1. DOSYA: BEYİN GÖÇÜ MAKALE • SÖYLEŞİ • GÖRÜŞ
Mimar ve Mühendis42
Akademik kariyer amaçlı beyin göçünde,
büyük bir hareketlenme ile bilimin lideri olan
gelişmiş ülkeler, kapasiteli gençleri, bilim
adamları ve öğretim üyelerini farklı süreçler
ve şekillerde çekebilmektedir. Ülkemizin
küresel standartlarda beyin göçü alabilmesi
için, mükemmeliyet merkezlerinin sayısının
artması, farklı süre ve pozisyonlarda ziyaretçi
veya çalışan kabul edecek açık bir üniversite
yapısına kavuşması, sabit ücretlendirme
yapması, akademik görevlendirme sistemini
terk etmesi gerekmektedir.
elişim ve yenilenmeye kapalı yapılarda kaçışlar başlar. Beyin
göçünün nedenlerini tartışmadan göç olayını anlamak zordur.
Ülke temelli nedenlere bakılırsa, yetişmiş insan yapısının önü-
nün kapanması ve çalışmış olduğu kurumlarda çalışabilme
koşul, ortam ve desteklerinin kalkmasıdır. Özellikle, üretim ve
gelişim odaklı yapı özelliğini kaybetme eğilimine girmiş yapılar
içinde yetişmiş ve üst düzey yetenekli insanlar için arayışlar
başlar. Üretim ve kariyer odaklı ücretlendirme yapan ülkelere
beyin göçü olmaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki üniversiteler veya
gelişim tabanlı dünyanın farklı taraflarında kurulan araştırma
kurumları, burslar ve araştırma pozisyonlarını periyodik süreler-
de açarak ve başvuruların kolay yapılmasını sağlayarak beyin
göçünde çekim merkezi olur. Özellikle, araştırma bursları süreli
olarak verilir ve ilk yıl performansına bağlı olarak uzatılabilme-
leri seçenekli olarak ilan edilir. Performans beklentisi gerçekleş-
mediği takdirde, süre uzatımı belli faktörlerle uzatılmayabilir.
Statik çalışma yapılarından dinamik çalışma ortamlarına göç
edilir. Akademik tabanlı burslar yüksek lisans, doktora ve dok-
tora sonrası ziyaretçi bilim adamı bursları şeklinde yapılarak
farklı seviyede kişilerin geçişlerine izin verilir. Yapılan geçişler,
farklı millet ve sosyal tabandan gelen kişilerin araştırma ekibi-
ne katılmasıyla evrensel çalışma ortamı oluşturulur. Araştırma
ve çalışma gruplarının geliş yerlerine göre çalışmaların boyut-
ları şekillenir ve zenginleşir. Akademik eksende beyin göçünde
mükemmeliyet merkezleri gerekir. Beyin göçü için ideal yerler
donanımlı araştırma merkezlerinin olduğu enstitü ve üniver-
sitelerdir. Özellikle altyapının güçlü olmasıyla bilgi üretimi için
taban hazırdır ve teknoloji tabanlı yurt dışındaki merkezler
gelişmekte olan ülkelerdeki en iyi beyinleri çekmeye çalışırlar.
Gelişmiş ülke vatandaşlarının genellikle mezuniyet sonrası
akademik kariyer çalışmalarını lüzumsuz görmeleri beyin
göçünün en önemli dinamiklerinden biridir. G20 ülkelerinde
üniversite imkânları ve araştırma merkezleri standartları iyidir,
fakat bu merkezlerde araştırma ve öğretim asistanlığı yapacak
öğrencilerin bulunması sıkıntılıdır. Bunun nedenini açıklamada,
Kanada’da mezun olan bir öğrencinin bakış açısının anlaşılması
Beyin Göçünde Akademik Eksen
Prof. Dr. Ali Osman ÖNCEL
İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Mühendislik Bilimleri Bölüm Başkanı
G
2. Mart - Nisan 2013 43
yararlı olabilir. Kanada vatandaşı bir mezun, kendi sahasında yıllık 60
bin CAD (Kanada Doları) ile iş bulup çalışabilecek iken, yıllık 22 bin
CAD kariyer bursu alarak kariyer yapmayı pek akılcı görmemektedir.
Ancak, gelişmekte ve gelişmemiş ülkelerde yüksek kapasiteli gençler
açısından, kariyer bursu kendi ülkelerinde hayal dahi edemeyecekleri
bir finansal fırsata karşılık gelmektedir. Kısaca, dışarıdan beyin göçü-
nün en önemli nedenlerinden biri paradır ve ikinci nedeni de kariyer
sonrası gelişmiş ülkelerde kalıp yaşama ihtimalinin yüksek olmasıdır.
