Submit Search
Upload
238 Son
•
0 likes
•
131 views
H
haber
Follow
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Read less
Read more
Report
Share
Report
Share
1 of 354
Download now
Download to read offline
Recommended
207 Son
207 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
363 Son
363 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klas R 201
Klas R 201
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klasoer 55
Klasoer 55
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klas R 269
Klas R 269
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klas R 386
Klas R 386
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
237 Son
237 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
149 Son
149 Son
haber
Recommended
207 Son
207 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
363 Son
363 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klas R 201
Klas R 201
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klasoer 55
Klasoer 55
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klas R 269
Klas R 269
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klas R 386
Klas R 386
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
237 Son
237 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
149 Son
149 Son
haber
"Biz İngilizlerin müreffeh ve saadet içinde yaşamamız için, müslümanların arasına nifak tohumlarını ekmemiz lazımdır. Onların içinde ihtilaf kıvılcımlarını tutuşturmalıyız. Biz Osmanlı Devleti`nin her tarafına fitne sokarak, onu yıkacağız. Böyle yapamazsak, İngilizler gibi küçük bir millet, nasıl müreffeh olur? İşte Hempler, bunun içindir ki, İslam dünyasını nifak ve fesat ateşine vermeden onları tefrikaya sokmadan geri gelme!"...
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klasoer 127
Klasoer 127
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klasoer 76
Klasoer 76
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
273 Son
273 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klas R 268
Klas R 268
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
207 Son
207 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
2001 2400
2001 2400
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Sonradan Gelen Evrallar St Yaz
Sonradan Gelen Evrallar St Yaz
haber
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 1 100
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 1 100
haber
Filistin direnişinin tarihiyle ilgili
Filistinde Direniş Tarihi
Filistinde Direniş Tarihi
haber
Bu sevgili vatanda yaşayan küçük çocuklardık, nemli, tatlı ülkeleri düşler, ninelerin dedelerin onlar hakkında anlattıkları hikayelere sevdalanır, dedemizin eşeğini ve devesini sever, Askalan’daki güzel zambak kokusunu içimize çeker, üzüm ve incir yazında minareye çıkar, hasat sonbaharında babalarımızla Filistin’in ay ışığı altında bağdaş kurardık. Küçüktük ama vatan Yafa portakalı çiçeği kokusundan daha güzel kokulu ve sabah incir toplamaktan daha nemliydi. Biz küçüktük ve vatan büyük çok büyük, bu zalim ve güçlü dünyadaki her şeyden daha büyüktü. Biz, onu en büyük ve en tatlı vatan sandık. Vatanımız Yafa’da, Yafa gibi topraklarda gelinler güneşi kucaklar mı? Vatanımız Askalan insanlara Selahaddin’i hatırlatır mı? Vatanımız Bisan’da toynaklar Mute ve Yermuk atlarına koku sürerler, sabah olunca Üsame Bin Zeyd zalimlerin mezarı olan vatanımız Akka’yı kıskanırdı. Vatan… Mültecilerin gözünde vatana denk hiçbir şey yoktu. Ey Filistin! Bizler küçüktük, dünyanın başka yerlerindeki küçükler gibi değildik, yaraları eski ahlara uyandık bir gün. Bütün şeker kamışlarından daha tatlı Cabiye kamışı, haç işaretinin çarmıha gerilmesinden önce zeytin yağı veren zeytin... Mülteci kamplarında hayal dünyasının parlak renkleriyle vatanın resmini kiremitler üzerine nakşederdik. Küçüktük ey Filistin! Ey bütün Müslümanların ruhu, sevgilisi! Ey sevgili! Biz seni sağ salim, nimetler içinde, güvenli ve şerefli bir şekilde göreceğimiz saati düşlerdik. Ama aniden her yeri karanlık sardı. Bütün ağırlığıyla küçük kalplerin üzerine çörekleniyor. Havan topları bir kez daha birliğimizi dağıtıyor, kalpleri lime lime ediyor. Kampların mezarlıklarında ölümü en koyu rengiyle gördük. Her gün mezara gidip sevdiklerimizin ağızlarından dökülen son sözleri oraya kazımayı alışkanlık edindik: Size vasiyetim cansız bedenimi vatanıma götürün. Beni vatanıma götürün. İnsanlar yeniden parçalandı ve yeni bir felaketle dağıldılar. 