
Aktarılan bu hususlar incelendiğinde 5237 sayılı TCK ve 765 sayılı TCK bakımından,
sistem ve veriye müdahalenin genel olarak mala zarar verme suçu kapsamında
değerlendirildiği ve genel olarak 765 sayılı Kanun’un 525/b 1. fıkrasında ve TCK’nın
244/1-2. fıkralarında düzenlenen sistem ve veriye müdahalenin mala zarar vermenin özel
bir şekli olarak kabul gördüğü görülmektedir.
Kanun sistematiği bakımından, suçla korunan hukuki değerin mala zarar verme suçu ile
aynı amaca hizmet ettiği gözetildiğinde, şu husus önemli bir eksiklik olarak ortaya
çıkmaktadır. Şöyle ki, mala zarar verme suçu Ceza Kanunu’nun İkinci Kısım Onuncu
Bölümü’nde yer alırken;
TCK’nın 244 maddesi Üçüncü Kısım Onuncu Bölüm’de yer almaktadır. Mala zarar verme
suçunu işleyenler, aynı bölüm içerisinde yer alan TCK 167 maddesinde yazılı şahsi
cezasızlık sebepleri ile TCK’nın 168 maddesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinden
yararlanma olanağına sahiptir.
Mala zarar verme suçu ile aynı hukuki değeri koruyan TCK’nın 244. maddesi,
kanun sistematiğinde İkinci Kısım Onuncu Bölüm’de yer alsa idi, TCK’nın 244.
maddesinde yazılı suçu işleyenler yukarıda yazılı yasal olanaklardan
yararlanabilecekti.
Maddi Unsur:
1) Sistemin İşleyişini Engelleme ve Bozma:
Bilişim sisteminin işlemesini engellemek, sistemin geçici veya sürekli olarak
çalışmasının herhangi bir şekilde kesintiye uğratılmasıdır.
Burada sistemin işleyişi bozulmamakta, fakat işlemesi bir şekilde engellenmektedir.
Yasa koyucu bu ifade ile kavramı çok geniş tutarak ve nasıl olduğu aramaksızın,
sistemin işleyişini bozmak dışında, sistemin işlemesini engelleyen her türlü eylemi
buraya dâhil etmiştir.
244. maddenin 1.fıkrasında suçun unsurunu oluşturan seçimlik hareketler “bilişim
sisteminin işleyişinin engellenmesi” ve sistemin işleyişinin bozulması”dır. Madde de
yer aldığı şekliyle bilişim sisteminin işleyişi genel olarak veri işleme faaliyeti
anlamında olup fıkrada veri işleme faaliyetinin engellenmesi veya bozulması
düzenlenmiştir.
Madde kapsamında sisteme yönelik fiziki müdahaleler yolu ile değil, sistemin
yazılımına veya veriye müdahale ya da yazılımda değişiklik yapılması ile işleyişin
engellenmesi ve bozulması hali düzenlemek istenmiştir.
TCK 244/1 fıkrasında düzenlenen fiillerin yazılım unsuruna yönelik veri aracığıyla
gerçekleştirildiğinin anlaşılması için “sistem işleyişinin engellenmesi ve bozulması”
ibaresinin yerine veri aracılığıyla gerçekleştirilen müdahalelerin (siber suçlar
sözleşmesinide kapsayacak şekilde genişletilmesi) yer alması daha uygun olacaktır.
8
2) Bilişim Sistemindeki Verileri Bozma ,Yok Etme, Değiştirme ,Verileri Başka Bir Yere
Gönderme:
Maddede yer alan seçimlik hareketlerden ilki, bilişim sistemi içerisindeki verinin yok
edilmesidir.
Bilişim sistemi içerisindeki verinin yok edilmesi, verinin varlığına son verilmesi,
ortadan kaldırılması, hak sahibinin tekrar elde edemeyeceği ya da büyük güçlükler
sonucu elde edebileceği şekilde tasarrufundan çıkarılması olarak tanımlanabilir.
Bilişim sistemlerinde iki tip yok etme şekli vardır. Birinci işlemde verilerin depolama
üzerindeki varlığına tamamen son verilerek, o veriye ilişkin hiçbir iz depolama ünitesi
üzerinde bırakılmamakta;
İkinci tip yok etme işleminde ise, veriler depolama ünitesi üzerinden silinmemekte,
sadece o verilere erişimi sağlayan anahtar veriler silinmektedir. Bu durumda, işletim
sistemi o verilere ulaşamamaktadır.
Veriler fiziksel olarak silinmediği için özel işlemler aracılığı ile silinmiş gözüken veriler
tekrar kurtarılabilir.
Depolama ünitesinden fiziksel olarak silinmiş olan veriler ise asla kurtarılamaz. Kanun
koyucunun verilerin yok edilmesinden kastı, verilerin her iki tip yok etme işleminden
her hangi birisine maruz kalmasıdır.
Maddi olarak yok etmekten bahsedilemez sadece veri erişilmez kılınabilir. Bu
işleminde karşılığı veriye ulaşabilmek için gerekli bağın kaldırılması işlemine karşılık
gelen verinin silinmesidir. Bu nedenle sorunlara yol açılmaması için 244/2 nolu
fıkrada geçen “yok eden” ibaresinin “silen” ile değiştirilmesi teknik
yapılabilirlik olarak daha uygundur.
Meran’a göre maddede yer alan diğer seçimlik hareket, bilişim sisteminin içindeki
verinin bozulmasıdır. Verinin bozulması verinin içeriğine ya da yapısına müdahale
suretiyle verinin kısmen ya da tamamen kullanılamayacak hale gelmesi olarak
tanımlanabilir.
Burada özellikle verinin içeriğine müdahalenin, var olan verinin içerdiği bilgi ya da
enformasyona olumsuz müdahaleyi kapsadığını belirtmek gerekir.
Ketizmen’e göre verinin yok edilmesinden farklı olarak burada, verinin tasarruf
alanından çıkartılmaması ya da ortadan kaldırılmaması söz konusudur.
Bir diğer seçimlik hareket olan verilerin değiştirilmesi durumunda, bir verinin bir
başka veriyle değiştirilmesi veya verilerin orijinal halinden başka bir hale
dönüştürülmesi söz konusudur.
Maddede yazılı bir diğer seçimlik hareket olan verilerin erişilmez kılınması, verilerin
malikinin ya da ilgilisinin istediği zaman, istediği verilere ulaşmasının engellenmesi
anlamına gelmektedir. Bu durumda veriler yok edilmemekte, tahrif edilmemekte
sadece sahibinin erişimi engellenmektedir.
Son seçimlik hareket olarak kabul edilen sistem içerisindeki verinin başka bir yere
gönderilmesi, bilişim sisteminde yer alan verilerin, sahibinin ya da ilgilisinin izni
olmaksızın orijinal konumundan başka bir yere kopyalanması fiilidir.
9
Maddede sisteme ve veriye müdahale fiilleri düzenlemektedir. Burada verinin başka
bir yere gönderilmesinin, verinin kaldırılması olarak anlamak bu madde için geçerli
değildir Çünkü verinin ortadan kaldırılması zaten 2. fıkrada verinin yok edilmesi olarak
ifade edilmiştir. Bu durumda verinin aslı bilişim sistemi içerisinde kalmakta ve veriye
karşı olumsuz bir hareket yapılmış olmamaktadır. Bu nedenlerden dolayı verinin
başka bir yere gönderilmesinin verinin kopyalanması olarak yorumlandığı takdirde
madde bütünlüğünün sağlanması için 244/2. fıkradan kaldırılması uygun
görünmektedir.
Maddede bilişim sistemindeki veriden bahsedilmesine karşısında, saklama aygıtında
bulunan veriye müdahalede, bilişim sisteminin anlam ve kapsamı ,veri saklama
aygıtında bulunan verinin TCK’nın 244.maddesinde düzenlenen suçun konusunu
oluşturup olmadığı bakımından önemlidir.
Veri saklama aygıtını genel amaçlı bir aygıt olmaması ve sadece veri saklama işlevine
sahip olması karşısında sisteme bağlı olmayan bir aygıttaki veriye müdahelenin bu
kapsamda düşünülmesi uygun değildir.
Siber Suç sözleşmesinin 4. maddesinde de verinin bilişim sistemi yada bilgisayar
sistemi içerisinde olma zorunluluğu yoktur.