Türkiye beyin göçünün merkezi olabilir. Türkiye’nin dünyada beyin
göçü için cazip bir ülke olmasının yolları yukarıda verilen açıklama-
lar ışığında bellidir. Ülkemiz dört kıtanın kesiştiği bir jeopolitik yere
sahiptir ve bu özelliğiyle dört kıta üzerinde beyin hareketlerinin kav-
şak noktası olabilir. Yapılacak en önemli işlerden ilki, yabancı öğrenci,
yabancı bilim adamı ve iyi yetişmiş konusunda iyi yabancı uzmanlara
çalışma fırsatının tanınmasıdır. Bu şekilde, üniversiteler içinde statik
yapıda yumuşama olacak, dinamik ve dünyanın her tarafından gelmiş
öğrenci ve bilim adamlarıyla bütünleşme sağlanarak yenilenmede
dinamizm sağlanacaktır.
Özel üniversiteler tersine beyin göçüne öncülük etmektedir. Ülke-
mizde tersine beyin göçü veya farklı ülkelerden yetişmiş beyinlerin
ülkemize gelmesinde kurulmuş özel üniversiteler öncülük etmeye
başlamıştır. Özellikle, İngilizce tabanlı eğitim veren özel üniversitele-
rin yurtdışından ilanla öğrenci, araştırmacı ve bilim adamı aramaya
başlaması birkaç özel üniversiteyle sınırlı kalsa bile gelecek için umut
vermektedir.
Öğretim üyelerinin devlet üniversitelerinde eşit ücretlendirilmesi
öğretim üyesi bulmayı veya mevcudu tutmayı zorlaştırmaktadır.
Devlet üniversitelerinde yabancı öğrencilerin gelmesiyle ilgili olarak
Yabancı Öğrenci Sınavı’nın merkezi olmaktan çıkması da yabancı
öğrenci çekmek isteyen devlet üniversiteleri için fırsat olarak görüle-
bilir. En önemli sorunlardan birisi, yabancı dilde eğitim veren öğretim
üyesinin eksik olmasıdır. Bunun nedeni yabancı dilde eğitim verecek
öğretim üyesinin ücretlendirmesinde bir standart yoktur. Uluslararası
deneyime sahip ve yurtdışında ders verme deneyimli bir bilim ada-
mının, ülkemiz dışına çıkmamış ve yurtdışında araştırma ve öğretim
deneyimi kazanmamış bilim adamlarından farkının ücretlendirme
noktasında olmaması, ülkemizde yetişmiş uluslararası deneyimde
öğretim üyelerinin bulunmasını varsa üniversite bünyesinde tutul-
masını zorlaştırmaktadır. Gelişmiş ülkeler öğretim üyesi ücretlendir-
mesinde, uluslararası deneyim ve gelişimine göre değişen bir ücret-
lendirme aralığına göre deneyim odaklı maaş belirlerken, ülkemizde
bütün akademisyenler bir tarağın dişleri gibi eşit kabul edilerek eşitlik
ilkesine aykırı bir çalışma modeli beyin göçünü hızlandıran bir yakla-
şım ile sergiliyor.
Beyin göçünün en önemli nedeni, üretim ve gelişim odaklı çalışma
ortamı ve yönetim anlayışının eksik olmasıdır. Ülkemizin beyin göçün-
de cazibe merkezi olabilmesi yönünde özel sektör ve özel üniversite-
ler katkı vermeye başlamıştır. Devlet üniversitelerinde liyakat ve üre-
tim tabanlı yönetim anlayışının önemli olması kadar, ücretlendirmede
liyakat ve deneyim tabanlı bir modele geçilmesi de devlet üniversi-
teleri bünyesine, dışarıdan yetişmiş araştırmacı, öğretim elemanı ve
öğrencilerin gelmesinde etkili olacaktır.
Gelişmiş ülke vatandaşlarının genel-
likle mezuniyet sonrası akademik kari-
yer çalışmalarını lüzumsuz görmeleri
beyin göçünün en önemli dinamiklerin-
den biridir. G20 ülkelerinde üniversite
imkânları ve araştırma merkezleri
standartları iyidir, fakat bu merkez-
lerde araştırma ve öğretim asistan-
lığı yapacak öğrencilerin bulunması
sıkıntılıdır. Gelişmiş ülkeler öğretim
üyesi ücretlendirmesinde, uluslararası
deneyim ve gelişimine göre değişen bir
ücretlendirme aralığına göre deneyim
odaklı maaş belirlerken, ülkemizde
bütün akademisyenler bir tarağın diş-
leri gibi eşit kabul edilerek eşitlik ilke-
sine aykırı bir çalışma modeli, beyin
göçünü hızlandıran bir yaklaşım ile
sergiliyor.