48 ve 67’de iki felaketle karşılaştık. Ahlar yükselip uzaktan Kızılhaç’ın taşıdığı mesajlarla birleşti. İnsanlar camide toplanır, seslenici seslenir, sonra insanlar silkelenir. Hüzünler, inlemeler… Abbas mescidinde İmam Yasin, etrafındaki küçük çocukların kulaklarına fısıldıyor: Allah’a yemin olsun. Tek bir silahımız olduğunda onları öldüreceğiz. Kalpler titriyor. Zira Yahudi’yle karşılaşmayı düşünmek korku verici. Yahudilerin resmi küçük zihinlerde Deyr Yasin gününde kanla karışmış karanlık olarak çizildi. Yahudilerle savaşıyor muyuz? Yasin devam ediyor: Yahudiler ve biz bu nesil üzerine kavga ediyoruz. Ya Yahudiler onu bizden alacaklar ya da biz onu Yahudilerin elinden kurtaracağız. İmamımız Yasin savaş ilan etti. 6 gün savaşında galip gelen devlet İsrail, minaresi yakılmış Mescid-i Aksa’nın alanında şarkı söylemeye başladı: Muhammed öldü, yerine kızları bıraktı. Bu şarkıyı Moshe Dayan ve askerleri Mescid-i Aksa ile Kubbetü’s Sahra arasında kalan alanda söylüyor. Hz Ömer’in elbisesiyle temizlediği yerlerde şampanya kadehleri devriliyor. Bütün savaşlar gibi bir savaştı. Bir Yahudi, Yahudi bayramında hediye olarak dar sokakların başlarına içki döküyor. Kadınlar yün elbiseler giyiyorlar. İçki, çıplaklı, kahvehaneler ve yenilgi. Ve nesil üzerine çatışma başlıyor. İmam Yasin ve beraberinde ona inanmış bir azınlıkla meyhane açılması, Mescid inşasına engel olunması, kahvehanelerin çoğalması, Nasr, Cela, Amir ve Samir sinemalarının kurulması, ilkokul çocuklarının elinde dolaşan ahlaksız resimlerin basılması ve yeni nesil için Yahudi pazarında ve vatanımızın çıplaklar kulübüyle kirletilmiş sahillerinde hizmetçi olarak çalışma kapılarının açılması arasındak
Şeyh Ahmed Yasin
Şeyh Ahmed Yasin
haber
Ergenekon sanığı Mustafa Balbay’ın 2002-2005’te generallerle yaptığı görüşmelerin notları Türkiye’nin darbenin eşiğinden döndüğünü kanıtlıyor Çok gizli görüşmeler Balbay’ın günlükleri bir grup gazeteciyle dönemin kuvvet komutanları Aytaç Yalman ve Şener Eruygur başta olmak üzere kurmay subayların arasındaki çok gizli görüşmelerle dolu. AKP’ye karşı birleşelim Görüşmelerde Eruygur “Arkadaşlar ne yapabiliriz, enerjimizi nasıl birleştirebiliriz. Güç birliği yapalım” diyerek medyayı AKP Hükümeti’ne karşı girişimin parçası olmaya davet ediyor. Özkök varken darbe olmaz Bu davete bir gazetecinin cevabı aynen şöyle: Paşam sizin bir numara (Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök) ile kafanızdakileri yapmak çok zor… Önce orada bir şeyler yapmak lazım. ABD ve AB durdurmuş Görüşme metinleri ordunun üst kademesini darbe yapmaktan alıkoyan etkenlerin başında ABD’nin tutumunun bilinmemesinin ve Avrupa Birliği’nin geldiğini gözler önüne seriyor…
Sivil Darbe Gunlukleri
Sivil Darbe Gunlukleri
haber
Londra Misyoner teşkilatı başkanı şöyle konuştu: "Biz İngilizlerin müreffeh ve saadet içinde yaşamamız için, müslümanların arasına nifak tohumlarını ekmemiz lazımdır. Onların içinde ihtilaf kıvılcımlarını tutuşturmalıyız. Biz Osmanlı Devleti`nin her tarafına fitne sokarak, onu yıkacağız. Böyle yapamazsak, İngilizler gibi küçük bir millet, nasıl müreffeh olur? İşte Hempler, bunun içindir ki, İslam dünyasını nifak ve fesat ateşine vermeden onları tefrikaya sokmadan geri gelme!"...
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
haber
Resimlerle Bebek Bakımı
Resimlerle Bebek Bakımı
haber
Tarihini bilmeyen insanlar sömürülmeye ve güdülmeye mahkumdurlar. Tarih cehaleti, insanı bağımlılaştırıp, aşağılık duygusu altında ezer, ezdirir. Bu kompleksten kurtulmanın bir tek yolu var: Allah'ın istediği tarihi bağımsızlık... Ne kadar hatalı da olsa, otuz üç sene Osmanlı Devletini yönetmiş ve kendisine "Kızıl Sultan" dedirtecek bir harekette bulunmamış olan Sultan Abdulhamid'e, bir-iki Ermeni veya Yahudiyi sevindirmek için neden Kızıl Sultan diyelim?...
II. Abdulhamidin islam birliği siyaseti
II. Abdulhamidin islam birliği siyaseti
haber
Safranbolu
Safranbolu
haber
Şadiye OsmanoğLu Babam Abdulhamid Saray Ve Sürgün Yılları
Şadiye OsmanoğLu Babam Abdulhamid Saray Ve Sürgün Yılları
haber
NACİ el-ALİ karikatür HANZALA Varlığında ve yokluğunda bilincimizi aydınlatan Hanzala'ya selam ile... Orijinal adı: Karikatür, Naci el-Ali, Beyrut: Arab Documentation Center, 2. bs., Ocak 2007 (1. bs. Mayıs 1983) Çeviren: Muharrem Tan Çatalçeşme Sokağı No: 27/2 Cağaloğlu 34110 İstanbul tel: (212) 5207210 fax: (212) 5115791 vveb site: www.iz.com.tr e-mail: bilgi@iz.com.tr kapak: Medine Efe Basıldığı yer: Düzey Matbaası; Litros Yolu Fatih Sanayi Sitesi No: 280 Topkapı-İstanbul © İz Yayıncılık Limited Şirketi, 2009 Sertifika no: 0207-34-007609 İZ YAYINCILIK: 588 Sanat edebiyat dizisi / çizgi: 97 ISBN 978-975-355-745-0 İstanbul, 2009 © Yayın hakları Arab Documentation Center ( )'a aittir, 1983, 2007. NACİ el-ALİ: "AKTİVİST ADIMIZ" Naci el-Ali, "Filistin'in aktivist adı'dır. Dolayısıyla vatana dönüş, hürriyet, uzun ve baskı dolu sömürge gecesine son vermenin yegâne yolu olan devrim sürecinin de aktivist çizgisidir. Aynen budur: Vatan olarak, çadır olarak ve insanın insanlığını seferber eden bir dava olarak. Küçük haritası, dünyayı içine alacak, hatta ona dar gelecek kadar genişlemiş; ne adalet ruhu ne zulmü zalimlerin yüzlerine çalma iradesi için alan kalmıştır. Naci işte o "ağaç"tır: Onun çocuğu, gölgesi, ıslak toprağa batmış