Hem maddenin kapsamının genişletilmesi hem de siber suç sözleşmesine uyum
sağlaması için
244/2 bilişim sistemindeki veya depolama aygıtlarında verileri bozan, yok
eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan
verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. şeklinde değiştirilmelidir.
3) Bilişim Sistemleri Aracılığıyla Yarar Sağlama:
TCK’nın 244. maddesinin 4. fıkrasında “bilişim sistemi aracılığıyla hukuka aykırı yarar
sağlama suçu” düzenlenmiştir.
Bu suç tipi 244. maddenin 1. ve 2. fıkralarına atıf yapılarak düzenlenmiştir, her iki
fıkra birlikte okunduğunda 244. maddenin 4. fıkrasında yer alan suç tipi “bir bilişim
sisteminin işleyişinin engellenmesi, bozulması, sistemin içerdiği verilerin bozulması,
sisteme veri yerleştirilmesi, var olan verilerin başka yere gönderilmesi, erişilmez
kılınması, değiştirilmesi ve yok edilmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının
yararına haksız bir çıkar sağlanmasının başka bir suç oluşturmaması halinde,...
cezasına hükmolunur” şeklinde olmaktadır.
5237 sayılı TCK’da, 765 sayılı TCK’nın 525 b/2 maddesinde düzenlenen bilişim
sistemleri aracılığıyla hukuka aykırı yarar sağlamak, banka ve kredi kartlarını kötüye
kullanmak, bilişim sistemi aracılığıyla dolandırıcılık ve bilişim sistemleri aracılığıyla
hırsızlık eylemleri farklı suç tipleri haline getirilmiştir. Bu suç tipiyle de söz konusu
eylemlerden “bilişim sistemi aracılığıyla hukuka aykırı yarar sağlama” eylemleri
düzenlenmiştir.
10
Yine 244. maddenin 4. fıkrasında bu suç tipi açısından, “başka bir suç oluşturmaması
halinde” ifadesi kullanılarak aynı eylemlerin gerçekleştirilerek hukuka aykırı yarar elde
edilmesi ancak bunun bir başka suç tipinde düzenlenmiş olması halinde bu suç tipinin
uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Yasa yapma tekniği bakımından pek uygun olmayan bu düzenleme ile ne anlaşılması
gerektiği yasanın gerekçesinde belirtilmiştir; buna göre “bu fıkra hükmüne istinaden
cezaya hükmedilebilmesi için, fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç
oluşturmaması gerekir. Bu bakımdan, fiilin dolandırıcılık, hırsızlık, güveni kötüye
kullanma veya zimmet suçunu oluşturması halinde, bu fıkra hükmüne istinaden
cezaya hükmedilmeyecektir”
244. maddenin son fıkrası incelendiğinde fiilin başka bir suç oluşturmadığı takdirde
maddenin uygulanacağı hükmünün madde metninde yer aldığı görülmektedir.
Maddede ,”başka bir suçu oluşturmaması” hükmüne yer verilmiş iken, madde
gerekçesinde, Fiilin daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmaması ifadesine yer
verilmiştir.
Maddede yer alan ifadeden, fiilin daha ağır cezayı gerektirip gerektirmediğine
bakılmaksızın başka suçu oluşturması halinde ilgili suçun uygulanacağı sonucu
çıkartılmaktadır. Başka suçun oluşturmaması hükmünde yazılması yardımcı norm
olarak düzenlendiği sonucunu doğurmaktadır.
Madde metni:
MADDE 245.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren
veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi
gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine
veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı
üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar
hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını
kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır
cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
11
(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;
a. Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b. Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya
evlat edinen veya evlâtlığın,
c. Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi
hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak
bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri
uygulanır.
Madde Değişiklik Önerileri:
1) Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu koruduğu hukuksal değere göre
malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer alması gerekirken bu yapılmayarak bilişim
sistemlerine karşı suçlar bölümünde düzenlenmektir. Bu durumun düzeltilerek
malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer almalıdır.
2) TCK 245/2. fıkrasındaki “Başkalarına ait banka hesaplarıyla” ifadesi yerine “Herhangi
bir banka hesabıyla” ifadesi yazılararak maddenin aşağıdaki gibi değiştirilmesi:
“Herhangi bir banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı
üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar
hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
3) Tck 245/2. Fıkrasındaki ceza alt sınır ve üst sınır değerlerinin 245/3. Fıkradaki
değerler seviyesine getirilmesi sonucu aşağıdaki gibi değiştirilmesi:
Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı
üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi dört yıldan sekiz yıla kadar
hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
4) Resmi ve sahte belgede sahtecilik suçları ile ilgili bölümlere bilişim sistemi aracılığıyla
sahte veri düzenlemesi suçu ağırlaştırıcı neden olarak eklenmelidir.
a. Madde 207 Özel Belgede Sahtecilik Maddesine Ekleme Önerisi: Özel
Belgede Sahtecilik suçunun bilişim sistemleri kullanılarak veri düzenlenmesi
şeklinde işlenmesi halinde iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne
kadar adli para cezasına hükmolunur.
b. Madde 204 Resmi Belge Sahtecilik Maddesine Ekleme Önerisi:Resmi
belgede sahtecilik suçunun bilişim sistemleri kullanılarak veri düzenlenmesi
şeklinde işlenmesi halinde iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne
kadar adli para cezasına hükmolunur.
Hukuki Konu:
Bu suç tipi, gelişen teknolojiyle birlikte artık günümüz yaşamının vazgeçilmez ekonomik
araçlarından biri olan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılarak bu kartları üreten
finans kurumlarına ya da kartların kullanıcısı olan kişilere zarar verilmesi eylemlerini
önlemek, bu gerçekleştiğinde ise cezalandırmak üzere düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu
suç tipiyle korunan hukuksal değer kişilerin mal varlığıdır.
12
TCK’da suçlar, korudukları hukuksal değere göre sınıflandırılmışlardır; bu her ne kadar
bilişim sistemleri aracılığıyla işlenebilen bir suç tipi olsa da, koruduğu hukuksal değer
esas olarak kişilerin mal varlığı olduğuna göre yasada “mal varlığına karşı suçlar”
bölümünde yer alması gerekir.
245. maddenin 2. fıkrasında “başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte
banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul
edilmesi” eylemleri suç tipi olarak tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere esas olarak bu
maddeyle “sahte banka veya kredi kartı üretilmesi ve bunun dağıtımının yapılması”
eylemleri düzenlenmiştir.
Maddi Unsur :
a) Banka ve Kredi Kartlarını Hukuka Aykırı Kullanma (madde 245/1)
TCK 245/1’e göre; başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun
ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi
gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya
başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır, şeklinde düzenlenmektedir.
TCK madde 245/1’deki suçun oluşması için; failin
a ) başkasına ait bir kartı ele geçirmesi veya elinde bulundurması
b ) bu kartı kullanması veya kullandırması ve
c ) haksız bir yarar elde etmiş olması gerekir.
b ) Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretme, Satma, Devretme, Satın Alma veya
Kabul Etme ( madde 245/2 )
TCK 245/2 ‘ye göre; başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya
kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla
kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır, şeklinde
düzenlenmektedir.
Görüldüğü gibi suçun maddi unsurlarını oluşturan hareketler seçimlik olarak
düzenlenmiştir. Bu seçimlik hareketler; sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak,
devretmek, satın almak, kabul etmek olarak belirtilmiştir. Bu seçimlik hareketleri
açıklamak gerekirse;
Üretmek; kartın baştan sahte olarak düzenlenmesini veya gerçek bir kart üzerinde
değişiklik yapılmasını,
Satmak; bedel karşılığında kartın mülkiyetini devretmek,
Devretmek; belirli bir süre veya süresiz olarak kart üzerindeki fiili egemenliği aktarmayı,
Satın almak; bedel karşılığında kartın mülkiyetini elde etmeyi,
Kabul etmek; belirli bir süre veya süresiz olarak kart üzerindeki fiili egemenliği elde
etmeyi ifade etmektedir.
Suç tipinde “başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek” denilmek suretiyle suç
oluşması açısından bir ön şart getirilmiştir.
