1. Ucuz Roman
Geceydi, sessizdi. Kimseler yokken herkes uyurken benim uykum kaçmıştı. Uykumu kaçıran
düşünceler vardı keşke uykum düşüncelerimi kaçırsaydı.
Yapacak bir şey vardı: hiçbir şey yapmamak bir sigara daha yakmaktan başka. Bir sigara daha
yakmak ağızda kötü bir tat bırakmaktan başka bir işe yaramıyordu oysa. Öyleyse neden içiyordum?
Kendime kötülük yapmak istiyordum, sırf başkasına yapamadığım için gücüm kendime yetiyordu.
Sonradan duyuyordum arkamdan konuşuyorlardı belki kıskanıyorlardı çünkü beni mutlu sanıyorlardı.
Mutlu gözüktüğüm doğru. Çünkü sorunlarımdan bahsetmekten hoşlanmıyordum, anlatmıyordum içime
atıyordum. Hayatla ve kendimle dalga geçiyordum başka türlü bir ömür nasıl geçer? Belki beni güzel
bile buluyorlardı. Aynaya baktığımda saçlarımın dalgalı olması bile beni sinir ediyordu dümdüz ya da
kıvırcık olmasını tercih ederdim ama ikisi de değildi. Miyoptum gözlükle bir insan ne kadar güzel
görünebilir ki? Neden lens takmadığımı merak ediyorlardı. Onlara gözlüklerime mantığı olmayan bir
şekilde bağlı olduğumu nasıl izah edebilirdim ki? Kendimle bu kadar ilgili olduğum için kendime
kızıyordum; kendime kızıyor olurken bile aslında gene kendimle ilgili bir şey yapıyordum bu kısır
döngüden uzaklaşmak beni uzaklaştıracak bir şey arıyordum, kitaplara sığınıyordum.
Onlara bir kötülük yapamadığım için kendime yapıyordum. Günde on bin fincan kahve içerek ya da on
bin paket sigara içerek kendimi öldürmeyi planlıyordum lakin böyle bir şeyi beceremeyeceğimden
dolayı bunu yavaş yavaş yapabilirdim. Her gün tükenerek çünkü her nefes ömrümüzden eksiltiyordu
her nefeste azalıyordum sanki.
Daha geçenlerde dikkatsizliğimden ezilme tehlikesi atlatmıştım. Ölümle burun burunayken bile
yaşamak için nedenler buluyorsun. Yaşama bağlayan şeyler var; yaşamdan koparan şeyler oldu
kadar.
Ucuz bir roman gibiyim. Beni tanımlayacak kelimeler beni tanımlayan cümleler yok bu romanın içinde.
Anlatmak istesem bile anlatılmıyor anlatamıyorum sırf bu yüzden anlaşılmıyor anlaşamıyorum.