köküdür. Damarlarıyla denizi denize, Doğu'yu Batı'ya bağlar. Sevmeseler de, yaşadıkları gerçeği farklı göstermeye çalışsalar da hepsi onun ailesidir. O, günden güne büyüyen çaresizliklerini teşhir edendir. Naci, Felaket'i yaşamış biri olarak, bir gün mutlaka gelmesi gereken bir zaferin ebedi düş kurucusudur. O, daimi kışkırtıcı, daimi "anarşist", acı gerçek karşısında düşlerden kuvvet alandır. Bu sebepledir ki onun üslubu -fırçası-, kemikleri delik deşik edecek şiddette bu alaycı kokuyu taşır. Daha iyi bir yarın adına, yegâne ümit ve vaat devrim olduğu için başka hiçbir şey Naci'yi bu yolun davetçisi olmaktan ayıramamış, ondan alıkoyamamış-tır. Şekliyatı önemsemez, gövde gösterilerinden etkilenmezdi. Devrimci nutukların ve onların sahiplerinin cirit attığı ortamlarda yolunu asla kaybetmezdi. Her zaman devrim kavramı ve devrimciler üzerinde durur, onları ilk hallerindeki sadelik, temizlik ve netlikle tarif ederdi. Ebu Zer ve Rebezeliler gibi kahramanları örnek verirdi. *** 4 Naci için orta yol yoktu. Gri de yoktu. Alanı ne kadar az olursa olsun, beyaz beyaz, siyah siyahtı. Bu ikisi arasında, olup bitenle olması gereken arasında ebedî bir çatışma sahası mevcuttu. Naci, yaşanan hezimeti asla küçümsemez, ona yüz çevirmez, ondan kurtulmak için kaderden veya mucizelerden medet ummazdı. Aksine hezimet şarabını onuruyla yudumlar, onu sadistçe bir zevke dönüştürür, içi yanıp kavrularak yerinden sokulurken neredeyse alay için dilini çıkarırdı. Hezimetle çarpışarak mücadele eder, onun asrının sonu gelinceye kadar sizi de mücadele saflarında yerinizi almanızı sağlayıncaya kadar acımasızca takip ederdi. *** Siyasete ve hayatın kaygılarına mola verip biraz gülümsemek veya kahkaha atmak için karikatür arıyorsanız, Naci'yi okumayın. Onu, kaygılarınıza ve tarihinizin gerçeklerine daha bir derinden dalmak için okuyun. Kendiniz olabilmek için, çadıra dönebilmek, onu kendinize ve yüz elli milyon "Filistinli"ye, büyük Arap âleminin evlatlarına yurt yapabilmek için okuyun. Naci el-Ali, hepimiz için bir aktivist adıdır. Benliklerimizin derinliklerinde, ölene kadar dimdik durmayı sürdürecek "ağaç"ın köklerinde olduğumuz gibi olabilmek adına. O o ağaç, o biziz. Naci el-Ali, okurken kendimizden ve olmamız gerekliğinden çok uzakta oluşumuzdan dolayı utanarak ağladığımız aktivist adımızdır. Büyük şafağımızın doğabilmesi için "biz"in "o" olmasından başka çıkar yol görünmüyor... O zaman "Hanzala" başını çevi
Hanzala Naci El Ali
Hanzala Naci El Ali
haber
palestine gaza hamas news tourism in east new lake liberation organization tourism texas israel history jordan peace jerusalem israel middle east arab palestinian intifada islam west-bank bridge lyn west bank and strip strippers settlements in eyeless in water municipality plo intifada west bank jerusalem palestine israel arafat sharon middle east
Gaza Cartoons
Gaza Cartoons
haber
Adem Dergisi Sayı 1
Adem Dergisi
Adem Dergisi
haber
GİRİŞ Yıllardır izlediğiniz haberlerde, okuduğunuz gazetelerde Ortadoğu'da neredeyse hemen her gün bir çatışma yaşandığına tanık oluyorsunuz. Her iki taraftan da pek çok masum insan; kadın, çocuk, genç, yaşlı bu acımasız savaşın hedefi oluyor. Evler, okullar, hastaneler ve hatta ibadethaneler yakılıp yıkılıyor. Yıllardır durmak bilmeyen bu kavga ve savaşın, akan gözyaşının ve kanın en önemli sorumlusu radikal Siyonist ideolojidir. İsrail, Filistin halkına karşı 1967 yılından bu yana uzun vadeli bir soykırım politikası yürütüyor. İşgal altındaki Gazze ve Batı Şeria topraklarında sivillere yönelik zulüm aralıksız devam ediyor. Sokaklar İsrail saldırıları sonucunda hayatını kaybetmiş Filistinlilerin cesetleriyle dolu. İşgalci, sömürgeci ve ırkçı bir ideoloji olan radikal Siyonizm elli yılı aşkın bir süredir Ortadoğu'da kan dökmektedir. Ne var ki özellikle Batı dünyasında Siyonizm gerçek anlamı ile tanınmamakta, Siyonist ideolojinin gerçek planı bilinmemektedir. Batı'da çoğu insan -yanlış bilgilendirmenin etkisiyle- Siyonizmin, Yahudilere bağımsız bir yurt sağlamayı hedefleyen masum bir ideoloji olduğunu düşünür, hatta bu nedenle kimi insanlar söz konusu ideolojiye sempati ile yaklaşırlar. Oysa gerçek hiç de öyle değildir. Siyonizmin hedefinin Yahudilere bir vatan sağlamak olduğu ve Siyonistlerin bu yönde mücadele verdikleri doğrudur. Ancak bu mücadele, tarihin belki de en acımasız, en zalim yöntemlerinin kullanıldığı haksız bir mücadeleye dönüşmüştür. 