13
Ancak failin, kart çıkaran bir finans kurumunun ya da bankanın bilişim sistemine girerek
hukuka aykırı bir biçimde kendisi ya da aslında hiç olmayan hayali bir kişi adına yeni bir
hesap açması ve bu hesapta yine hayali olarak yaptığı transferlerle para bulundurması,
ayrıca bu hesaba bağlı olarak kredi kartı üretmesi ve bu kartı kullanması ya da satması
durumunda, fail 245. maddenin 2. fıkrasında tanımlı suçu işlemiş olacak mıdır?
Söz konusu bu ön şart nedeniyle faili bu maddeden sorumlu tutmak mümkün değildir;
çünkü fail bu örnekte başkasına ait bir hesapla ilişkilendirerek kart oluşturmamış,
tamamen hayali olan ancak başkasına ait olmayan bir hesapla ilişkilendirerek kart
oluşturmuştur. Bu durumda fail öncelikle hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girip
hayali bir hesap açmak ve buraya para transfer etmekle TCK’nın 158. maddesinin 1.
fıkrasının f bendinde tanımlı “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç
olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemiş olacaktır.
Failin bu yöntemle ürettiği sahte kartı kullanması halinde ise ayrıca 245. maddenin 3.
fıkrası nedeniyle sorumlu tutulması mümkündür. Ancak failin bu şekilde ürettiği sahte
kartı kullanmayıp satması ya da devretmesi halinde 245. maddenin 2. fıkrası nedeniyle
cezalandırılması mümkün değildir, çünkü bu halde fıkrada tanımlı ön şart gerçeklememiş
yani başkasına ait bir hesapla bağlantı kurulmamış olacaktır
Fıkranın başına eklenen “başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek” ön şartı
yukarıda verilen örnekte görüldüğü üzere suç tipinde eksiklik oluşturmaktadır. Bu
nedenle bu ifadeye yer verilmeden suçun tanımlanması yukarıda verilen örnekte ve
benzerlerinde olduğu gibi tüm eylemlerin kapsanması açısından gereklidir. Mutlaka
böyle bir ifadeye yer verilmek isteniyorsa “herhangi bir banka hesabıyla
ilişkilendirilerek” ifadesi tercih edilmelidir.
Bunların yanı sıra bu suç tipi açısından belirtilmesi gereken bir başka konu da failin
önce sahte kredi kartını üretmesi, sonrasında ise kartı kendisinin kullanması halinde hem
245. maddenin 2. fıkrası hem de 3. fıkrasında belirtilen eylemlerden ayrı ayrı
cezalandırılmayacak olmasıdır.
Çünkü kartı üreten ile kullananın aynı kişi olması durumunda, kullanmak için
öncelikle sahte kartın üretilmesinin gerektiği göz önünde bulundurulacak ve bu durumda
fail yalnızca 245. maddenin 3. fıkrasından dolayı sorumlu tutulacaktır.
c ) Sahte Banka veya Kredi Kartları Oluşturma ve Kullanma ( TCK 245/3 )
TCK 245/3’e göre; sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya
kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha
ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar
hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır, şeklinde düzenlenmektedir.
Bu fıkra ile sahte oluşturulan veya üzerinden sahtecilik yapılan bu tür kartların
kullanılması suretiyle kendisi veya başkasına hukuka aykırı yarar sağlanması suç olarak
düzenlenmiştir. Ancak maddenin uygulanabilmesi için fiilin daha ağır cezayı gerektiren bir
oluşturmaması gerekir.
Cezai Düzenleme Açısından :
Birinci fıkrada sahtecilik ya da bilişim sistemiyle gerçekleştirilen dolandırıcılık söz konusu
değilken ikinci ve üçüncü fıkralarda bunlar söz konusudur.
O halde birinci fıkraya göre diğer fıkraların cezalarının daha ağır olması gerekir. Ancak
görüldüğü üzere birinci ve ikinci fıkrada yer alan hürriyeti bağlayıcı cezaların alt sınırları
aynıdır. Diğer yandan benzer biçimde adeta biri diğerinin tamamlayıcısı nitelikte olan
ikinci ve üçüncü fıkrada yer alan eylemlerin cezalarında bir farklılığa gidilmesi gerekli
14
değilken bu kez bu fıkralarda yer alan hürriyeti bağlayıcı cezaların hem alt sınırlarında
hem de üst sınırlarında farklılık yaratılmasının bir açıklaması bulunmamaktadır.
Sonuç olarak ikinci fıkranın alt ve üst sınırlarının 3. fıkra seviyesine çekilmesi
öngörülmektedir.
Bilişim Konusunda TCK ‘da Yapılması Gereken Diğer Düzenlemeler
 Bilişim sistemlerinin organize suçlarda ve sanal terörizmde kullanılması durumları
acilen düzenlenmeli ve bu konu açısından ilgili yasalarda düzenlemeler
yapılmalıdır.
 Irkçılık, şiddete çağrı, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, suça teşvik ve terör
örgütlerinin propagandasının bilişim sistemleri aracılığıyla sanal alanda yapılması
eylemleri hakkında da düzenlemeler yapılmalıdır
 Sanal terörizm olgusu dikkate alınarak, veri iletim ağlarından yararlanılmak
yoluyla terör eylemleri gerçekleştirilmesi ağırlatıcı neden sayılmalıdır. Çünkü, terör
eylemi gerçekleştiren eylemciler, klasik suç tiplerinde kendi yaşamlarını dahi
tehlikeye atmaktayken, eylemlerin bilişim sistemleriyle gerçekleştirilmesi hem
aldıkları riski hem de tespit edilip yakalanma riskini azaltmakta ve suçun işlenişini
kolaylaştırmaktadır
 Organize suç örgütlerinin üyeleriyle haberleşmesi, finansal kaynaklarını kullanması
ve aktarması eylemleri de ayrıca düzenlenmelidir ve ağırlatıcı neden sayılmalıdır
 Veri iletim ağları üzerinden gerçekleştirilen kumar oynatma ve oynama eylemi
mutlaka ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmelidir.
15
 YTCK’nın 228. maddesinde “kumar oynanması için yer ve imkan sağlanması”
denilerek geniş bir ifade kullanılıyor ve bu maddenin internet üzerinden
gerçekleştirilecek eylemler açısından da uygulanabileceği mümkün görülüyorsa da
yorum sorunlarının yaşanmaması ve uygulamada karışıklığa neden verilmemesi
için “sanal alanda bilişim sistemleriyle kumar oynatılmasının” da madde metninde
belirtilmesi uygun bir düzenleme olacaktır.
 Başta ABD’de ve Avustralya’da olmak üzere, istenmeyen elektronik postaların
(spam) gönderilmesi eylemleri suç olarak düzenlenmektedir. Bu gerçek anlamda
rahatsız edici ve veri iletim ağlarındaki trafiğin yoğunluğu arttıran ve kuruluşlar ile
kişilerin elektronik postalarındaki çok geniş alanları kaplayan dolayısıyla
uluslararası ticareti güçleştiren bir durumdur. YTCK’da bu eylemin de suç tipi
olarak düzenlenmesi gerekmektedir.
 Bilişim suçlarıyla ilgili olarak yapılması gereken önemli bir düzenleme de
çocukların sanal alanda ticari amaçla cinsel istismarının bağımsız bir suç tipi haline
getirilmesidir. Çocukların anne-babaları, veli-vasi gibi kişilerce zorlanarak
pornografik resim, film gibi materyallere konu edilmesi ve bunların internet
üzerinden pazarlanması ve alınması suç tipi haline getirilmelidir. Ayrıca her türlü
çocuk pornografisi içeren materyalin bilişim sistemlerinde bulundurulması,
bunların paylaşıma açılması, iletilmesi ve kullanılması suç tipi olarak
düzenlenmelidir.
 Özellikle internet üzerinden gerçekleştirilen “çocuk pornografisine ilişkin her türlü
eylem” suç haline getirilmelidir. Bu eylemlerin neler olduğu Avrupa Siber Suç
Sözleşmesinde tek tek gösterilmiştir. Günümüzde neredeyse kanayan bir yara
haline gelen ve internetin ortaya çıkmasından beri bu çok yararlı ağ sisteminin en
zararlı yanı olarak kabul edilen bilişim sistemleri aracılığıyla çocuk pornografisi
içerikli verilerin üretimi, dağıtılması ve bulundurulması eylemlerinin bu sözleşme
ile ayrıntılı olarak tarif edilmesi ve söz konusu eylemlerin sanal dahi olsa her türlü
gerçekleştirilme şeklinin suç olarak düzenlenmesi bu sözleşmenin dikkati çeken en
önemli düzenlemelerinden birisidir.

