2. VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı
MESLEK HASTALIKLARININ ÖNLENMESİNDE EĞİTİMİN ROLÜ
The Role of Training for Prevention of Occupational Disease
Ekrem ÇAKMAK; Deniz BOZ ERAVCI; Derya KOÇAK; Burak AYAN
ekrem.cakmak@csgb.gov.tr; deniz.eravci@csgb.gov.tr; derya.atmaca@csgb.gov.tr; burak.ayan@csgb.gov.tr
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi, Ankara, Türkiye
ANAHTAR KELİMELER
Meslek Hastalıkları, İş Sağlığı ve Güvenliği, Eğitim, Çalışanların Katılımı, Önleme Politikaları
Occupational Disease, Occupational Health and Safety, Training, Participation of Employee, policy of
prevention
ÖZET
Ulusal boyutta iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişimi ve risklerin önlenmesi konusunda
eğitim faktörü önemli bir yere sahiptir. 89/391 EEC İş Sağlığı ve Güvenliği Çerçeve
Direktifi’nde risk faktörlerinin giderilmesi açısından çalışanların dâhil edilmesi ana bir
strateji olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna paralel olarak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu’nun 42. maddesinde ve bu madde uyarınca yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve
Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte çalışanların eğitiminin
önemine vurgu yapılmaktadır. Ülke genelinde meslek hastalıklarının önlenmesi ve
oluşabilecek risklere karşı çalışanların korunması kapsamında oluşturulması gereken
politikalar düşünüldüğünde en kapsamlı önleme politikası olarak karşımıza eğitim
çıkmaktadır. Böylece sahada çalışmakta olan personelin kapasitesinin ve uzmanlık düzeyinin
artırılmasının yanı sıra meslek hastalıklarının önlenmesi konusunda aktif rol oynayabilecek
olan uzman personellerin bilinç düzeyinin artırılması gerekmektedir. Bu çalışmada 2013
yılında ÇASGEM tarafından yapılmış, kamu, özel sektör ve üniversitelerin katılımıyla
gerçekleştirilmiş olan Meslek Hastalıkları Çalıştayı sonuçlarına yer verilmiştir. Bu kapsamda
özellikle önleme politikaları içinde eğitimin önemine vurgu yapılmıştır. Bu çalışmada literatür
değerlendirmesinin yanı sıra çalıştay sonuçları da değerlendirilmiştir.
3. VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı
SUMMARY
The role of education is very important for the development of health and safety culture and
prevention of occupational risks. Incorporation with emplooyes for elimination of
occupational risk factors emerge as a major strategy of 89/391 EEC The Framework
Directive Occupational Health and Safety. At the same time, Regulation of Occupational
Health and Safety Procedures and Principles of empoyees according to article 42 of Act no
6331 Occupational Health and Safety Law. Education emerges as a main policy for
occupational disease prevention and protection. Thus, the capacity of the personnel working
in the field and increase the level of expertise as well as raise awareness of trained personnel
which can play an active role in the prevention of occupational diseases is required. this
study deal with the result of Occupational Diseases Workshop which was conducted by
ÇASGEM in 2013 with the participation of the public institutions, private sectors, and
universities. Within this framework importance of the education which is one of the
prevention policies was emphasised especially. In this study, in addition of the literature
evaluation, the result of the worksop are also evaluated.
GİRİŞ
Ülkemizde hızlı bir sanayileşme sürecinin yaşanması ile birlikte ortaya çıkan problemlerin
başında “çalışan sağlığı” gelmektedir. Çalışan sağlığı konusu, iş sağlığı ve güvenliği kavramı
ile birlikte, çalışanlarda korunma, önleme bilincinin yerleştirilmesi, iş sağlığı ve güvenliği
kültürünün oluşturulabilmesinde önemli bir unsurdur. Çalışanların korunması, daha sağlıklı
daha güvenli ve insan onuruna yakışır çalışma şartlarının tesis edilmesi için uluslar arası
boyutta birtakım bildirgeler ve bunlara bağlı devletlerin katılımıyla gerçekleştirilen uluslar
arası sözleşmeler mevcuttur. 10 Aralık 1949’da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul
edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”nde yaşama hakkı, kişi güvenliği, özgürlük gibi
konular teminat altına alınırken, her türlü ayrımcılık, işkence, insanlık dışı muamele ve
aşağılama yasaklanmıştır. (BM, 1949)
Tüm dünya ülkelerinde iş sağlığı ve güvenliği alanında uygulanan sistemlerin en temel ve
belki de en önemli kaynağını 89/391 EEC İş Sağlığı ve Güvenliği Çerçeve oluşturmaktadır.