19. yüzyılda gelişen Siyonizm, Yahudilere bir yurt sağlamak amacı ile yola çıkmış, bunun için Yahudiler tarafından da kutsal kabul edilen Filistin topraklarını seçmiştir. Buraya kadar makul ve meşru olan bu hedef, Filistin'de yaşayan Müslüman Arap halkın yok sayılması ile birlikte, acımasız bir kolonileştirme ve etnik temizlik projesine dönüşmüştür. Bu dönemde Siyonistlerin en sık kullandıkları "topraksız bir halk için halksız bir toprak" sloganı, gerçek dışı bir propagandadır. Çünkü o dönemde ne Yahudiler topraksızdır, ne de Filistin toprakları halksız. Siyonistlerin Filistin'e başlattıkları göç hareketi, Ortadoğu'da kargaşanın da başlangıcı olmuştur. Çünkü Siyonistler yeni geldikleri bu topraklarda, bölgenin halkı ile birarada yaşamak yerine, onları evlerinden çıkarmış, yurtlarından sürmüşlerdir. Siyonistlerin kendileri için bir vatan edinme hedefleri, milyonlarca insanın vatansız kalmasına neden olmuştur. Bu kitapta bir yandan Siyonizmin çarpıtılmış propagandalarının ve telkinlerinin dünya barışı için nasıl büyük tehlikeler içerdiğini, bir yandan da bu ideolojinin neden olduğu katliamları, yıkımı ve tahribatı göreceksiniz. Unutmamak gerekir ki, radikal Siyonizmin planları yalnızca Ortadoğu ile sınırlı değildir. Siyonizm dünya hakimiyeti hedefinde olan din dışı ve ırkçı bir ideolojidir, dolayısıyla tüm dünya barışını tehdit etmektedir. Bu nedenledir ki, Siyonizme karşı yürütülecek olan fikri mücadele, yalnızca Ortadoğu'da bulunan Müslüman ülkelerin değil, dünya çapında tüm vicdan ve sağduyu sahibi, her milletten ve her dinden insanın (Yahudiler dahil) üzerine düşen bir sorumluluktur. Siyonizm gibi din dışı ve şiddet yanlısı ideolojilere karşı vicdanlı insanların kuracağı ittifak, dünya barışının tesis edilmesinde önemli bir adım olacaktır. İsrail ordusunun Filistin topraklarını işgaliyle, binlerce mazlum Filistinli yüzyıllardır yaşadıkları vatanlarından göç etmeye mecbur edildi. Yaşlı, hasta, kadın, çocuk demeden acımasızca yurtlarından sürgün edilen zavallı Filistin halkı, arkalarında evlerini, ekilmiş topraklarını, zeytin bahçelerini bırakarak açlık, yoksulluk, hastalık ve sefaletin kucağına atıldı. Ayakta bile durmakta zorlanan
Gizli Düşman Siyonizm
Gizli Düşman Siyonizm
haber
ihh.org.tr Although separated from each other by physical boundaries and distances, Muslim communities gather together in a spiritual atmosphere on religious days. Muslims who flooded mosques during Eid al-Adha recited prayers in support of Muslim people under foreign occupation. We as the IHH Humanitarian Relief Foundation moved to contribute to fraternity and solidarity among Muslim communities by performing sacrificial slaughters in 110 countries and regions. The IHH slaughtered sacrificial animals in 110 countries and regions, particularly in those that are hit by war, occupation, civil unrest, poverty and natural disaster. The foundation distributed sacrificial meat to refugees in camps in Lebanon, Jordan, Syria, Iraq, Georgia and Azerbaijan. Occupied Iraq and Gaza were another two regions where the IHH performed sacrificial slaughters and took the greetings of people of Turkey. The IHH took the joy of Eid al-Adha to Muslims in Kosovo, Bosnia-Herzegovina, Albania, Serbia, Sandzak, Romania, Montenegro, Macedonia and Bulgaria by slaughtering sacrificial animals in these countries and regions. The foundation performed sacrificial slaughters and distributed the meat to needy people in African countries of Benin, Botswana, Burkina Faso, Burundi, Algeria, Chad, Djibouti, Eritrea, Ethiopia, Morocco, Gambia, Ghana, Guinea, South Africa, Cameroon, Kenya, Comoros, Lesotho, Madagascar, Malawi, Mali, Egypt, Mauritania, Mozambique, Namibia, Niger, Nigeria, Senegal, Ruanda, Sierra Leone, Somali, Sudan, Swaziland, Tanzania, Tunisia, Uganda, Zambia and Zimbabwe. Aceh, Arakan, Bangladesh, Burma, China, Eastern Turkistan, Indonesia, the Philippines, India, Cambodia, Kashmir, Moro, Nepal, Pakistan, Pattani, Sri Lanka, Thailand, Vietnam, USA (Harlem), Brazil, Bolivia, Ecuador, Haiti, Colombia, Cuba, Peru, Surinam and Venezuela are some of the countries and regions the IHH organized sacrificial slaughters. Chechen refugees given a hand The Chechen refugees living on the border areas between Georgia and Chechnya and in Azerbaijan were also delivered sacrificial meat. 12,000 Pakistani families extended aid The meat of 2,100 sacrificial animals was distributed to 12,000 families in Kashmir, Balochistan, Skardu, Islamabad and Rawalpindi. IHH officials gave Eid clothes to 130 children studying in prefabricated houses in Haripur district and 90 girls in Rawalpindi. Sacrificial meat delivery in 47 provinces The IHH distributed the meat of sacrificial animals slaughtered in a slaughterhouse in the city of Balıkesir to needy people in 47 provinces across Turkey.
Aid Al Adha
Aid Al Adha
haber
More Related Content
Viewers also liked
"Biz İngilizlerin müreffeh ve saadet içinde yaşamamız için, müslümanların arasına nifak tohumlarını ekmemiz lazımdır. Onların içinde ihtilaf kıvılcımlarını tutuşturmalıyız. Biz Osmanlı Devleti`nin her tarafına fitne sokarak, onu yıkacağız. Böyle yapamazsak, İngilizler gibi küçük bir millet, nasıl müreffeh olur? İşte Hempler, bunun içindir ki, İslam dünyasını nifak ve fesat ateşine vermeden onları tefrikaya sokmadan geri gelme!"...