More Related Content

Featured

2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by HubspotMarius Sescu
 
Everything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPTEverything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPTExpeed Software
 
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsPixeldarts
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthThinkNow
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfmarketingartwork
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024Neil Kimberley
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)contently
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024Albert Qian
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsKurio // The Social Media Age(ncy)
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Search Engine Journal
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summarySpeakerHub
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Tessa Mero
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentLily Ray
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best PracticesVit Horky
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementMindGenius
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...RachelPearson36
 

Featured (20)

2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot
 
Everything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPTEverything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPT
 
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
 
Skeleton Culture Code
Skeleton Culture CodeSkeleton Culture Code
Skeleton Culture Code
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
 
How to have difficult conversations
How to have difficult conversations How to have difficult conversations
How to have difficult conversations
 
Introduction to Data Science
Introduction to Data ScienceIntroduction to Data Science
Introduction to Data Science
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best Practices
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project management
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
 

TCK 243,244,245 Maddeleri İle İlgili Yapılabilecek Değişiklik Önerileri

  • 1. 1 Çalışma Konusu: TCK 243,244,245 Maddeleri İle İlgili Yapılabilecek Değişiklik Önerileri Cenk Derinözlü cenkder@gmail.com Hacettepe Üniversitesi - Sosyal Bilimler Enstitüsü Bilişim Hukuku Genel Gerekçe: Bilişim, enformasyon toplumu gibi adlarla adlandırılan sosyo-ekonomik dönüşümde, verinin gizliliğinin korunması yanında bilginin işlenmesi faaliyetinde merkezi bir konumda yer alan bilişim sistemlerine yönelik müdahalelerin artması, bu tür sistemlerin yetkisiz üçüncü kişilerin müdahalelerinden çeşitli yönleriyle korunmasını gündeme getirmiştir. Bunun yanında, Ekonomik değerlerin bilgisayar sistemleri içerisinde veri olarak temsil olanağı sonucunda, bu tür veriler üzerinde bilgisayar sistemleri aracılığı ile işlem yapılması suretiyle ekonomik değerin temsili değişimi olanaklı kılınmıştır. Bunun sonucunda da bilişim sistemlerine müdahele yoluyla hukuka aykırı değerin elde edilmesi olanağı ortaya çıkmıştır. Hem bilişim sistemlerinin yetkisiz erişimlere karşı korunması hemde bilgisayar aracılığı ile para ya da diğer ekonomik değerlerin elde edilmesine yönelik gerçekleşen fiillerin cezalandırılmasında hangi madde kapsamına girdiğinin belirlenmesinde oluşan görüş farklılıklarından dolayı ilgili maddelerde düzenleme ihtiyacı doğmuştur. Bu nedenle TCK 243, TCK 244, TCK 245 maddelerindeki gerek hukuki konu gerek maddi unsurları bakımından sözkonusu maddelere özgü düzenleme yoluna gidilmiştir. TCK 243, TCK 244, TCK 245 maddelerine ait değişiklik önerileri ve gerekçeleri aşağıda belirtilmiştir.
  • 2. 2 Madde metni: MADDE 243. (1)Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. (2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. (3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Madde Değişiklik Önerileri: 1) TCK’nın 243. Maddesi, kanun sistematiğinde İkinci Kısım Onuncu Bölümünde malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer almalıdır. 2) 243. Maddenin ilk bölümü; “hukuka aykırı olarak bilişim sistemine giren veya sisteme hukuka uygun giriş yaptıktan sonra bilişim sistemi sahibinin rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak bilişim sistemi içerisindeki verilere ulaşan” şeklinde düzenlenmelidir. 3) Madde 243/2’de “Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir ”maddesinin kaldırılması veya indirim oranın yeniden yeniden belirlenmesi 4) Madde 243/3’te ağırlatıcı nedenlerin uygulanması konusunda bedel karşılığı olan sistemler olup olmama durumuna göre ayrım yapılmalıdır. 5) Madde 243/3’te “veriler yok olur” tabirinin çıkarılarak “verilere sil komutu uygulanarak üzerlerine başka veriler yazılır veya yazılmasına olanak tanınırsa” şeklinde değiştirilmelidir. Önerilen Madde Gerekçeleri: Hukuki Konu: Bu suçla korunan hukuki yarar karma nitelik taşımaktadır. Anayasanın 20.maddesinde düzenlenen özel yaşamın korunması, sırların masuniyeti, haberleşme özgürlüğü kavramlarının, bilişim sistemleri kullanılarak ihlal edilmesinin önüne geçilmesi, bir taraftan da bilişim sisteminin güvenliği hatta mülkiyet hakkı korunmak istenmektedir. Yetkisiz erişim suçunun hukuki konusu ile ilgili olarak çeşitli görüşler ileri sürülmüştür Bir görüşe göre Yetkisiz erişim suçu ile sistem sahibinin kişisel alanına girildiği ifade edilmektedir. Bu görüş incelendiğinde ABD federe devletlerde başkasının mülküne girmek İtalya Ceza kanununda konut dokunulmazlığının ihlali şeklinde somutlaştırılan gerçek alan yanında birde siber alanın var olduğu görüşü ile paralellik arz etmektedir.
  • 3. 3 Diğer bir görüşe göre 243. Maddede düzenlenen suçun karma nitelik gösterdiği bireyin özel hayatının korunması yanında 2.fıkra ile malvarlığını koruyan bir düzenlemedir. Dülger ‘e göre ise yetkisiz erişim suçunun hukuki konusu karma nitelik taşımaktadır. Fakat madde ile korunan asıl hukuksal değerin diğer değerleri kapsayan bilişim sisteminin güvenliğinin korunmasıdır. Aktarılan görüş Siber Suç sözleşmesinin 2. Maddesi ile paralellik arz etmektedir. Kara Gülmez ‘e göre ise 243. Maddede suçun hukuki konusunun sadece sisteme yetkisiz erişim olmadığını bunun yanında kalmaya devam etme unsurunun arandığı bu nedenle maddede korunan hukuki değerin bilişim sistemi güvenliği olduğu düşüncesini zayıflatmaktadır. Bu konuda yukarıdaki görüşe görede TCK 243. Maddede belirtilen suçun hukuki konusunun “bilişim sistemi güvenliği” olmadığı sonucu çıkarılabilir. TCK 243. Maddesinde suçun maddi unsuru olarak “sisteme girmeye ve orada kalmaya devam etme “ düzenlenmiştir. Maddi unsurlar açısından bakıldığında sisteme girme başlı başına suç haline getirilmediği için bu düzenleme ile konut dokunulmazlığının elektronik ihlali, sırrı korunması veya bilişim sistemin güvenliği korunması mümkün değildir. Bilişim alanında suçlara ilişkin değişiklik tekliflerine ilişkin görüşler incelendiğinde hakim olan yaklaşımın bilişim sistemlerinin işleyişi olduğu görülmektedir. Bu anlayışa göre de kanun maddeleri ile de asıl olarak malvarlığına ilişkin bir değerin korunduğu görülmektedir. Yetkisiz erişim suçunda tercih edilen hukuki konu aynı zamanda bilişim alanında işlenen diğer suçlara göre bu suçun ceza miktarını da etkilemektedir. Fransız Ceza Kanunu incelediğimizde yetkisiz erişim malvarlığına karşı suçlar arasında düzenlenmiş olup öngörülen ceza sisteme müdahale suçu için öngörülen cezan azdır. ABD Federe devletlerde de aynı yaklaşım görülmektedir. Özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirildiğinde yetkisiz erişim suçunun basit şekli ile verilere zarar verme suçu için öngörülen ceza aynı olmaktadır. Alman ceza kanununda ise sırrın korunması kapsamında özel hayatın gizliliğinin korunması bölümünde yer alan yetkisiz erişim fiillerinde uygulanabilecek yasa malvarlığına ilişkin suçlar bölümünde yer alan veriye müdahale suçunda daha ağırdır. TCK 243. Maddesindeki düzenleme, karşılaştırmalı hukuktan da örnek verildiği üzere, malvarlığına ilişkin bir düzenlemedir ve TCK sistematiği göz önüne alındığında İkinci Kısım Onuncu Bölümünde malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer almalıdır. Maddi Unsur: TCK 243 Maddede düzenlenen suçun gerçekleşmesi için sadece sistemin bütününe veya bir kısmına girmek yeterli olmamakta bunun yanında sistemde kalmaya devam edilmesi de gerekmektedir. Sisteme “girme ve orada kalmaya devam etme” yetkisiz erişim suçunun maddi unsurunu oluşturmaktadır.