Ülkemizde bu direktif kaynak alınarak çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun ile
meslek hastalıkları önleme ve tespit etme noktasında gelişmeler beklenmektedir. Önleyici bir
4. VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı
yaklaşımı esas alan bu kanun kapsamında iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlenebilmesi,
sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının ulusal boyutta iş sağlığı ve güvenliği kültürünün
gelişimi ve risklerin önlenmesi konusunda eğitim faktörü önemli bir yere sahiptir. 6331 sayılı
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre önleme politikası geliştirilmesi, mesleki risklerin
değerlendirilmesi ve önlenmesi için eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbiri alma,
çalışanın sağlık ve güvenlik açısından işe uygunluğunu dikkate alınması gibi yükümlülükler
işverenin sorumluluğu altındadır. İlgili kanunun 42. maddesinde ve bu madde uyarınca
yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmelikte çalışanların eğitiminin önemine vurgu yapılmaktadır. Ülke genelinde meslek
hastalıklarının önlenmesi ve oluşabilecek risklere karşı çalışanların korunması kapsamında
oluşturulabilecek politikaların başında eğitim gelmektedir. Eğitim ile çalışanların kapasitesi
ve uzmanlık düzeyi artırılarak meslek hastalıklarının önlenmesi konusunda aktif rol
oynayabilecek bilinç düzeyine erişim sağlanabilecektir.
Bu kapsamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi ve T.C. Yıldırım
Beyazıt Üniversitesi işbirliği ile ülkemizde hem çalışanlar hem de işverenler açısından çalışan
sağlığı ve meslek hastalıkları ve önleme noktasında eğitimin önemi konusunu akademik
boyutta ele almak amacı ile 17 Ocak 2013 tarihinde “Meslek Hastalıkları Çalıştayı”
gerçekleştirilmiştir.
MATERYAL METOD
17 Ocak 2013 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi ve T.C.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi işbirliği ile “Meslek Hastalıkları Çalıştayı” düzenlenmiştir.
Akademisyenlerin, ilgili kamu ve sosyal tarafların temsilcilerinin yer aldığı üç farklı gruptan
oluşan çalıştayda “Yasal düzenlemelerde meslek hastalıklarının yeri”, “Meslek Hastalığını
önleme noktasında eğitimin rolü” ve “Meslek hastalıkları hakkında işletme düzeyinde
alınması gereken önlemler ve politikalar” konuları tartışılmıştır.
BULGULAR
“Meslek Hastalığını önleme noktasında eğitimin rolü”
Meslek Hastalıklarını önleme noktasında tüm paydaşlar eğitimin rolünün büyük öneme sahip
olduğu konusunda hem fikirdir. Ancak eğitimin içeriği, yetkinliği, kimlerin eğitileceği
konusunda ortaya bir model konulması gerekmektedir. Bu çalıştay grubunda üniversitelerde
lisans (Tıp / Mühendislik Fak.) ve önlisans programlarında Meslek Hastalıkları Eğitimi, İşyeri
5. VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı
Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı yetiştirme eğitimleri, işçi eğitimi, meslek içi eğitim ve
işveren eğitimleri, ilköğretim ve meslek liselerinde eğitimi ele alınmıştır.
İş Sağlığı ve Güvenliği alanında farklı isimlerde bölümler bulunmaktadır. Bu bölümler için
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da görüşü alınarak ortak bir isim belirlenmelidir.
Bütün Tıp fakültelerinde, Mühendislik Fakültelerinde ve Meslek Yüksekokullarında iş sağlığı
ve güvenliği ile ilgili dersler konulmalı, müfredatta ve ders içeriklerinde standartlaşma
sağlanmalıdır. Lisans programlarının (Tıp/Mühendislik) bir bölümünde İş Sağlığı ve
Güvenliği eğitimleri olmasına rağmen çoğunluğunda yer almamaktadır bu derslerin zorunlu
olması için çalışmalar başlatılmalıdır. Üniversitelerde bu dersleri veren akademisyenlerin
yetkinliği belirlenmeli, zorunluluktan dolayı alanla ilgisi olmayan akademisyenlerin ders
vermesinin önüne geçilmelidir. Lisansüstü eğitimlerde yetkin kurumlar ve öğretim üyeleri
görev almalıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)
eşgüdümü sağlanmalı, araştırma kaynaklarının geliştirilmesi ve öğrenci niteliğinin artması
sağlanmalıdır. Üniversitelerde İş Sağlığı ve Güvenliği Toplulukları oluşturulmalı ve
farkındalığın sağlanması konusunda çalışmalar yapılmalıdır.
İş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinden İş Güvenliği Uzmanlarının ve İşyeri Hekimlerinin
eğitim programı güçlendirilmeli ve revizyon edilmelidir. Eğitici niteliği artırılmalı, sürekli
eğitim sağlanmalı ve uygulamalı eğitim artırılmalıdır.