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klasoer 127
Klasoer 127
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klasoer 76
Klasoer 76
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
273 Son
273 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Klas R 268
Klas R 268
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
207 Son
207 Son
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
2001 2400
2001 2400
haber
Ergenekon Terör Örgütü Delil Klasörleri
Sonradan Gelen Evrallar St Yaz
Sonradan Gelen Evrallar St Yaz
haber
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 1 100
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 1 100
haber
Viewers also liked
(9)
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
Klasoer 127
Klasoer 127
Klasoer 76
Klasoer 76
273 Son
273 Son
Klas R 268
Klas R 268
207 Son
207 Son
2001 2400
2001 2400
Sonradan Gelen Evrallar St Yaz
Sonradan Gelen Evrallar St Yaz
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 1 100
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 1 100
More from haber
Filistin direnişinin tarihiyle ilgili
Filistinde Direniş Tarihi
Filistinde Direniş Tarihi
haber
Bu sevgili vatanda yaşayan küçük çocuklardık, nemli, tatlı ülkeleri düşler, ninelerin dedelerin onlar hakkında anlattıkları hikayelere sevdalanır, dedemizin eşeğini ve devesini sever, Askalan’daki güzel zambak kokusunu içimize çeker, üzüm ve incir yazında minareye çıkar, hasat sonbaharında babalarımızla Filistin’in ay ışığı altında bağdaş kurardık. Küçüktük ama vatan Yafa portakalı çiçeği kokusundan daha güzel kokulu ve sabah incir toplamaktan daha nemliydi. Biz küçüktük ve vatan büyük çok büyük, bu zalim ve güçlü dünyadaki her şeyden daha büyüktü. Biz, onu en büyük ve en tatlı vatan sandık. Vatanımız Yafa’da, Yafa gibi topraklarda gelinler güneşi kucaklar mı? Vatanımız Askalan insanlara Selahaddin’i hatırlatır mı? Vatanımız Bisan’da toynaklar Mute ve Yermuk atlarına koku sürerler, sabah olunca Üsame Bin Zeyd zalimlerin mezarı olan vatanımız Akka’yı kıskanırdı. Vatan… Mültecilerin gözünde vatana denk hiçbir şey yoktu. Ey Filistin! Bizler küçüktük, dünyanın başka yerlerindeki küçükler gibi değildik, yaraları eski ahlara uyandık bir gün. Bütün şeker kamışlarından daha tatlı Cabiye kamışı, haç işaretinin çarmıha gerilmesinden önce zeytin yağı veren zeytin... Mülteci kamplarında hayal dünyasının parlak renkleriyle vatanın resmini kiremitler üzerine nakşederdik. Küçüktük ey Filistin! Ey bütün Müslümanların ruhu, sevgilisi! Ey sevgili! Biz seni sağ salim, nimetler içinde, güvenli ve şerefli bir şekilde göreceğimiz saati düşlerdik. Ama aniden her yeri karanlık sardı. Bütün ağırlığıyla küçük kalplerin üzerine çörekleniyor. Havan topları bir kez daha birliğimizi dağıtıyor, kalpleri lime lime ediyor. Kampların mezarlıklarında ölümü en koyu rengiyle gördük. Her gün mezara gidip sevdiklerimizin ağızlarından dökülen son sözleri oraya kazımayı alışkanlık edindik: Size vasiyetim cansız bedenimi vatanıma götürün. Beni vatanıma götürün. İnsanlar yeniden parçalandı ve yeni bir felaketle dağıldılar. 48 ve 67’de iki felaketle karşılaştık. Ahlar yükselip uzaktan Kızılhaç’ın taşıdığı mesajlarla birleşti. İnsanlar camide toplanır, seslenici seslenir, sonra insanlar silkelenir. Hüzünler, inlemeler… Abbas mescidinde İmam Yasin, etrafındaki küçük çocukların kulaklarına fısıldıyor: Allah’a yemin olsun. Tek bir silahımız olduğunda onları öldüreceğiz. Kalpler titriyor. Zira Yahudi’yle karşılaşmayı düşünmek korku verici. Yahudilerin resmi küçük zihinlerde Deyr Yasin gününde kanla karışmış karanlık olarak çizildi. Yahudilerle savaşıyor muyuz? Yasin devam ediyor: Yahudiler ve biz bu nesil üzerine kavga ediyoruz. Ya Yahudiler onu bizden alacaklar ya da biz onu Yahudilerin elinden kurtaracağız. İmamımız Yasin savaş ilan etti. 6 gün savaşında galip gelen devlet İsrail, minaresi yakılmış Mescid-i Aksa’nın alanında şarkı söylemeye başladı: Muhammed öldü, yerine kızları bıraktı. Bu şarkıyı Moshe Dayan ve askerleri Mescid-i Aksa ile Kubbetü’s Sahra arasında kalan alanda söylüyor. Hz Ömer’in elbisesiyle temizlediği yerlerde şampanya kadehleri devriliyor. Bütün savaşlar gibi bir savaştı. Bir Yahudi, Yahudi bayramında hediye olarak dar sokakların başlarına içki döküyor. Kadınlar yün elbiseler giyiyorlar. İçki, çıplaklı, kahvehaneler ve yenilgi. Ve nesil üzerine çatışma başlıyor. İmam Yasin ve beraberinde ona inanmış bir azınlıkla meyhane açılması, Mescid inşasına engel olunması, kahvehanelerin çoğalması, Nasr, Cela, Amir ve Samir sinemalarının kurulması, ilkokul çocuklarının elinde dolaşan ahlaksız resimlerin basılması ve yeni nesil için Yahudi pazarında ve vatanımızın çıplaklar kulübüyle kirletilmiş sahillerinde hizmetçi olarak çalışma kapılarının açılması arasındak
Şeyh Ahmed Yasin
Şeyh Ahmed Yasin
haber
Ergenekon sanığı Mustafa Balbay’ın 2002-2005’te generallerle yaptığı görüşmelerin notları Türkiye’nin darbenin eşiğinden döndüğünü kanıtlıyor Çok gizli görüşmeler Balbay’ın günlükleri bir grup gazeteciyle dönemin kuvvet komutanları Aytaç Yalman ve Şener Eruygur başta olmak üzere kurmay subayların arasındaki çok gizli görüşmelerle dolu. AKP’ye karşı birleşelim Görüşmelerde Eruygur “Arkadaşlar ne yapabiliriz, enerjimizi nasıl birleştirebiliriz. Güç birliği yapalım” diyerek medyayı AKP Hükümeti’ne karşı girişimin parçası olmaya davet ediyor. Özkök varken darbe olmaz Bu davete bir gazetecinin cevabı aynen şöyle: Paşam sizin bir numara (Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök) ile kafanızdakileri yapmak çok zor… Önce orada bir şeyler yapmak lazım. ABD ve AB durdurmuş Görüşme metinleri ordunun üst kademesini darbe yapmaktan alıkoyan etkenlerin başında ABD’nin tutumunun bilinmemesinin ve Avrupa Birliği’nin geldiğini gözler önüne seriyor…
Sivil Darbe Gunlukleri
Sivil Darbe Gunlukleri
haber
Londra Misyoner teşkilatı başkanı şöyle konuştu: "Biz İngilizlerin müreffeh ve saadet içinde yaşamamız için, müslümanların arasına nifak tohumlarını ekmemiz lazımdır. Onların içinde ihtilaf kıvılcımlarını tutuşturmalıyız. Biz Osmanlı Devleti`nin her tarafına fitne sokarak, onu yıkacağız. Böyle yapamazsak, İngilizler gibi küçük bir millet, nasıl müreffeh olur? İşte Hempler, bunun içindir ki, İslam dünyasını nifak ve fesat ateşine vermeden onları tefrikaya sokmadan geri gelme!"...