  • 4. 4 Suçun bu şekilde tanımlanması bir takım sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Madde sisteme hukuka aykırı girilmesi ve kalmaya devam edilmesi durumunu cezalandırmakta iken sisteme hukuka uygun olarak girildiği durumda veya kişinin rızası ile kullanıcı bilgilerini vermesi vasıtasıyla hukuka uygun şekilde erişim sağlandıktan sonra hesap sahibi kişinin rızasının ortadan kalkması durumunda girişin hukuka aykırı olması şartı arandığı için 243.madde kapsamında değildir. Yukarıda bahsedilen durumlarında madde kapsamına alınması için yetkisiz erişim suçları ile ilgili maddenin “Hukuka aykırı olarak bilişim sistemine giren veya sisteme hukuka uygun giriş yaptıktan sonra bilişim sistemi sahibinin rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak bilişim sistemi içerisindeki verilere ulaşan” şeklinde düzenlenmesi uygun olacaktır. Suça Etki Eden Nedenler: TCK 243 / 2 maddesi değişiklik gerekçesi: Yetkisiz erişim suçunun düzenlendiği 243. Maddenin 2. fıkrasında fiilin bedeli karşılığı yararlanabilen sistemler hakkında işlenmesi cezada indirim sebebi olarak düzenlenmiştir. Kanunun madde gerekçelerinde bedeli karşı yararlanılan sistemlerin ne olduğu ve neden bu şekilde bir indirim öngörüldüğüne yer verilmemiştir. Karagülmez’e göre belirli bir ücret karşılığında hizmet veren web sayfaları bu kapsamda düşünülebilmektedir. Yazara göre madde bedeli karşı yararlanılan sistemler tanımlamasıyla sistem içerisindeki elektronik yapıda sunulan ücretli hizmetleri kastetmektedir. Bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemleri ifadesinin geniş yorumlamaya açık olmasından kaynaklanacak sakıncalara karşı Karagülmez’in tanımına katılmak mümkündür. Yazıcıoğlu’na görede ücret karşılığı hizmet veren sistemler olarak yorumlanmaktadır. Gerekçede yer verilmemesine rağmen ücret karşılığı hizmet veren tanımı kabul edildiğinde yapılan düzenlemenin TCK 163. Maddenin 1. fıkrasında düzenlenen otomatların kötüye kullanılması suçu ile öngörülen ceza ile paralellik kurmak için böyle bir indirim yapıldığı sonucuna varılabilmektedir. Bunun yanında yetkisiz erişim suçunun düzenleniş amacı ve hukuki konusu incelendiğinde bu madde içerisinde bu şekilde bir indirim suçun anlam ve kapsamına uygun değildir. Bu nedenle 243. Maddenin 2. fıkrasında düzenlenen indirim sebebinin yetkisiz erişim suçunun düzenleniş amacına göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. TCK 243 / 3 maddesi değişiklik gerekçesi: 1) Yetkisiz Erişim Sonucunda Verilen Yok Olması veya Değişmesi: TCK 243. Maddenin son fıkrasında sisteme yetkisiz erişim sonucunda sistemin içerdiği verinin değişmesi ve yok olması ağırlatıcı bir neden olarak düzenlenmiştir.
  • 5. 5 Bu maddedeki ağırlatıcı nedenin uygulanabilmesi için failde bir kastın olmaması gerekmektedir. Maddede birinci ve ikinci fıkrada düzenlenen sistemle bakımından maddede cezanın miktarı bakımından fark yaratılmamıştır. Yetkisiz erişim konusun bedeli karşılığı sistemler olup olmamasına göre verilecek cezada değişiklik yapılması uygun görülmektedir. 2) Yetkisiz Erişim Sonucunda Verilen Yok Olması İfadesinin Değiştirilmesi: TCK 243 /3 de Verilerin yok olmasında anlatılmak istenen bilişim sistemine hukuka aykırı giriş nedeniyle kasıt olmaksızın verilerin yok olmasıdır. Ancak bilişim sistemine hukuka aykırı erişim sonucunda sistemdeki verilerin kaybolması teknik olarak mümkün değildir Bir verinin kesin olarak silinmesi dahi hard-disk adı verilen ve verileri depolamaya yarayan cihazın yakılması sonucu gerçekleşir. Bizim silme diye tabir ettiğimiz, kanun koyucunun kaybolma diye tabir ettiği olayı bilişim sistemlerine göre açıklayacak olursak, biz herhangi bir dosyaya kullandığımız işletim sistemi aracılığıyla “sil” komutunu uyguladığımız zaman işletim sistemi o dosyayı- veriyi sabit-diskten kazıyarak silmez, sadece o komutun uygulandığı veri üzerine başka bir verinin yazılmasına onay verir. Dolayısıyla biz bir dosyayı silemeyiz sadece o dosyanın üzerine başka verilerin yazılmasına onay verebiliriz. Bu nedenle de silinen bilgiler, çeşitli geri getirme programları aracılığıyla tekrardan kullanılabilir. Sildiği bir verinin üzerinden defalarca geçerek o verinin geri getirilmesini zorlaştıran programlar var olsa da o veri hiçbir zaman silinmez ve kaybolmaz. Dolayısıyla Madde 243/3’te “veriler yok olur” tabirinin çıkarılarak “verilere sil komutu uygulanarak üzerlerine başka veriler yazılır veya yazılmasına olanak tanınırsa” şeklinde değiştirilmelidir. Madde metni: MADDE 244. (1)Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Madde Değişiklik Önerileri:
  • 6. 6 1) Mala zarar verme suçu ile aynı hukuki değeri koruyan TCK’nın 244. Maddesi, kanun sistematiğinde İkinci Kısım Onuncu Bölümünde malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer almalıdır. 2) Madde 244/1 “Bir bilişim sisteminin işleyişini sistem içerisindeki veriye müdahale edilmesi, veri yerleştirilmesi veya veri iletilmesi yoluyla engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. Şeklinde değiştirilmelidir. 3) Madde 244/2’de “yok eden” tabirinin çıkarılarak “silinen” ibaresinin eklenmesi. 4) Madde 244/2 bilişim sistemindeki veya depolama aygıtlarında verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. şeklinde değiştirilmelidir. 5) Madde 244/2 ‘de “verinin başka yere gönderilmesi” ifadesi kaldırılmalıdır. 6) Madde 244/4 gerekçe ile hüküm arasında çelişkinin kaldırılması Hukuki Konu: 5237 sayılı TCK’nin 244. maddesinde, sisteme ve veriye müdahale iki fıkra halinde düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasında sistemin işleyişine müdahale, ikinci fıkrasında ise sistem içerisindeki veriye yönelik fiiller düzenlenmiştir. TCK’nin 244 maddesinin hukuki konusu ile ilgili olarak çeşitli görüşler ileri sürülmüştür Dülger’e göre, burada korunan hukuki değer karma niteliktedir ve bilişim sistemi ve/veya bilişim sisteminin içerdiği veriler üzerinde tasarruf yetkisi bulunan kişinin, verilerle oluşturulan yazılım, ekonomik bilgiler, bilimsel çalışma, bilgi vb. gibi değerlere her- hangi bir engel, arıza ya da gecikme olmadan ulaşması ve kullanmasındaki çıkarıdır Kurt’a göre, genel olarak TCK 244. maddede, bilişim sisteminin ve bu sistem içerisindeki verilerin dokunulmazlığı korunan hukuki değerdir. 1. fıkrada, bilişim sistemi sahibinin mülkiyet hakkı, zilyedinin bilişim sisteminin dokunulmazlığı, iletişim kurma, teknolojik gelişim özgürlüğü korunmaktadır. 2. fıkrada ise, bazen mülkiyet hakkı, bazen de verilerin içeriğine göre fikri mülkiyet hakkı, özel hayatın gizliliği, ticari sırlar korunmaktadır Karagülmez’e göre, TCK 244. maddenin 1. ve 2. fıkralarında korunan hukuki değerin, madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, sistemlere yöneltilen ızrar fiillerini özel bir suç haline getirme düşüncesiyle bağlantılıdır. Aslında burada hem bilişim sisteminin ve hem de bu sistem içerisinde yer alan veriler veya diğer unsurların zarar görmemesi amaçlanmaktadır. Yüksel Ersoy ise bu suç ile kişinin malvarlığının korunduğunu belirtmiştir. Ketizmen’e göre 244.maddenin 1.fıkrasında sistemin işleyişinin bozulmasından bahsedilmesi, sistemin donanım bütünlüğünün bozulmadan yazılımına müdahale ile kullanılmamasına işaret etmektedir. İster donanıma zarar verilmesi ister yazılıma müdahale edilmesi sonucunda sistemin çalışmaz hale gelmesi mala zarar verme suçunun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketlerden bozma olarak değerlendirilebilecektir. TCK’nın gerekçesi incelendiğinde, sisteme ve veriye yönelik müdahale fiillerinin, mala zarar verme suçuna göre özel bir düzenlemeye tabi tutulduğunun belirtildiği görülmektedir.