İşçi ve İşveren için standart programlar oluşturulmalıdır. İşçi eğitimlerinde Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı alana özel yenilikçi yaklaşım odaklı standart eğitimler modülleri
oluşturmalıdır. İşverenlerin eğitimi kendi meslek örgütleri ve üniversiteler ile işbirliği
kurularak sağlanabilir. Çalışanlar, işi ve yaşadığı sağlık problemi arasında bir bağ olduğunu
düşündüğünde işyeri hekimine başvurması konusunda eğitilmelidir. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (ÇASGEM) vb. kurumlar Risk Değerlendirmesi alanında
sektörlere yönelik eğitim modülleri oluşturmalı ve bu eğitimlerin artırılması sağlanmalıdır.
Sendikalar, yasal yükümlülükleri olan eğitimleri yeterli nicelik ve nitelikte vermeli ve bu
eğitimler denetlenmelidir.
Yaşam boyu öğrenme yaklaşımı benimsenmeli (anaokulu ve aileden başlayarak), iş sağlığı ve
güvenliğinin aile kültürü, toplum kültürü haline gelmesi için çalışmalar yürütülmelidir.
İlköğretim için zorunlu “Güvenlik Kültürü” yaklaşımı benimsenmelidir. Meslek Liselerinde
mevcut olan zorunlu İş Sağlığı ve Güvenliği Teorik ve Uygulamalı Eğitimleri ve kontrol
6. VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı
listeleri geliştirilmelidir. Konuyla ilgili toplum farkındalık sağlanmalı ve tüm paydaşlara
(Diyanet, RTÜK, Medya, siyasi liderler, kanaat önderleri vb.) bu konuda rol biçilmelidir.
SONUÇ/ TARTIŞMA
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi ve T.C. Yıldırım Beyazıt
Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirilen “Meslek Hastalıkları Çalıştayı” kapsamında meslek
hastalıkları konusunda hekimlerin ve diğer sağlık personelinin konu ile ilgili olarak bilinç
düzeylerinin ve farkındalıklarının artırılması ile koruyuculuk hizmetlerinin daha isabetli
sunulmasına olanak sağlanabilecektir. Hekimlerin 6 yıllık temel tıp eğitimleri sırasında
meslek hastalıklarının ders şeklinde halk sağlığı stajlarında anlatıldığı, alınan bu eğitimin
hizmet veren hekimin farkındalık düzeyinde yeterli düzeyde değişiklik yapmadığı
düşünülmüştür. Temel eğitimin meslek hastalıkları, meslek sorgusu gibi konularda
zenginleştirilmesinin, meslek hastalıklarının önlenmesinde temel nokta olduğu ifade
edilmiştir. Ayrıca işyeri hekimliğinin bir sertifika programından çok tıpta uzmanlık şeklinde
okutulan bir alan olması gerektiği de ortak çalıştay katılımcılarının ortak kanısıdır.
İş güvenliği uzmanlarının da meslek hastalıkları konusunda bilinçli olması önemlidir. Farklı
bölüm mezunlarından oluşan iş güvenliği uzmanlığında standart bir eğitime tabii tutulması,
ama en temelde, YÖK ile işbirliği içerisinde lisans bölümlerde İş Sağlığı ve Güvenliği’nin
ders olarak okutularak kültür oluşumuna zemin oluşturulması yine koruyuculuk hizmetlerinin
temel yapıtaşlarından biridir. Ayrıca ilköğretimden başlamak üzere önlisans, lisans tüm
bölümlerde de İş Sağlığı ve Güvenliği dersi okutularak geleceğin çalışanı olacak bireylerde
kültür oluşumu için zemin hazırlanmalıdır.
İSG profesyonellerinin eğitimlerinden sonra, çalışanların işyeri ortam ve şartlarında hali
hazırda var olan sağlık ve güvenlik tehlikelerinden ve bunlardan kaynaklanan risklerden
korunabilmesi için gerekli olan eğitimler, koruyucu hizmetlerin en başında gelmektedir.
(Karacan & Erdoğan, 2011) Bu amaçla çalışanların eğitimi “Çalışanların İş Sağlığı ve
Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” ile düzenlenmiştir. İlgili
yönetmeliğe göre eğitimler;
- Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 3 yılda en az bir defa en az 8 saat,
- Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iki yılda en az bir defa en az 12 saat,
- Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde yılda en az bir defa en az 16 saat,
şeklindedir. (ÇSGB, 2013)
7. VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı
İşverenin yukarıdaki yönetmelikte belirtildiği şekilde eğitimleri vermek/verdirmek
yükümlülüğü bulunmaktadır.
KAYNAKÇA
BM. (1966, Aralık 16). Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslar Arası Sözleşmesi.
BM. (1949, Mayıs 27). İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi. TBMM İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu.
BM. (1966, Aralık 16). Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi.
ÇSGB. (2013, Mayıs 15). Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmelik. Resmi Gazete .
Karacan, E., & Erdoğan, Ö. N. (2011). İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine İnsan KAynakları Yönetimi
Fonksiyonları Açısından Çözümsel Bir Yaklaşım. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi , 21 (1), s. 102-116.