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
haber
Resimlerle Bebek Bakımı
Resimlerle Bebek Bakımı
haber
Tarihini bilmeyen insanlar sömürülmeye ve güdülmeye mahkumdurlar. Tarih cehaleti, insanı bağımlılaştırıp, aşağılık duygusu altında ezer, ezdirir. Bu kompleksten kurtulmanın bir tek yolu var: Allah'ın istediği tarihi bağımsızlık... Ne kadar hatalı da olsa, otuz üç sene Osmanlı Devletini yönetmiş ve kendisine "Kızıl Sultan" dedirtecek bir harekette bulunmamış olan Sultan Abdulhamid'e, bir-iki Ermeni veya Yahudiyi sevindirmek için neden Kızıl Sultan diyelim?...
II. Abdulhamidin islam birliği siyaseti
II. Abdulhamidin islam birliği siyaseti
haber
Safranbolu
Safranbolu
haber
Şadiye OsmanoğLu Babam Abdulhamid Saray Ve Sürgün Yılları
Şadiye OsmanoğLu Babam Abdulhamid Saray Ve Sürgün Yılları
haber
NACİ el-ALİ karikatür HANZALA Varlığında ve yokluğunda bilincimizi aydınlatan Hanzala'ya selam ile... Orijinal adı: Karikatür, Naci el-Ali, Beyrut: Arab Documentation Center, 2. bs., Ocak 2007 (1. bs. Mayıs 1983) Çeviren: Muharrem Tan Çatalçeşme Sokağı No: 27/2 Cağaloğlu 34110 İstanbul tel: (212) 5207210 fax: (212) 5115791 vveb site: www.iz.com.tr e-mail: bilgi@iz.com.tr kapak: Medine Efe Basıldığı yer: Düzey Matbaası; Litros Yolu Fatih Sanayi Sitesi No: 280 Topkapı-İstanbul © İz Yayıncılık Limited Şirketi, 2009 Sertifika no: 0207-34-007609 İZ YAYINCILIK: 588 Sanat edebiyat dizisi / çizgi: 97 ISBN 978-975-355-745-0 İstanbul, 2009 © Yayın hakları Arab Documentation Center ( )'a aittir, 1983, 2007. NACİ el-ALİ: "AKTİVİST ADIMIZ" Naci el-Ali, "Filistin'in aktivist adı'dır. Dolayısıyla vatana dönüş, hürriyet, uzun ve baskı dolu sömürge gecesine son vermenin yegâne yolu olan devrim sürecinin de aktivist çizgisidir. Aynen budur: Vatan olarak, çadır olarak ve insanın insanlığını seferber eden bir dava olarak. Küçük haritası, dünyayı içine alacak, hatta ona dar gelecek kadar genişlemiş; ne adalet ruhu ne zulmü zalimlerin yüzlerine çalma iradesi için alan kalmıştır. Naci işte o "ağaç"tır: Onun çocuğu, gölgesi, ıslak toprağa batmış köküdür. Damarlarıyla denizi denize, Doğu'yu Batı'ya bağlar. Sevmeseler de, yaşadıkları gerçeği farklı göstermeye çalışsalar da hepsi onun ailesidir. O, günden güne büyüyen çaresizliklerini teşhir edendir. Naci, Felaket'i yaşamış biri olarak, bir gün mutlaka gelmesi gereken bir zaferin ebedi düş kurucusudur. O, daimi kışkırtıcı, daimi "anarşist", acı gerçek karşısında düşlerden kuvvet alandır. Bu sebepledir ki onun üslubu -fırçası-, kemikleri delik deşik edecek şiddette bu alaycı kokuyu taşır. Daha iyi bir yarın adına, yegâne ümit ve vaat devrim olduğu için başka hiçbir şey Naci'yi bu yolun davetçisi olmaktan ayıramamış, ondan alıkoyamamış-tır. Şekliyatı önemsemez, gövde gösterilerinden etkilenmezdi. Devrimci nutukların ve onların sahiplerinin cirit attığı ortamlarda yolunu asla kaybetmezdi. Her zaman devrim kavramı ve devrimciler üzerinde durur, onları ilk hallerindeki sadelik, temizlik ve netlikle tarif ederdi. Ebu Zer ve Rebezeliler gibi kahramanları örnek verirdi. *** 4 Naci için orta yol yoktu. Gri de yoktu. Alanı ne kadar az olursa olsun, beyaz beyaz, siyah siyahtı. Bu ikisi arasında, olup bitenle olması gereken arasında ebedî bir çatışma sahası mevcuttu. Naci, yaşanan hezimeti asla küçümsemez, ona yüz çevirmez, ondan kurtulmak için kaderden veya mucizelerden medet ummazdı. Aksine hezimet şarabını onuruyla yudumlar, onu sadistçe bir zevke dönüştürür, içi yanıp kavrularak yerinden sokulurken neredeyse alay için dilini çıkarırdı. Hezimetle çarpışarak mücadele eder, onun asrının sonu gelinceye kadar sizi de mücadele saflarında yerinizi almanızı sağlayıncaya kadar acımasızca takip ederdi. *** Siyasete ve hayatın kaygılarına mola verip biraz gülümsemek veya kahkaha atmak için karikatür arıyorsanız, Naci'yi okumayın. Onu, kaygılarınıza ve tarihinizin gerçeklerine daha bir derinden dalmak için okuyun. Kendiniz olabilmek için, çadıra dönebilmek, onu kendinize ve yüz elli milyon "Filistinli"ye, büyük Arap âleminin evlatlarına yurt yapabilmek için okuyun. Naci el-Ali, hepimiz için bir aktivist adıdır. Benliklerimizin derinliklerinde, ölene kadar dimdik durmayı sürdürecek "ağaç"ın köklerinde olduğumuz gibi olabilmek adına. O o ağaç, o biziz. Naci el-Ali, okurken kendimizden ve olmamız gerekliğinden çok uzakta oluşumuzdan dolayı utanarak ağladığımız aktivist adımızdır. Büyük şafağımızın doğabilmesi için "biz"in "o" olmasından başka çıkar yol görünmüyor... O zaman "Hanzala" başını çevi