  • 7. 7 Nitekim sisteme ve veri- ye müdahale ile ilgili olarak madde gerekçesinde “...sistemlere yöneltilen ızrar fiilleri özel bir suç hâline getirilmiştir. Aracın fizik varlığı ve işlemesini sağlayan bütün diğer unsurları, söz konusu suçun konusunu oluşturmaktadır. Fıkrada seçimlik hareketli bir suç meydana getirilmiştir” denmektedir. Aktarılan bu hususlar incelendiğinde 5237 sayılı TCK ve 765 sayılı TCK bakımından, sistem ve veriye müdahalenin genel olarak mala zarar verme suçu kapsamında değerlendirildiği ve genel olarak 765 sayılı Kanun’un 525/b 1. fıkrasında ve TCK’nın 244/1-2. fıkralarında düzenlenen sistem ve veriye müdahalenin mala zarar vermenin özel bir şekli olarak kabul gördüğü görülmektedir. Kanun sistematiği bakımından, suçla korunan hukuki değerin mala zarar verme suçu ile aynı amaca hizmet ettiği gözetildiğinde, şu husus önemli bir eksiklik olarak ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki, mala zarar verme suçu Ceza Kanunu’nun İkinci Kısım Onuncu Bölümü’nde yer alırken; TCK’nın 244 maddesi Üçüncü Kısım Onuncu Bölüm’de yer almaktadır. Mala zarar verme suçunu işleyenler, aynı bölüm içerisinde yer alan TCK 167 maddesinde yazılı şahsi cezasızlık sebepleri ile TCK’nın 168 maddesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma olanağına sahiptir. Mala zarar verme suçu ile aynı hukuki değeri koruyan TCK’nın 244. maddesi, kanun sistematiğinde İkinci Kısım Onuncu Bölüm’de yer alsa idi, TCK’nın 244. maddesinde yazılı suçu işleyenler yukarıda yazılı yasal olanaklardan yararlanabilecekti. Maddi Unsur: 1) Sistemin İşleyişini Engelleme ve Bozma: Bilişim sisteminin işlemesini engellemek, sistemin geçici veya sürekli olarak çalışmasının herhangi bir şekilde kesintiye uğratılmasıdır. Burada sistemin işleyişi bozulmamakta, fakat işlemesi bir şekilde engellenmektedir. Yasa koyucu bu ifade ile kavramı çok geniş tutarak ve nasıl olduğu aramaksızın, sistemin işleyişini bozmak dışında, sistemin işlemesini engelleyen her türlü eylemi buraya dâhil etmiştir. 244. maddenin 1.fıkrasında suçun unsurunu oluşturan seçimlik hareketler “bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi” ve sistemin işleyişinin bozulması”dır. Madde de yer aldığı şekliyle bilişim sisteminin işleyişi genel olarak veri işleme faaliyeti anlamında olup fıkrada veri işleme faaliyetinin engellenmesi veya bozulması düzenlenmiştir. Madde kapsamında sisteme yönelik fiziki müdahaleler yolu ile değil, sistemin yazılımına veya veriye müdahale ya da yazılımda değişiklik yapılması ile işleyişin engellenmesi ve bozulması hali düzenlemek istenmiştir. TCK 244/1 fıkrasında düzenlenen fiillerin yazılım unsuruna yönelik veri aracığıyla gerçekleştirildiğinin anlaşılması için “sistem işleyişinin engellenmesi ve bozulması” ibaresinin yerine veri aracılığıyla gerçekleştirilen müdahalelerin (siber suçlar sözleşmesinide kapsayacak şekilde genişletilmesi) yer alması daha uygun olacaktır.
  • 8. 8 2) Bilişim Sistemindeki Verileri Bozma ,Yok Etme, Değiştirme ,Verileri Başka Bir Yere Gönderme: Maddede yer alan seçimlik hareketlerden ilki, bilişim sistemi içerisindeki verinin yok edilmesidir. Bilişim sistemi içerisindeki verinin yok edilmesi, verinin varlığına son verilmesi, ortadan kaldırılması, hak sahibinin tekrar elde edemeyeceği ya da büyük güçlükler sonucu elde edebileceği şekilde tasarrufundan çıkarılması olarak tanımlanabilir. Bilişim sistemlerinde iki tip yok etme şekli vardır. Birinci işlemde verilerin depolama üzerindeki varlığına tamamen son verilerek, o veriye ilişkin hiçbir iz depolama ünitesi üzerinde bırakılmamakta; İkinci tip yok etme işleminde ise, veriler depolama ünitesi üzerinden silinmemekte, sadece o verilere erişimi sağlayan anahtar veriler silinmektedir. Bu durumda, işletim sistemi o verilere ulaşamamaktadır. Veriler fiziksel olarak silinmediği için özel işlemler aracılığı ile silinmiş gözüken veriler tekrar kurtarılabilir. Depolama ünitesinden fiziksel olarak silinmiş olan veriler ise asla kurtarılamaz. Kanun koyucunun verilerin yok edilmesinden kastı, verilerin her iki tip yok etme işleminden her hangi birisine maruz kalmasıdır. Maddi olarak yok etmekten bahsedilemez sadece veri erişilmez kılınabilir. Bu işleminde karşılığı veriye ulaşabilmek için gerekli bağın kaldırılması işlemine karşılık gelen verinin silinmesidir. Bu nedenle sorunlara yol açılmaması için 244/2 nolu fıkrada geçen “yok eden” ibaresinin “silen” ile değiştirilmesi teknik yapılabilirlik olarak daha uygundur. Meran’a göre maddede yer alan diğer seçimlik hareket, bilişim sisteminin içindeki verinin bozulmasıdır. Verinin bozulması verinin içeriğine ya da yapısına müdahale suretiyle verinin kısmen ya da tamamen kullanılamayacak hale gelmesi olarak tanımlanabilir. Burada özellikle verinin içeriğine müdahalenin, var olan verinin içerdiği bilgi ya da enformasyona olumsuz müdahaleyi kapsadığını belirtmek gerekir. Ketizmen’e göre verinin yok edilmesinden farklı olarak burada, verinin tasarruf alanından çıkartılmaması ya da ortadan kaldırılmaması söz konusudur. Bir diğer seçimlik hareket olan verilerin değiştirilmesi durumunda, bir verinin bir başka veriyle değiştirilmesi veya verilerin orijinal halinden başka bir hale dönüştürülmesi söz konusudur. Maddede yazılı bir diğer seçimlik hareket olan verilerin erişilmez kılınması, verilerin malikinin ya da ilgilisinin istediği zaman, istediği verilere ulaşmasının engellenmesi anlamına gelmektedir. Bu durumda veriler yok edilmemekte, tahrif edilmemekte sadece sahibinin erişimi engellenmektedir. Son seçimlik hareket olarak kabul edilen sistem içerisindeki verinin başka bir yere gönderilmesi, bilişim sisteminde yer alan verilerin, sahibinin ya da ilgilisinin izni olmaksızın orijinal konumundan başka bir yere kopyalanması fiilidir.
  • 9. 9 Maddede sisteme ve veriye müdahale fiilleri düzenlemektedir. Burada verinin başka bir yere gönderilmesinin, verinin kaldırılması olarak anlamak bu madde için geçerli değildir Çünkü verinin ortadan kaldırılması zaten 2. fıkrada verinin yok edilmesi olarak ifade edilmiştir. Bu durumda verinin aslı bilişim sistemi içerisinde kalmakta ve veriye karşı olumsuz bir hareket yapılmış olmamaktadır. Bu nedenlerden dolayı verinin başka bir yere gönderilmesinin verinin kopyalanması olarak yorumlandığı takdirde madde bütünlüğünün sağlanması için 244/2. fıkradan kaldırılması uygun görünmektedir. Maddede bilişim sistemindeki veriden bahsedilmesine karşısında, saklama aygıtında bulunan veriye müdahalede, bilişim sisteminin anlam ve kapsamı ,veri saklama aygıtında bulunan verinin TCK’nın 244.maddesinde düzenlenen suçun konusunu oluşturup olmadığı bakımından önemlidir. Veri saklama aygıtını genel amaçlı bir aygıt olmaması ve sadece veri saklama işlevine sahip olması karşısında sisteme bağlı olmayan bir aygıttaki veriye müdahelenin bu kapsamda düşünülmesi uygun değildir. Siber Suç sözleşmesinin 4. maddesinde de verinin bilişim sistemi yada bilgisayar sistemi içerisinde olma zorunluluğu yoktur. Hem maddenin kapsamının genişletilmesi hem de siber suç sözleşmesine uyum sağlaması için 244/2 bilişim sistemindeki veya depolama aygıtlarında verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. şeklinde değiştirilmelidir. 3) Bilişim Sistemleri Aracılığıyla Yarar Sağlama: TCK’nın 244. maddesinin 4. fıkrasında “bilişim sistemi aracılığıyla hukuka aykırı yarar sağlama suçu” düzenlenmiştir. Bu suç tipi 244. maddenin 1. ve 2. fıkralarına atıf yapılarak düzenlenmiştir, her iki fıkra birlikte okunduğunda 244. maddenin 4. fıkrasında yer alan suç tipi “bir bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi, bozulması, sistemin içerdiği verilerin bozulması, sisteme veri yerleştirilmesi, var olan verilerin başka yere gönderilmesi, erişilmez kılınması, değiştirilmesi ve yok edilmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlanmasının başka bir suç oluşturmaması halinde,... cezasına hükmolunur” şeklinde olmaktadır. 5237 sayılı TCK’da, 765 sayılı TCK’nın 525 b/2 maddesinde düzenlenen bilişim sistemleri aracılığıyla hukuka aykırı yarar sağlamak, banka ve kredi kartlarını kötüye kullanmak, bilişim sistemi aracılığıyla dolandırıcılık ve bilişim sistemleri aracılığıyla hırsızlık eylemleri farklı suç tipleri haline getirilmiştir. Bu suç tipiyle de söz konusu eylemlerden “bilişim sistemi aracılığıyla hukuka aykırı yarar sağlama” eylemleri düzenlenmiştir.
  • 10. 10 Yine 244. maddenin 4. fıkrasında bu suç tipi açısından, “başka bir suç oluşturmaması halinde” ifadesi kullanılarak aynı eylemlerin gerçekleştirilerek hukuka aykırı yarar elde edilmesi ancak bunun bir başka suç tipinde düzenlenmiş olması halinde bu suç tipinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Yasa yapma tekniği bakımından pek uygun olmayan bu düzenleme ile ne anlaşılması gerektiği yasanın gerekçesinde belirtilmiştir; buna göre “bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilebilmesi için, fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması gerekir. Bu bakımdan, fiilin dolandırıcılık, hırsızlık, güveni kötüye kullanma veya zimmet suçunu oluşturması halinde, bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilmeyecektir” 244. maddenin son fıkrası incelendiğinde fiilin başka bir suç oluşturmadığı takdirde maddenin uygulanacağı hükmünün madde metninde yer aldığı görülmektedir. Maddede ,”başka bir suçu oluşturmaması” hükmüne yer verilmiş iken, madde gerekçesinde, Fiilin daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmaması ifadesine yer verilmiştir. Maddede yer alan ifadeden, fiilin daha ağır cezayı gerektirip gerektirmediğine bakılmaksızın başka suçu oluşturması halinde ilgili suçun uygulanacağı sonucu çıkartılmaktadır. Başka suçun oluşturmaması hükmünde yazılması yardımcı norm olarak düzenlendiği sonucunu doğurmaktadır. Madde metni: MADDE 245. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
  • 11. 11 (4) Birinci fıkrada yer alan suçun; a. Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b. Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın, c. Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. (5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır. Madde Değişiklik Önerileri: 1) Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu koruduğu hukuksal değere göre malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer alması gerekirken bu yapılmayarak bilişim sistemlerine karşı suçlar bölümünde düzenlenmektir. Bu durumun düzeltilerek malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer almalıdır. 2) TCK 245/2. fıkrasındaki “Başkalarına ait banka hesaplarıyla” ifadesi yerine “Herhangi bir banka hesabıyla” ifadesi yazılararak maddenin aşağıdaki gibi değiştirilmesi: “Herhangi bir banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” 3) Tck 245/2. Fıkrasındaki ceza alt sınır ve üst sınır değerlerinin 245/3. Fıkradaki değerler seviyesine getirilmesi sonucu aşağıdaki gibi değiştirilmesi: Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 4) Resmi ve sahte belgede sahtecilik suçları ile ilgili bölümlere bilişim sistemi aracılığıyla sahte veri düzenlemesi suçu ağırlaştırıcı neden olarak eklenmelidir. a. Madde 207 Özel Belgede Sahtecilik Maddesine Ekleme Önerisi: Özel Belgede Sahtecilik suçunun bilişim sistemleri kullanılarak veri düzenlenmesi şeklinde işlenmesi halinde iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. b. Madde 204 Resmi Belge Sahtecilik Maddesine Ekleme Önerisi:Resmi belgede sahtecilik suçunun bilişim sistemleri kullanılarak veri düzenlenmesi şeklinde işlenmesi halinde iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Hukuki Konu: Bu suç tipi, gelişen teknolojiyle birlikte artık günümüz yaşamının vazgeçilmez ekonomik araçlarından biri olan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılarak bu kartları üreten finans kurumlarına ya da kartların kullanıcısı olan kişilere zarar verilmesi eylemlerini önlemek, bu gerçekleştiğinde ise cezalandırmak üzere düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu suç tipiyle korunan hukuksal değer kişilerin mal varlığıdır.
  • 12. 12 TCK’da suçlar, korudukları hukuksal değere göre sınıflandırılmışlardır; bu her ne kadar bilişim sistemleri aracılığıyla işlenebilen bir suç tipi olsa da, koruduğu hukuksal değer esas olarak kişilerin mal varlığı olduğuna göre yasada “mal varlığına karşı suçlar” bölümünde yer alması gerekir. 245. maddenin 2. fıkrasında “başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi” eylemleri suç tipi olarak tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere esas olarak bu maddeyle “sahte banka veya kredi kartı üretilmesi ve bunun dağıtımının yapılması” eylemleri düzenlenmiştir. Maddi Unsur : a) Banka ve Kredi Kartlarını Hukuka Aykırı Kullanma (madde 245/1) TCK 245/1’e göre; başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır, şeklinde düzenlenmektedir. TCK madde 245/1’deki suçun oluşması için; failin a ) başkasına ait bir kartı ele geçirmesi veya elinde bulundurması b ) bu kartı kullanması veya kullandırması ve c ) haksız bir yarar elde etmiş olması gerekir. b ) Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretme, Satma, Devretme, Satın Alma veya Kabul Etme ( madde 245/2 ) TCK 245/2 ‘ye göre; başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır, şeklinde düzenlenmektedir. Görüldüğü gibi suçun maddi unsurlarını oluşturan hareketler seçimlik olarak düzenlenmiştir. Bu seçimlik hareketler; sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak, kabul etmek olarak belirtilmiştir. Bu seçimlik hareketleri açıklamak gerekirse; Üretmek; kartın baştan sahte olarak düzenlenmesini veya gerçek bir kart üzerinde değişiklik yapılmasını, Satmak; bedel karşılığında kartın mülkiyetini devretmek, Devretmek; belirli bir süre veya süresiz olarak kart üzerindeki fiili egemenliği aktarmayı, Satın almak; bedel karşılığında kartın mülkiyetini elde etmeyi, Kabul etmek; belirli bir süre veya süresiz olarak kart üzerindeki fiili egemenliği elde etmeyi ifade etmektedir. Suç tipinde “başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek” denilmek suretiyle suç oluşması açısından bir ön şart getirilmiştir.