Hanzala Naci El Ali
Hanzala Naci El Ali
haber
palestine gaza hamas news tourism in east new lake liberation organization tourism texas israel history jordan peace jerusalem israel middle east arab palestinian intifada islam west-bank bridge lyn west bank and strip strippers settlements in eyeless in water municipality plo intifada west bank jerusalem palestine israel arafat sharon middle east
Gaza Cartoons
Gaza Cartoons
haber
Adem Dergisi Sayı 1
Adem Dergisi
Adem Dergisi
haber
GİRİŞ Yıllardır izlediğiniz haberlerde, okuduğunuz gazetelerde Ortadoğu'da neredeyse hemen her gün bir çatışma yaşandığına tanık oluyorsunuz. Her iki taraftan da pek çok masum insan; kadın, çocuk, genç, yaşlı bu acımasız savaşın hedefi oluyor. Evler, okullar, hastaneler ve hatta ibadethaneler yakılıp yıkılıyor. Yıllardır durmak bilmeyen bu kavga ve savaşın, akan gözyaşının ve kanın en önemli sorumlusu radikal Siyonist ideolojidir. İsrail, Filistin halkına karşı 1967 yılından bu yana uzun vadeli bir soykırım politikası yürütüyor. İşgal altındaki Gazze ve Batı Şeria topraklarında sivillere yönelik zulüm aralıksız devam ediyor. Sokaklar İsrail saldırıları sonucunda hayatını kaybetmiş Filistinlilerin cesetleriyle dolu. İşgalci, sömürgeci ve ırkçı bir ideoloji olan radikal Siyonizm elli yılı aşkın bir süredir Ortadoğu'da kan dökmektedir. Ne var ki özellikle Batı dünyasında Siyonizm gerçek anlamı ile tanınmamakta, Siyonist ideolojinin gerçek planı bilinmemektedir. Batı'da çoğu insan -yanlış bilgilendirmenin etkisiyle- Siyonizmin, Yahudilere bağımsız bir yurt sağlamayı hedefleyen masum bir ideoloji olduğunu düşünür, hatta bu nedenle kimi insanlar söz konusu ideolojiye sempati ile yaklaşırlar. Oysa gerçek hiç de öyle değildir. Siyonizmin hedefinin Yahudilere bir vatan sağlamak olduğu ve Siyonistlerin bu yönde mücadele verdikleri doğrudur. Ancak bu mücadele, tarihin belki de en acımasız, en zalim yöntemlerinin kullanıldığı haksız bir mücadeleye dönüşmüştür. 19. yüzyılda gelişen Siyonizm, Yahudilere bir yurt sağlamak amacı ile yola çıkmış, bunun için Yahudiler tarafından da kutsal kabul edilen Filistin topraklarını seçmiştir. Buraya kadar makul ve meşru olan bu hedef, Filistin'de yaşayan Müslüman Arap halkın yok sayılması ile birlikte, acımasız bir kolonileştirme ve etnik temizlik projesine dönüşmüştür. Bu dönemde Siyonistlerin en sık kullandıkları "topraksız bir halk için halksız bir toprak" sloganı, gerçek dışı bir propagandadır. Çünkü o dönemde ne Yahudiler topraksızdır, ne de Filistin toprakları halksız. Siyonistlerin Filistin'e başlattıkları göç hareketi, Ortadoğu'da kargaşanın da başlangıcı olmuştur. Çünkü Siyonistler yeni geldikleri bu topraklarda, bölgenin halkı ile birarada yaşamak yerine, onları evlerinden çıkarmış, yurtlarından sürmüşlerdir. Siyonistlerin kendileri için bir vatan edinme hedefleri, milyonlarca insanın vatansız kalmasına neden olmuştur. Bu kitapta bir yandan Siyonizmin çarpıtılmış propagandalarının ve telkinlerinin dünya barışı için nasıl büyük tehlikeler içerdiğini, bir yandan da bu ideolojinin neden olduğu katliamları, yıkımı ve tahribatı göreceksiniz. Unutmamak gerekir ki, radikal Siyonizmin planları yalnızca Ortadoğu ile sınırlı değildir. Siyonizm dünya hakimiyeti hedefinde olan din dışı ve ırkçı bir ideolojidir, dolayısıyla tüm dünya barışını tehdit etmektedir. Bu nedenledir ki, Siyonizme karşı yürütülecek olan fikri mücadele, yalnızca Ortadoğu'da bulunan Müslüman ülkelerin değil, dünya çapında tüm vicdan ve sağduyu sahibi, her milletten ve her dinden insanın (Yahudiler dahil) üzerine düşen bir sorumluluktur. Siyonizm gibi din dışı ve şiddet yanlısı ideolojilere karşı vicdanlı insanların kuracağı ittifak, dünya barışının tesis edilmesinde önemli bir adım olacaktır. İsrail ordusunun Filistin topraklarını işgaliyle, binlerce mazlum Filistinli yüzyıllardır yaşadıkları vatanlarından göç etmeye mecbur edildi. Yaşlı, hasta, kadın, çocuk demeden acımasızca yurtlarından sürgün edilen zavallı Filistin halkı, arkalarında evlerini, ekilmiş topraklarını, zeytin bahçelerini bırakarak açlık, yoksulluk, hastalık ve sefaletin kucağına atıldı. Ayakta bile durmakta zorlanan
Gizli Düşman Siyonizm
Gizli Düşman Siyonizm
haber