  • 13. 13 Ancak failin, kart çıkaran bir finans kurumunun ya da bankanın bilişim sistemine girerek hukuka aykırı bir biçimde kendisi ya da aslında hiç olmayan hayali bir kişi adına yeni bir hesap açması ve bu hesapta yine hayali olarak yaptığı transferlerle para bulundurması, ayrıca bu hesaba bağlı olarak kredi kartı üretmesi ve bu kartı kullanması ya da satması durumunda, fail 245. maddenin 2. fıkrasında tanımlı suçu işlemiş olacak mıdır? Söz konusu bu ön şart nedeniyle faili bu maddeden sorumlu tutmak mümkün değildir; çünkü fail bu örnekte başkasına ait bir hesapla ilişkilendirerek kart oluşturmamış, tamamen hayali olan ancak başkasına ait olmayan bir hesapla ilişkilendirerek kart oluşturmuştur. Bu durumda fail öncelikle hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girip hayali bir hesap açmak ve buraya para transfer etmekle TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının f bendinde tanımlı “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemiş olacaktır. Failin bu yöntemle ürettiği sahte kartı kullanması halinde ise ayrıca 245. maddenin 3. fıkrası nedeniyle sorumlu tutulması mümkündür. Ancak failin bu şekilde ürettiği sahte kartı kullanmayıp satması ya da devretmesi halinde 245. maddenin 2. fıkrası nedeniyle cezalandırılması mümkün değildir, çünkü bu halde fıkrada tanımlı ön şart gerçeklememiş yani başkasına ait bir hesapla bağlantı kurulmamış olacaktır Fıkranın başına eklenen “başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek” ön şartı yukarıda verilen örnekte görüldüğü üzere suç tipinde eksiklik oluşturmaktadır. Bu nedenle bu ifadeye yer verilmeden suçun tanımlanması yukarıda verilen örnekte ve benzerlerinde olduğu gibi tüm eylemlerin kapsanması açısından gereklidir. Mutlaka böyle bir ifadeye yer verilmek isteniyorsa “herhangi bir banka hesabıyla ilişkilendirilerek” ifadesi tercih edilmelidir. Bunların yanı sıra bu suç tipi açısından belirtilmesi gereken bir başka konu da failin önce sahte kredi kartını üretmesi, sonrasında ise kartı kendisinin kullanması halinde hem 245. maddenin 2. fıkrası hem de 3. fıkrasında belirtilen eylemlerden ayrı ayrı cezalandırılmayacak olmasıdır. Çünkü kartı üreten ile kullananın aynı kişi olması durumunda, kullanmak için öncelikle sahte kartın üretilmesinin gerektiği göz önünde bulundurulacak ve bu durumda fail yalnızca 245. maddenin 3. fıkrasından dolayı sorumlu tutulacaktır. c ) Sahte Banka veya Kredi Kartları Oluşturma ve Kullanma ( TCK 245/3 ) TCK 245/3’e göre; sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır, şeklinde düzenlenmektedir. Bu fıkra ile sahte oluşturulan veya üzerinden sahtecilik yapılan bu tür kartların kullanılması suretiyle kendisi veya başkasına hukuka aykırı yarar sağlanması suç olarak düzenlenmiştir. Ancak maddenin uygulanabilmesi için fiilin daha ağır cezayı gerektiren bir oluşturmaması gerekir. Cezai Düzenleme Açısından : Birinci fıkrada sahtecilik ya da bilişim sistemiyle gerçekleştirilen dolandırıcılık söz konusu değilken ikinci ve üçüncü fıkralarda bunlar söz konusudur. O halde birinci fıkraya göre diğer fıkraların cezalarının daha ağır olması gerekir. Ancak görüldüğü üzere birinci ve ikinci fıkrada yer alan hürriyeti bağlayıcı cezaların alt sınırları aynıdır. Diğer yandan benzer biçimde adeta biri diğerinin tamamlayıcısı nitelikte olan ikinci ve üçüncü fıkrada yer alan eylemlerin cezalarında bir farklılığa gidilmesi gerekli
  • 14. 14 değilken bu kez bu fıkralarda yer alan hürriyeti bağlayıcı cezaların hem alt sınırlarında hem de üst sınırlarında farklılık yaratılmasının bir açıklaması bulunmamaktadır. Sonuç olarak ikinci fıkranın alt ve üst sınırlarının 3. fıkra seviyesine çekilmesi öngörülmektedir. Bilişim Konusunda TCK ‘da Yapılması Gereken Diğer Düzenlemeler  Bilişim sistemlerinin organize suçlarda ve sanal terörizmde kullanılması durumları acilen düzenlenmeli ve bu konu açısından ilgili yasalarda düzenlemeler yapılmalıdır.  Irkçılık, şiddete çağrı, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, suça teşvik ve terör örgütlerinin propagandasının bilişim sistemleri aracılığıyla sanal alanda yapılması eylemleri hakkında da düzenlemeler yapılmalıdır  Sanal terörizm olgusu dikkate alınarak, veri iletim ağlarından yararlanılmak yoluyla terör eylemleri gerçekleştirilmesi ağırlatıcı neden sayılmalıdır. Çünkü, terör eylemi gerçekleştiren eylemciler, klasik suç tiplerinde kendi yaşamlarını dahi tehlikeye atmaktayken, eylemlerin bilişim sistemleriyle gerçekleştirilmesi hem aldıkları riski hem de tespit edilip yakalanma riskini azaltmakta ve suçun işlenişini kolaylaştırmaktadır  Organize suç örgütlerinin üyeleriyle haberleşmesi, finansal kaynaklarını kullanması ve aktarması eylemleri de ayrıca düzenlenmelidir ve ağırlatıcı neden sayılmalıdır  Veri iletim ağları üzerinden gerçekleştirilen kumar oynatma ve oynama eylemi mutlaka ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmelidir.
  • 15. 15  YTCK’nın 228. maddesinde “kumar oynanması için yer ve imkan sağlanması” denilerek geniş bir ifade kullanılıyor ve bu maddenin internet üzerinden gerçekleştirilecek eylemler açısından da uygulanabileceği mümkün görülüyorsa da yorum sorunlarının yaşanmaması ve uygulamada karışıklığa neden verilmemesi için “sanal alanda bilişim sistemleriyle kumar oynatılmasının” da madde metninde belirtilmesi uygun bir düzenleme olacaktır.  Başta ABD’de ve Avustralya’da olmak üzere, istenmeyen elektronik postaların (spam) gönderilmesi eylemleri suç olarak düzenlenmektedir. Bu gerçek anlamda rahatsız edici ve veri iletim ağlarındaki trafiğin yoğunluğu arttıran ve kuruluşlar ile kişilerin elektronik postalarındaki çok geniş alanları kaplayan dolayısıyla uluslararası ticareti güçleştiren bir durumdur. YTCK’da bu eylemin de suç tipi olarak düzenlenmesi gerekmektedir.  Bilişim suçlarıyla ilgili olarak yapılması gereken önemli bir düzenleme de çocukların sanal alanda ticari amaçla cinsel istismarının bağımsız bir suç tipi haline getirilmesidir. Çocukların anne-babaları, veli-vasi gibi kişilerce zorlanarak pornografik resim, film gibi materyallere konu edilmesi ve bunların internet üzerinden pazarlanması ve alınması suç tipi haline getirilmelidir. Ayrıca her türlü çocuk pornografisi içeren materyalin bilişim sistemlerinde bulundurulması, bunların paylaşıma açılması, iletilmesi ve kullanılması suç tipi olarak düzenlenmelidir.  Özellikle internet üzerinden gerçekleştirilen “çocuk pornografisine ilişkin her türlü eylem” suç haline getirilmelidir. Bu eylemlerin neler olduğu Avrupa Siber Suç Sözleşmesinde tek tek gösterilmiştir. Günümüzde neredeyse kanayan bir yara haline gelen ve internetin ortaya çıkmasından beri bu çok yararlı ağ sisteminin en zararlı yanı olarak kabul edilen bilişim sistemleri aracılığıyla çocuk pornografisi içerikli verilerin üretimi, dağıtılması ve bulundurulması eylemlerinin bu sözleşme ile ayrıntılı olarak tarif edilmesi ve söz konusu eylemlerin sanal dahi olsa her türlü gerçekleştirilme şeklinin suç olarak düzenlenmesi bu sözleşmenin dikkati çeken en önemli düzenlemelerinden birisidir.