ihh.org.tr Although separated from each other by physical boundaries and distances, Muslim communities gather together in a spiritual atmosphere on religious days. Muslims who flooded mosques during Eid al-Adha recited prayers in support of Muslim people under foreign occupation. We as the IHH Humanitarian Relief Foundation moved to contribute to fraternity and solidarity among Muslim communities by performing sacrificial slaughters in 110 countries and regions. The IHH slaughtered sacrificial animals in 110 countries and regions, particularly in those that are hit by war, occupation, civil unrest, poverty and natural disaster. The foundation distributed sacrificial meat to refugees in camps in Lebanon, Jordan, Syria, Iraq, Georgia and Azerbaijan. Occupied Iraq and Gaza were another two regions where the IHH performed sacrificial slaughters and took the greetings of people of Turkey. The IHH took the joy of Eid al-Adha to Muslims in Kosovo, Bosnia-Herzegovina, Albania, Serbia, Sandzak, Romania, Montenegro, Macedonia and Bulgaria by slaughtering sacrificial animals in these countries and regions. The foundation performed sacrificial slaughters and distributed the meat to needy people in African countries of Benin, Botswana, Burkina Faso, Burundi, Algeria, Chad, Djibouti, Eritrea, Ethiopia, Morocco, Gambia, Ghana, Guinea, South Africa, Cameroon, Kenya, Comoros, Lesotho, Madagascar, Malawi, Mali, Egypt, Mauritania, Mozambique, Namibia, Niger, Nigeria, Senegal, Ruanda, Sierra Leone, Somali, Sudan, Swaziland, Tanzania, Tunisia, Uganda, Zambia and Zimbabwe. Aceh, Arakan, Bangladesh, Burma, China, Eastern Turkistan, Indonesia, the Philippines, India, Cambodia, Kashmir, Moro, Nepal, Pakistan, Pattani, Sri Lanka, Thailand, Vietnam, USA (Harlem), Brazil, Bolivia, Ecuador, Haiti, Colombia, Cuba, Peru, Surinam and Venezuela are some of the countries and regions the IHH organized sacrificial slaughters. Chechen refugees given a hand The Chechen refugees living on the border areas between Georgia and Chechnya and in Azerbaijan were also delivered sacrificial meat. 12,000 Pakistani families extended aid The meat of 2,100 sacrificial animals was distributed to 12,000 families in Kashmir, Balochistan, Skardu, Islamabad and Rawalpindi. IHH officials gave Eid clothes to 130 children studying in prefabricated houses in Haripur district and 90 girls in Rawalpindi. Sacrificial meat delivery in 47 provinces The IHH distributed the meat of sacrificial animals slaughtered in a slaughterhouse in the city of Balıkesir to needy people in 47 provinces across Turkey.
Aid Al Adha
Aid Al Adha
haber
What Do Muslims Believe About Allah
What Do Muslims Believe About Allah
haber
What Is The Purpose Of Life
What Is The Purpose Of Life
haber
Kur’An Ve SüNnette Aile BirliğInin Korunmasi
Kur’An Ve SüNnette Aile BirliğInin Korunmasi
haber
Miracle Of Kaaba
Miracle Of Kaaba
haber
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 301 428
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 301 428
haber
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 201 300
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 201 300
haber
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 101 200
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 101 200
haber
More from haber
(20)
Filistinde Direniş Tarihi
Filistinde Direniş Tarihi
Şeyh Ahmed Yasin
Şeyh Ahmed Yasin
Sivil Darbe Gunlukleri
Sivil Darbe Gunlukleri
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
SÖMÜRÜ AJANI İNGİLİZ MİSYONERLERİ
Resimlerle Bebek Bakımı
Resimlerle Bebek Bakımı
II. Abdulhamidin islam birliği siyaseti
II. Abdulhamidin islam birliği siyaseti
Safranbolu
Safranbolu
Şadiye OsmanoğLu Babam Abdulhamid Saray Ve Sürgün Yılları
Şadiye OsmanoğLu Babam Abdulhamid Saray Ve Sürgün Yılları
Hanzala Naci El Ali
Hanzala Naci El Ali
Gaza Cartoons
Gaza Cartoons
Adem Dergisi
Adem Dergisi
Gizli Düşman Siyonizm
Gizli Düşman Siyonizm
Aid Al Adha
Aid Al Adha
What Do Muslims Believe About Allah
What Do Muslims Believe About Allah
What Is The Purpose Of Life
What Is The Purpose Of Life
Kur’An Ve SüNnette Aile BirliğInin Korunmasi
Kur’An Ve SüNnette Aile BirliğInin Korunmasi
Miracle Of Kaaba
Miracle Of Kaaba
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 301 428
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 301 428
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 201 300
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 201 300
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 101 200
Kuran Ve SüNnette Evlilik Dr Muhammed Ebun Nur 101 200
Download now